Yardım etmek istiyorum

202 19 0
                                    

Jisoo

Annemler yanımızdan ayrılıp bizi tek başımıza bırakmıştı.Yoongi'nin yüzüne baktığımda ne kadar boş baktığını fark ettim. Kendime itiraf ettiğim şeyi ona da söylemeliydim.
"Yardım etmek istiyorum ama seninde bana yardım etmen lazım."
"Neyden bahsediyorun?"
"Jungkook benim kardeşim eğer bana yardım edersen sizi buluşturabilirim."
"Jungkook?"
Sorduğu soruyla şaşırdım gerçekten ismini  bilmiyordu.Sonra bir şeyleri fark etmiş gibi gözlerinde bir ışık belirdi.
"Gerçekten kook'un kardeşi misin? İnanamıyorum o nerde,onu görebilir miyim,o iyi değil mi?"
Küçük bir çocuk gibi soruları arka arkaya sıralaması komiğime  gitmişti. Küçük bir kıkırtı çıkmıştı dudaklarımdan.
"O iyi şu an evde o geceden sonra annem ona biraz kötü davrandı. Eğer bana yardım edersen bu gece birlikte yanına gideriz olur mu?"
Heyecanla başını salladı. 5 yaşında bir çocuktan farkı yoktu.
"Nasıl bir yardımdan bahsediyorsun?"
"Sadece Jinyoung ile tanışmak istiyorum."
Yanaklarım kızarmıştı. Şu an kendimi çok kötü hissettim.
"O iş biraz zor Jinyoung'u daha önce kimseyle görmedim ama kook için bunu yapabilirim."
"Bu akşam babana benimle dışarı çıkacağını söyle izin verir büyük bir ihtimal ama annem eve girmemize izin vermeye bilir o yüzden gizlice gideceğiz. Tamam mı?"
"O zaman akşam saat 8'de kapının önünde seni bekliyor olucam."

Min Yoongi

Şu an hiç olmadığı kadar mutlu ve heyecanlı hissediyorum. Akşama saatler kalmıştı. Babama Jisoo ile birlikte düğünden önce son kez gezmek istediğimizi söylemiştik. Hemen kabul etmişti tabii. Odamda oturmuş her şeyin hazır olup olmadığını kontrol ediyordum. Son 1 saat...

35 dakika...

16 dakika...

4 dakika...

Sonunda saat gelmişti. Geçirdiğim 1 saatlik süre bana sanki asırlar geçmiş gibi gelmişti. Çantamı yanıma alıp sarayın önüne geldim. Merdivenlerde beni bekleyen Jisoo'yu görünce hemen yanina gittim.
"Şimdi hemen gidiyor muyuz?"
"Önce çarşıda gezelim dikkat çekmeyelim daha sonra bizim eve gideriz."
"Tamam ama lütfen çabuk olalım onu hemen görmek istiyorum."
Atları ahırdan aldıktan sonra çarşıya doğru yola koyulduk. Biraz dolaştıktan sonra ormanin içlerine ilerlemiştik. Sonunda ağaçların arasında bir ev gördüğümüzde geldiğimizi anlamıştım.
"Eviniz neden bu kadar ormanın içinde?"
"Babamın ilk eşi yani Jungkook'un annesi doğayı çok severmiş bu yüzden birlikte bu evi almışlar. İnsanlardan uzak ve sakin"
Şaşkınlıkla Jisoo'ya bakıyordum. Jungkook'un annesi nasıl mükemmel bir kadındı kim bilir. Keşke onu görebilmiş olsaydım.
"Kook ile üvey kardeş misiniz?"
"Evet,öyleyiz ama görenler hep gerçekten kardeşiz zannederdi. Birbirimize çok yakınız. Babam ve annem evlenmeden öncede böyleydik."
"Peki,ne zaman içeri girebiliriz?"
"Annem birazdan uyur o uyuduktan sonra arka kapıdan girer ve direkt bodruma ineriz."
Beklemek ile geçen 5 dakikanin ardından evdeki ışıklar sönmüştü. Yavaş bir şekilde arka kapıya doğru ilerledik. Jisoo elindeki anahtarla kapıyı açtı. Küçük adımlarla içeri girdim önümüze çıkan merdivenlerden aşağıya doğru indim. Arkamı döndüğümde Jisoo beni yukarda bekleyeceğiyle ilgili bir kaç hareket yaptı. Onu onaylayıp kapının önüne geldim. Son kez nefesimi düzene sokmaya çalıştım. Elim kapı kolunu bulurken kalbim koşuya çıkmış gibiydi. Yavaşça kolu çevirdim. Gördüklerim ağzımın açık kalmasını sağlamıştı...

𝓒𝓲𝓷𝓭𝓮𝓻𝓮𝓵𝓵𝓪Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin