Prince Or Princess? • KookMin [✓]

-13-

Lütfen aşağıdaki notları okuyun canlarım...

🍁

Benim dışımdaki herkes düğünün son hazırlıkları ile ilgili konuşurken yalnızca onları izliyordum.

Hiç biri de dönüp benim ne istediğimi sormuyor, bir çok prensesin hayalinin karşımı bir düğünü hazırlıyordu.

Bu sinirlerimi bozarken derin bir iç çektim.

"Etrafta mene-"

"Hayır, ben etrafta mor leylak olmasını istiyorum. Bir de neden benim dışımda herkes düğünümde olacak şeyler için karar veriyor? Tanrı aşkına ben evleniyorum sizler değil. Kendi düğününüzde isteklerinizi belirtin. Bu düğün hem Jeon hem de Park Krallıklarına ait. O kadar alelade şeyler seçtiniz ki diğer düğünlerden bir farkı yok."

Sinirle mırıldandığımda herkes şaşkınca bana bakmaya başlamıştı. Tanrı aşkına menekşe beni hapşırtıyordu ve düğünümde her yer menekşeler ile süslenirse büyük ihtimalle habire hapşıracaktım.

Toplantının başından beri sessizce etrafı izleyen Kraliçe Jeon gülümseyerek yanıma gelmişti. Tam konuşacağı sırada Jungkook'un erkeksi sesi ortamı doldurmuştu.

"Nişanlımın istemediği tüm planlamalar iptal."

Ne zamandan beri içeride olduğuna emin olmadığım Prens masaya gelerek yanıma oturmuştu.

Gülümseyerek elimi kavradığında kraliçe konuşmaya dahil oldu.

"Prensesin de söylediği gibi. Bu iki büyük krallığın birleşimi olacak. Öyle sıradan bir düğün olamaz. Zaten hazırlıkları en başından beri sizin fikirlerinizin ardından Jimin ile özel olarak konuşarak yapmıştım. Bundan sonra sanırım fikirlerinize de pek ihtiyaç yok."

Kraliçe minik sırrımızı herkese açıkladığında prensesler morarmış ve kızarmıştı. Dan Bi hariç. Kıs kıs gülüyor kahkaha atmamak için büyük bir çaba sarf ediyordu.

Onun bu hali o kadar hoşuma gitmişti ki yüzümde minik bir tebessüm olmuştu. Uzun zamandır bu kadar mutlu olduğunu görmemiştim.

Prens Jungkook'da konuşmaya başladığında bakışlarımı Dan Bi'den çekmiş dikkatle onu dinlemeye başlamıştım.

Kraliçe ve benim de fikirlerimi alarak yeni kararlar vermiş kralın çağırması ile odadan ayrılmıştı.

"Prenses Dan Bi. Nasılsınız?"

Dan Bi gülümseyerek bana baktığında sol yanağındaki minik çukuru gözler önündeydi.

"Çok teşekkürler Prensesim, iyiyim. Siz nasılsınız?"