4 BÖLÜM GİTME

141 6 3
                                    

''Hiç bir sevgi fırsatını kaçırma. Sokaklarda yürürken bile sevebilirsin. Kimseye bir şeyler vermen de gerekmez, sadece gülümse yeter. Onun bir maliyeti yoktur, içten bir gülümseme kalbini açar, kalbini daha canlı yapar. Birisinin elini tut - bir arkadaş ya da bir yabancı fark etmez. Doğru insanla karşılaşınca seveceğim diye bekleme. O zaman hiçbir zaman gelmeyecektir. Sevmeye devam et. Daha fazla sevdikçe doğru insanla karşılaşma için ihtimaller de artacaktır çünkü kalbin bir çiçek gibi açmaya başlayacaktır. Ve çiçekler açan bir kalp de, kendisine daha fazla arı, daha fazla sevgili çekecektir.''

Ben senden önce ölmek isterdim.

Gidenin arkasından gelen gideni bulacak mı zannediyorsun?

Ben zannetmiyorum bunu.

iyisi mi,beni yaktırırsın, odanda ocağın üstüne korsun içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun, şeffaf, beyaz camdan olsun ki içinde beni gorebilesin
Fedakarliğimi anlıyorsun ,vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum ,yaşiyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce kavanozuma gelirsin.
Ve orada beraber yaşarız külümün içinde külün
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
Ama biz o zamana kadar
o kadar karışacağız ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacagız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasndan nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak :
biri sen
biri de ben.

Bir gün, mutsuzluğu, acıları ve arzuları, en derindeki sırları görme yeteneğin olduğunu keşfetseydin...Bir gün, sana gülümseyen yüzlerin ardını görüp sana en yakın kişinin yüreğinde kilitlediği kapıları aralasaydın o zaman kader ne demek anlardın. Hayat okadar acımasız davranıyordu ki.. ''Hiç bir sevgi fırsatını kaçırma. Sokaklarda yürürken bile sevebilirsin. Kimseye bir şeyler vermen de gerekmez, sadece gülümse yeter.

Ben sana ölümün kıyısında yaşama tutunmuş bir hayattan geliyorum.Sonbahar yağmurunda sensiz ıslanacaksam, kahvemin yanında kahvesini yudumlayan sen olmayacaksan, kabustan korkarak uyandığımda sana sarılamayacaksam, beraber hayal kurup birlikte yaşayamayacaksam, beni sevdiğini söylemenin ne anlamı var ki? Madem bunları seninle yapamayacağım, daha fazla varlığına alıştırmadan git. Hiç olmazsa acıların tat versin bana. Nasıl olsa ben sevmekten vazgeçmeyeceğim. Bir gün olur da bunları benimle yaşamak istersen, ölüme terk ettiğin yerdeyim.

O sabah yatakta gözlerini açtığında ise kendini iyi hissetmiyordu. Bir gece önce beni görmesi dengesini altüst etmişti. Benden nefret ettiğini söylüyordu. Geçmişin asla sandığımız kadar uzakta kalmadığı gerçeğiyle yüzleşmek, yeteri kadar uzağa gidemediği kaygısını doğuruyordu. Yoksa yıllar geçtikçe güçleneceğine, zayıflıyor muydu Olgunlaşacağına koflaşıyor, dayanıklılığını yitiriyor muydu? Öğreneceğine unutuyor, bildiklerinden şüpheye mi düşüyordu? Geride bıraktığı onca şeyden ve onca yıldan sonra böyle yaprak gibi titremek, kendini başa dönmüş gibi hissetmesine yol açıyordu. Yürümüş, yürümüş ama hiçbir yere gidememişti. Belki de dünyanın yuvarlak olması, daima başladığın yere, yani kendine döneceğin anlamına geliyordu..

Ve anladım ki ne seninle ağlayabiliyorum, ne de sensiz gülebiliyorum.Belki de sen aşka aşıktın, ben üstüme alındım bilmiyorum. Bir gün gerçekten seni terk edebilecek miyim onu da bilmiyorum.Belki terk ederdim. Artık terk edemem ben seni nasıl terkedebilirim ki seni. Üzerine sinen benin kokusunu duymadan yaşayabilecek misin?.. Çünkü, senden geriye sadece sen kalana dek terk edilmiş olmuyorsun.

İnsan yaşadığı anın değerini yaşadıklarından ötürü değil, neler yaşayacağını bilmediğinden ötürü bilmez. Seni çok seviyorum; bir gün seni terk etme gücümü kendimde bulup bulamayacağımı bilmeye bilmeye... Anlıyor musun?

Dayanmak nasıl kolay olsun artık benim için. Unutabilmek içimden atabilmek nasıl kolay olabilirdi ki. Göz bebeğimsin sen benim karanlıkta durak ışığımsın sen benim nasıl seni arkamda bırakabilir ki...

O gece hiç uyumadım. Sabah ilk iş Ahsen'le konuşmak için hastaneye gitmekti. Ona neden beni istemediği soracaktım.Onu ne kadar sevdiğimi onun her zaman yanımda olduğumu bilmesini söyleyecektim. Gittim sabah olunca hastaneye kapının önünde Kaan'ı gördüm.Beni görünce dayanamadı. Başladı ağlamaya.

-Kaan kardeşim bir sorun mu var?

-Ahsen

-Ne oldu Ahsen' e söyle ne oldu

-Durumu gece daha da kötüleşti. Yoğun bakıma kaldırdılar ne olduğunu bilmiyoruz hiç birimiz. İyiydi. Neden böyle oldu.

-Hadi içeri girelim kardeşim. Ailenin bizi içerde ihtiyacı var gel hadi

Saatlerce bekledik kapının önünde. Kaan'ın annesiyle babası çökmüştü. Kaç saat bekledik bilmiyorum orda. Sonunda doktor çıkmıştı. Doktor Ahmet amcayı odasına götürdü. Uzun bir süre sonra Ahmet amca çıktı odadan bir çocuk gibi başladı ağlamaya neden bunlar benim benim meleğimin başına geldi diye. Herkes o kadar çok üzgün ki.. kimse soramıyordu. Ne oldu neden yoğun bakıma kaldırıldı diye.Sonunda anlattı tek bir umuttun olduğunu söyledi.Herkes yıkılmıştı.

O, başta yalnızca sevgiliniz oluyor sizin.

Sonra zaman ilerledikçe bir bakıyorsunuz, birlikte dedikodu yaptığınız bir arkadaş, dertlerinizi paylaştığınız bir dost, üşütme diye koruyan bir anne, o kim? bir daha konuşma onunla diye karışan bir abi, eve sakın geç kalma diyen bir baba olmuşsunuz. İnsanlar sizi dışarıdan yalnızca sevgili sanıyorlar. Oysa değil. Siz onun "herkes"i oluyorsunuz zamanla, o da sizin

Sende benim herkesimsin.

Ve sen hiç gitme olur mu?

Çünkü sen gidersen, seninle birlikte herkes gider.

Ve ben yapayalnız kalırım

GİTME.

Ben seni nasıl bırakıp gitmeni izleyebileyim ki.Gitme be sevgili birde sen bırakma bu acımasız dünyada beni gitme bırakma beni Her aşk gibi birgün sende git ama o gün benden önce olmasın ben dünyadayken olmaz bir kez daha kaybetmek istemiyorum.

-Doktor ; Bakın Ahmet bey bunu söylemek zor kızınızın durumu kötü kızınızın kalbi delik kaza nedeniyle çok zayıf düştü. Yoğun bakıma kaldırmak zorunda kaldık. Durumu ciddi acil kalp nakli olması lazım. Bünyesi çok zayıf vücut yanıt vermiyor. Beyin fonksiyonları şuan sorun yok. Bilinci açık her an kapanma tehlikesi var. Kızınıza en yakın zamanca kalp nakli yapılması şart.

-Ahmet bey ; doktor bey kalbi bulamazsan en fazla ne kadar yaşar.

-Doktor; ALLAH ' tan umut kesilmez ama kızınızın atlatması bu saatten sonra zor en yakın sürede bulmak zorundayız.

Kalır gibi gidişlerini izledim önce, sonra gider gibi kalışlarını...
Ve anladım ki ne sen gidebiliyorsun ne ben kalabiliyorum. Öyle bir hayat yaşıyoruz ki şimdi; ağlamak gülmenin mahkumu, gülmek ağlamanın gardiyanı gibi sanki...

"Herkes aşık olduğunu sanabilir ama yaratılışında aşk yeteneği olanların aşkı daha başka olacaktır. Tıpkı herkesin şiir yazması ama gerçek şair olamaması gibi."

KANATI KIRILAN KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin