11.bölüm (sezon finali)

47 5 1
                                    

İşimizin başında çalışıyorduk. Tam o sırada sabah gördüğüm gıcık geldi.

- girebilirmiyim?.

- gir. Dedi zeynep

- girme. Dedim

Zeynep bana baktı. O gıcık ise bana alaycı gülümseymeylen bakıyordu. Benimde sinirlerimi bozuyordu. Benim yanıma geldi

- meraba. Ben caner. Ben bu şirketin patronun oğluyum. Sizde benim babamın ortağının torunuymuşsunuz. Senin adın ne?.

- sanane.

- efendim?.

- şey ismim yıldız.

- tanışdığıma memnun oldum.

-.........

- şey niçin geldiniz?.

- hiiç. Öylesine. Dedi

Ve çıktı.

- bu neydi şimdi yahu?. Dedi zeynep

*********

Saat 1 di. Zeynep le hava almak için şirketin bahçesinde oturuyorduk. Tam o sırada gıcık yanımıza geldi.

- oo nasılsınız?.

- ula sanane. Dedim

- saman ye. Dedi

Öyle baka kalmıştım. Birde erkek olucak!. Oturduğum yerden kalktım öfkeyle bağırarak

- asıl sen saman ye!.

- ......

- ya sen gitsene yanımızdan!. Bizi mi takip ediyorsun?!.

- yıldız. Sakin ol!. Millet bize bakıyor. Dedi zeynep

- olmucam!. Dedim

Zeynepin kolundan tutum. Onunla beraber ordan uzaklaştık. Odama yani ofise girdiğimde sinirden köpürüyordum. Zeynep

- sakin ol yıldız.

- nasıl sakin olim?. Ay bir de caner bey erkek olucak!. Onun ismi caner değildir. Bay gıcıktır.

- yıldız gel otur. Biraz sakinleş.

- off!. Banane!. O nun ayıbı. Ben yine insanlığınmı bozmim.

- ha işte böyle.

************

Hava kararmıştı. Çıkış saatimiz gelmişti.

- yıldız. Hadi çantanı al çıkalım.

- tamam.

Tam o sırada dedem geldi.

- kızlar hazırmısınız?. Hadi gidelim.

- hazırız.

Şirkten çıkçağımız sırada bay gıcık ve babası geldi. Babası ve dedem hal hatır sorarken bay gıcık da yüzünde gıcık bir gülümseme yaparak

- yarın ki piknikten haberiniz vardır.

- ne pikniği be?!.

- yarın cumartesi iş yok. Sizin aile ve bizim aile yarın pikniğe gitçez.

- dede gitsekmi artık?. Dedim

- tamam kızım gidek hadi. Dedi

Bende yüzümde alaycı bir gülümseme oluşturdum. Caner gıcığına karşı. Zeynepin koluna girdim.

Dedemin arabasına bindik.

************

Konağa gelmiştik. Araba konağın bahçesine park etti. Arabadan indik. Konağa girdim.

Babanem salonda oturuyordu. Elinde kitap vardı. Kitap okuyordu kitaba dalmıştı. Babanemin yanına oturdum.

- babane??.

- bismillah!.

Bir anda korktu. Kitap elinden fırladı.

- babane korkutuysam özür dillerim.

- yok kızım. Önemli değil ya. Bende kitaba dalmışım.

Tam o sırada dedem ve zeynep gülerek geldiler.

- hayrola hanım. Sen kitapmı okuyon?. Dedi dedem gülerek

- okuyom tabi. Ne var?.

- ya televizyonun başından kalkmayan sen. Şimdi kitap okuyan sen.

- okurum ne var yani?.

- bizim hanım imana geldi. (Gülerek)

Yorgundum. Göz kapaklarım ağırlaşıyordu. Yüzümde tabbesüm oluşturarak

- şey müsadenizle ben yatıcam.

- müsade seninde. Çokmu yoruldun?. Torunum?. Dedi dedem

- dede hem yoruldum. Hemde yordular.

- yordular derken?.

- şey. Ben yatmaya gidiyorum. Hepinize iyi sohbetler.

Tam gitçeğim sırada babanem

- ha bu arada yarın saat 9 da kalkıcaz. Yarın hafta sonu dedenizin ortağının ailesi ve biz pikniğe gitçez.

- evet. Bugün bay gıcıktan duydum.

- bay gıcık derken?.

- şey benim çok uykum geldi. Ben gidiyom. Dedim

Hızlıca odama çıktım. Üstümdekileri çıkartım. Pijamalarımı giydim. Banyoya girip naneli diş macunumu diş fırçama sürdüm. Bir güzel ıslatıp dişlerimi fırçaladım.

Işığı kapatıp yatağa yatım. Kendimi derin uykulara bıraktım.


Karşı KarşıyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin