Jeon Jungkook
Baloya sadece üç saat kaldı ve ben çoktan hazırlanmaya başladım.Aklımda sadece yoongi vardı-sözde jihoon-bu akşam onu göreceğim için biraz heyecanlıyım.Beni tanır mı?Ama bana kendini farklı biri olarak tanıttığı için belki tanımamazlıktan gelir.Umarım tanımamazlıktan gelmez.Maskeli baloda beni o kadar insanın içinde nasıl tanır bilmiyorum.
Sıcak bir duşun ardından şimdi odamda ara sıra kullandığım kremleri sürüyorum.Bu akşam güzel olmam gerek.Dudaklarıma kendim özel olarak yaptığım kirazlı kremden sürdüm şimdi sadece üzerimi giyinmek kalmıştı.Altıma mavi bir tayt üzerine arkası uzun beyaz bir ceket (Umarım anlatabilmişimdir.Bilirsiniz Disney prenslerinin geleneksel kıyafetleri 😋) hoş gözüküyordum.Maskemi taktıktan sonra saçlarımı kahküller iki yana ayrılcak şekilde taradım .İşte şimdi hazırım.
"Anne!Ben hazırım."
"Bizde hazırız.Araba şimdi almaya gelir."Annem ve kardeşlerim aşağıya indiklerinde ağzım açık bir şekilde onlara bakıyordum.Mükemmellerdi. Prens gerçekten şanslıydı.Ama genede kızları kıskandım dün ondan birazda olsa hoşlanmış olabilirim.Neyse saçma hayallerle beynimi doldurmamalıyım.5 dakika sonra bizi alması gereken araba geldi.Dışarı çıktık ve arabaya bindik.Sonunda sarayın önündeydik.Mükemmel gözüküyordu her yer parıl parıl paylayan ışıklarla süslüydü.Dışarda balo için gelen bir sürü kız ve erkek vardı.Aralarında acayip yakışıklılar vardı(maskeden gözüktüğü kadarıyla tabii).Umarım bu akşam yakışıklı biriyle tanışabilirim.Aklıma tekrar jihoon geldi.Onu gerçekten görmek istiyorum.Eğer onun prens olduğunu bilmesem bütün gece arardım ama zaten gözümün önünde olucak.
Birazdan ilk dans başlayacak.Prens seçtiği kızla dans edicek."Ve karşınızda Ellendar Prensi Min Yoongi"keşke evleneceği kişi ben olabilsem.Prens merdivenlerden indi ve maskenin altından minik gözlerini geniş salonda gezdirdi,en son benim üzerimde durdu.Ona bakarak kocaman gülümsedim.Gözlerini benden çektikten sonra hemen önümde duran kardeşime doğru baktı.Bize doğru gelmeye başladı.Kız kardeşim için sevinmeliydim.Kendim içinse üzülmeli.
Min Yoongi
Sonunda balo başlamıştı.Bütün salonu kook'u bulabilmek için iki kere gezmiştim ama bir sürü maskeli insanın içinde bulmak çok zordu."Ve karşınızda Ellendar Prensi Min Yoongi"gitmem gerikiyordu fakat ben hâlâ onu bulamamıştım.Son kez gözlerimi salonda gezdirdim.Tam karşımda duruyordu.Yüzünde maske olmasına rağmen gözlerinde ki ışıltıyı tam anlamıyla görebiliyordum.Gözlerimi biraz aşağı indirince önünde duran kızı fark ettim.Yapıcağım şeyde sonra üzülecek ama yapmam gerek.Özür dilerim...
"Bunu yapmalıyım.Sonucu ne olursa olsun bunu yapmalıyım."
Kendi kendime güvenimi verdikten sonra yürümeye devam ettim.Sonunda önüne geldiğimde derin bir nefes aldım ve önünde eğildim."İlk dansınızı bana lütfeder misiniz?"Şaşkın gözlerle bana bakmaya başladı"Ben mi?"Kızın sorduğu soruyla kafamı hayır anlamında salladım."Hemen arkanızda ki yakışıklı beyefendi"Kahverengi büyük gözleri daha da büyüdü ve parmağıyla kendini gösterdi sorarcasına.Evet anlamında kafamı salladım.Elini tutup salonun ortasına çektim onu.Salona bir sessizlik hakimdi kimse ne bir şey diyebiliyor ne de hareket edebiliyordu.Adımlarımız salonun ortasında durduğunduysa ahenkle dans etmeye başladık.Kulağıma doğru fısıldadı."Bu yaptığın delilik Lee Jihoon"Özellikle bastırarak söylemişti.Yüzümde ki sırıtışla kulağına eğildim ve "Bu deliliğime eşlik ettiğiniz için teşekkürler kook-shii"tavşan dişlerini göstererek kocaman gülümsedi.Bir anda bizi birbirimizden ayırdılar.
Salonda ki herkes arasında fısıldaşıyor.Babam beni ve kook'u alarak sarayın boş bir odasına götürdü.Bana bakarak konuşmaya başladı."SEN NE YAPTIĞINI ZANNEDİYORSUN ""Sen bana eş seçmemi söyledin ve bende seçtim."Babama bağırmayı hiçbir zaman sevmedim.Ona bağırmak beni üzüyordu."E-efendim b-bben çok üzgünüm lütfen af-ffedin"Kook başı eğik dizlerini üstüne çökmüş bir şekilde söylediğinde ona doğru döndüm.Yere eğildim,çenesini tutup kafasını kaldırdığımda gözlerinin dolu dolu olduğunu gördüm."Hayır senin bir suçun yok."dedikten sonra gözünde ki yaşları sildim.Yüzünde hafif bir tebessüm oluştu.Tekrar babama döndüm.Bana gözünden alev fışkırtarak bakıyordu.Bir anda kook'u çekti ve "Onu zindana attıracağım ve bir daha ASLA görüşmeyeceksiniz.""Baba hayır bak onun bir suçu yok.Haberi bile yoktu ben kaldırdım onu"Onca şey söylememe rağmen hala kook'u tutuyordu.Kook'un gözleri tekrar dolmuştu iki-üç inci damlasının damladığını bile görmüştüm.Artık bu işe bir dur demenin vakti gelmişti."BABA BIRAK ONU!Tamam istediğin bir kızla 1 hafta sonra evlenicem ama lütfen onu bırak."Babam kook'u bir anda yere fırlattı.Kook yerden kalktığı gibi koşmaya başladı.Arkasından sadece bakabildim.
Jeon jungkook
Hayatımda geçirdiği hem en büyülü hem de berbat gündü.Aynı anda ikisini birden nasıl yaşayabiliyoruz.2 dakika önce gülümserken nasıl bir anda ağlayabiliyoruz.
Min yoongi ile dans etmem bir mucizeyken zorla ayrılmamız ise tamamen hayatın bana oynadığı acımasız oyunuydu.Koşarak saraydan çıktıktan sonra gördüğüm ata atlayıp hızlı bir şekilde eve sürmeye başladım.Ağladığımdan dolayı önümü görmek çok zor olduğu için bir köşede durup sakinleştim.Burda hiç bir suç bizde değildi.Ne onun beni dansa kaldırması yanlıştı ne de benim kabul etmem.Bu tamamen geri kafalı insanların suçu,aşktan anlamayan kalpsizlerin suçu.15 dakika kadar oturup sakinleştikten sonra kalkıp ata bindim ve eve gittim.Karşılaşacaklarımı bilsem o gece o eve gitmezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝓒𝓲𝓷𝓭𝓮𝓻𝓮𝓵𝓵𝓪
FanfictionPrensler her zaman bir prenses'e mi aşık olmalı? Disney series -1-