Arabadan ilk inen Bob oldu araçtan. Ne oldugunun farkında değildi sadece ön bagajı açmaya çalıştı.Bob bagajı açtı açmasına ama direk kustu hemen aracın yanındaki ağacın köklerine. Aracın içi kan ve leşlerle doluydu. Bagajın icinde bir biz aýı vardı. Etleri ligme liğme olmuş bir vaziyette etrafa dağıtmıştı.
Thomas araca binmeden Bob'un ağacın yanında kustuğunu fark etti.
{Hayrola ne oldu miden mi bulandı?}
diyerek küçük bir gülümseme attı Bob'un sırtını sivazlayarak.Thomas arkasına baktı ve aracın üstünde koyu renkte kocaman bir kan lekesi farketti. Üstünde yavaş yavaş sinekler toplanmaya başlamıştı.
O sırada uzaktan Jeyc seslendi.
○Arabam bozuldu çalışmıyor
Diyerek diyerlerinide merak sardı.
:Aracına bak
Diyerek Jeyc'e haber verdi. aracına baktı ama hiç bir şey bulamadı taki aracın altına bakana dek. Aracın önünden damla damla kan sızlanana dek.Ansızın kafasını kaldıran Jeyc'i Bob farketti. "Kan var mı etrafta?" Demek istedi ama demedi belki yoktur diye düşündü.
○Bu bu nedir? Ne olmuş? Buraya nasıl gelmiş bu lanet olası...
Diyerek burnunu çekti orda. Kötü koku sanki yeni yayımlamış gibiydi. Sanki günlerdir bu ceset burada kaldı gibiydi.Kafasını kaldıran heidi ne olduğunün farkında değildi. Herkes araçtan inmişti ama neden dönmediklerini düşündü. Araçtan inmek istedi ama camdan olayları görünce sadece ďüşündü."n'oldu bunlara neden hepsi.." kendi kendine düşünürken birden çığlık attı.
Kapıyı açan Sarla oldu. Heidi onu görünce hemen şu kelimeleri sayıkladı
*O...o... ordaki nedir
Diyerek işaret parmağını bagaja devirdi.
●Korkma kızım gel dışarı çık bi soluklan
Dedi Heidi'nin kolunu tutarak.Thomas hiç düşünmeden arabasına yönlendi.Aracın ön plakasinin yanına varınca bir kol farketti.tüyleri ürpermişçesine diken diken olmuştu bu kötü manzaranın karşısında.
Bu bu bir insan cesediydi. Bir iki adım geri gitti gitmesine ama ayağı taşa takılıp kalça üstü yere düştü. Mitch Thoması farkedince yüksek sesle
(Thomas amca o düştü.)diyerek herkese haber saldı.John hemen tetiklendi babasını kurtarmak için. Kötü bir şekilde yere düştüğünü oda farketmişti.Thomas sadece dişlerini sıkarak ayağı kalkmaya çalışıyor ama nafile ayağı sert yere çarptığından ağrısı çok büyüktü.
Clara hemen ambulans çağırmak için telefona sarıldı sıkı sıkı kıracakmış gibi.
Çekmiyordu, hiç kimseyi arayamazdı.
~Baba telefon çekmiyor
Diye babasından cevap bekledi ama cevap Bob'tan geldi.
:Nasıl olur? Ben... evet, bu sabah Jhon'u aradım çekmesi lazım tekrar sene
~hayır yok yok çekmiyor kimseye haber de veremiyeceğiz.
Diye kendi kendini korkuttu ClaraLayla birden bağırdı. Clara ve Heidi Layla'ya ilk yaklaşan kişi oldular. Sonra hepsi gelip toplandılar Layla'nın neye bağırdığını.
*Ne oldu? ne var? Neyden korktun? Cümleleriyle Layla'ya baktı. Layla yüz mimikleriyle telefonu gösterdi.Sıradandı normal bir şeydi. Bu fotoğrafları kulübenin yanında çekmişlerdi ama dikkatli bakınca anladılar ne olduğunu. Arkada bir şey vardı sanki karanlık bir yüz ağacın üstünde çok her bir şekilde duruyordu.
^Gitmeliyiz burası çok kötü bir yer hemen gitmemiz lazım.
Ama gidemezdiler çünkü burda kalmışlardı. Hava ağır bir şekilde hava bozulmaya başlamıştı. Saat 6-7 arası gibiydi biraz daha geçerse günü burda geçireceklerdi.Ağaçlar artık çok farklı görünmeye başlamıştı. Korkutucu bir orman ve on üç kişi karşı karşıya. Yavaş yavaş uluma sesleri dağların tepelerinde duyuluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM YOLU
Mystery / ThrillerKorkutucu bir ormanda yalnız kalan birkaç aile kendilerini ölümle burun buruna olduğunu farkediyor. Acaba kimler sağ kalacak kimler ölü? Konuşma çizgileri -Levi "annie" : bob *Haidi (Mitch) 'Jhon ^Layla ~clara {Thomas} °Deny •Keyn ○Jayc ●Sarla