Arkama dönüp baktığımda zeynepin iki eli belinde bana tebbesüm ederek baktığını gördüm.
- hiç kabul etmiceksin sanmıştım.(gülerek)
- ettim kabul.(gülerek)
Babanem gülerek bize bakıyordu. Zeynep yanıma otururdu. Efil,efil esen rüzgarın ağaçlarda çıkardığı sesi çok seviyordum. Kulağa hoş geliyordu.
**********
Güzel bir köy kahvaltısından sonra babanem
- zeynep kızım. Bir türk kahvesi yapsana. Senin türk kahven köpüklü, köpüklü oluyor.
- tamam babanecim.
Deyip yanımızdan gitti. Babanem derin bir nefes alarak
- kızım seni hiç ablan aradımı?.
- şey....
Tam o sırada telefonum çalmaya başladı. Arayan ablamdı. Yüzümde tebbesüm oluşturarak
- babane ablam arıyor. İyi insan lafın üstüne gelirmiş.
- aç, konuş bakalım nediyormuş.
Telefonu açtım. Ablamın sesini duyunca çok duygulanmıştım.
- kardeşim nasılsın bakalım?.
- abla. Ben iyiyim burdaki her kez çok iyi. Peki sen nasılsın?.
- bende iyi olmaya çalışıyorum. Ama seni çok özledim.
- bende.
- ordakiler nasıl?.
- iyi.
Babanem "bana ver" diye bana işaret ediyordu. Telefonu babaneme verdim. Babanem de duygulanmıştı tabi 20 yıldır sesini duymadığı ve görmediği torunu. Babanem hapörlere alıp
- alo?.
- alo?. Şey siz kimsiniz?.
- şey, ben. Senin 20 yıldır görmediğin babanen
- bu nedemek oluyor ya?. Şey telefon şakasımı bu?. Yıldız ordamı?. Ben babanemi hiç görmedim.
- torunum benim. Hiç görmediğin babanen.
Birden ses kesildi. Daha sonra titrek bir seslen
- babane senmisin?.
- benim ya.
- babane nasılsın?.
- iyiyim.
Babanem yanımda. Onun gözünden yaşlar akıyordu, konuşurken. Eminimki ablamında akıyordu.
- ben daha fazla konuşamıcam. Şimdi annem gelir. Yakalanırım. Daha sonra konuşuruz. Dedi ablam
Babanem telefonu kapatıp bana verdi. Ben telefonu masanın üstüne koyup babanemin yanına oturdum. Ona sarıldım.
- babane bak yapma böyle. Bende üzülüyorum.
Dedim. Göz yaşlarını sildim. Babanem
- naapim kızım?. 20 yıldır görmediğim torunumla konuştum az önce.
- keşke görüşe bilsek. Bende ablamı çok özledim.
- yıldız kızım. Onun adı neydi?.
- hiranur.
- çok güzel bir isim miş.
Tam o sırada zeynep elinde türk kahveleriylen geldi tebbesüm ederek türk kahvelerini bize ikram etti. Türk kaveside köpüklü,köpüklüydü.
- sağol zeynep. Ellerine sağlık kahve köpüklü, köpüklü.
- ellerine sağlık torunum. Köpüğü bol.
- bir şey değil. Hadi soğutmadan için.(gülerek)
Kahvelerimizi yudum, yudum içtik. Kahveler bitince zeynep
- hadi bakalım fal bakıcaz. Kahveler bitiyse.
- fal bakmak günah ama.....
- aman yıldız torunum. Eylencesine bakcaz. Dedi babanem
- babane şey sen bu arada ağladınmı?. Dedi zeynep
- boş ver sen hadi bak. Dedi babanem
- tamam bakıcam. Ama şu kahvelerin soğumasını bekleyek, Hele.
Kahvelerimizi kapatıp, 5 dk boyunca kahvelerimizin soğumasını bekledik. Kahveler soğuyunca zeynep ilk önce benimkisine baktı.
- yıldız senin uzun 4 tane yolun var. Ha burda "h" adlı temiz kalpli biri var. Bu senin ailenden veya arkadaşlarından olabilir.
- peki orda yıldızın kocasının ismi varmı?. Dedi (gülerek) babenem
- dur bakıyorum. Babanişkom. Şey, evet var "c" ile başlıyor.