Sabah olmuştu. Saat 9 du. İlk iş günüydü bugün. Heycan içinde yatağımdan kalktım. Hızlıca yatağımı topladım. Banyoya girdim Elimi, yüzümü yıkadım. Gardolabımı açtığım sırada gördüğüm manzara beni şoke etti. Eski kıyafetlerimin yerine pağlı, şık kıyafetler vardı.
Tam o sırada kapı tıklandı.
- kim o?.
- zeyno. (Gülerek)
- gir. (Gülerek)
Odama girdi. Yüzünde bir tebbesüm oluşturarak
- yeni kıyafetlerini beğendinmi?.
- senin nerden haberin var?.
- babanem ve dedem almışlar. Babanem beni erkenden uyandırdı. Sen uzaman uyuyordun tabi. Bana da almışlar. 1 saat benim yeni kıyafetlerimi gardolabıma yerleştirmekle. 1 saat de senin yeni kıyafetlerini dolaba yerleştirmekle uğraşdım.
- valla sağol ya. Sana zahmet oldu.
- yok ya. Hadi hazırlan. 1 saat sonra şirkete gitçez.
Deyip odadan çıktı. Dolabımdan mavi şık bir elbise çıkardım. Üstümdeki pijamları çıkartıp onu giydim. Benim üzerime tam oturmuştu. Ve çok da güzeldi.
Birde boynuma siyah bir tasma takdım. Çekmeceden tarağı aldım. Dağılan uzun saçlarımı taradım. Artık hazırdım.
Salona babanemlerin yanına indim. Kahvaltı masasına oturdum. Tebbesüm ederek
- günaydın herkeze.
- günaydın torunumda. Valla sana bu güzelikle nazar deydircekler diye korkuyorum. Zeynep torunum sanada. Dedi babanem
- çok yakışmış zeynep ve yıldız. Güle, güle giyin. Dedi dedem
- teşşekürler babane ve dede. Yeni kıyafetler için. Dedim
- aynen. Bende teşşekür ederim. Dedi zeynep
- bir şey değil. Hadi yemeğinizi yiyin. Sizinlen beraber şirkete gitçez. İlk iş gününüzde geç kalmayın.
**************
Kahvaltıdan sonra babaneme veda ederek dedemin arabasına bindik. Dedem ön koltuğa şoförün yanına, biz zeyneple arka koltuğa bindik.
Çok geçmeden şirkete geldik. Şirket büyük ve şıktı. Kim bilir içinde ne kadar çok insan çalışıyordu.
Arabadan inip şirkete girdik. Çok heycanlıydım. Ben hep küçük yerlerde çalışmışdım. Şimdi ise büyük bir şirkete en üst kademede kuzenimle zeyneple çalışcakdık.
Zeynep benim koluma girip sesizce
- yıldız. Çok heycanlandım bak şimdi.
- bende seninle aynı duygular içerisindeyim. Emin olabirlirsin.
Tam o sırada yakışlıklı ve şık giyinimli birine çarptım.
- pardon. Dedim
- yavaş. Dedi
Bu benim sinirlerimi bozmuştu. Bana çarpan o .özür dileyen ben dim.
- asıl sana yavaş. Dedim
Onun yanından uzaklaşdım. Zeynep hızlıca bana yetişti. Koluma girdi.
- ne kadar terbiyesiz!. Bana çarpan o. Ama özür dileyen ben deniz. Birde erkek!. Asıl ona yavaş.
- aman boşver. Erkek milleti işte. Hepsi aynı.
Odamıza gelmiştik.
- kızlar buyrun bundan sonra burası sizin odanız.
Odamız çok şık tı. Ve içi serindi.
- dede çok teşşekür ederiz. Dedim
- dede teşşekürler. Dedi zeynep
- bir şey değil. Burda ikiniz beraber çalışcaksınız. En üst kademede.
Dedem görevlerimizi anlattı.
- ha bu arada benim odamda. Hemen yan tarafınızda. Dedi
Kolay gelsin diyerek odadan çıktı. Bizde zeynep len kolları sıvadık. Yeni işimize başladık.