🍁
Yazardan~
Kısa boylu adam uyuduğu yatakta küçücük olmuştu.
Alnından boncuk boncuk terler akarken kapalı gözlerinden yavaş yavaş yaşlar akıyor ve kısık sesle inildiyordu.
Canı o kadar yanıyordu ki bedeni kaldıramıyordu olanları belli ki. Belki de hayatında hiç bu kadar kötü bir olay yaşamadığındandı bu halde yataklara düşmüş olması.
Ciğerleri kaburgalarından dışarı çıkacak gibiydi, ağrıları fazlaydı ama en çokta kalbi ağrıyordu genç adamın.
O iyi değildi ölüyordu ama kimse farkında değildi. Tek başına yavaş yavaş ölüme terk ediliyordu.
Büyük odanın kapısı hızla açıldığında zemine vuran topuklu ayakkabılardan tok bir ses duyuluyordu.
Her zamanki gibi gelmişti yine annesi. Oğluna sahip çıkıp onu buradan götürmek için uyandırmaya.
Yatağa oturup Jimin'in yüzünü gördüğünde korkuyla irkildi. Titreyen elini Jimin'in omzuna koyup korkakça birkaç kez dürttü.
"Jimin-ah uyan hadi."
Kraliçe Jimin'i dürtüyor ismini mırıldanıyordu ama genç adam uyanmıyordu.
Kraliçe korkarak geriye çekildi. Bir şey olmamıştı değil mi? Oğluna bir şey olduğu düşüncesi onun nefesinin kesilmesine yeterken dolu gözlerle oturduğu yataktan kalktı.
Orta yaşlardaki kadın kendine ve koşmasına engel olan ayakkabılarını aceleyle çıkarıp koşarak odadan çıktı. Acil olarak bir hekim bulması gerekiyordu.
"YARDIMCILAR KRAL JİMİN ÇOK KÖTÜ HEKİM GETİRİN DERHAL!"
Bir anda sesinin en yüksek çıkacağı seviyede bağırdığında yardımcılar korkarak bir koşuşturma içine girmişlerdi.
Kraliçenin yüzünden hızla yaşlar süzülürken Kral Jungkook'un odasının kapısı açıldı.
Kraliçe Park'ın sesini duyduğu gibi odasından dışarı koşar adımlarla dışarı çıkan Jungkook'un yanakları çoktan gözyaşlarıyla ıslanmıştı.
Gözleri yaşlı adam koşarak Jimin'in odasına girmeye çalıştığında kraliçe aceleyle Jungkook'un önüne geçti.
Jungkook kızarmış gözlerinin içiyle bakışlarını kraliçeye diktiğinde çekik gözlerde siniri, öfkeyi ve kırgınlığı şeffaf bir şekilde görüyordu.
"Sakın! Sakın onun yanına gitmeye kalkma. Sen benim küçük, kırılgan bebeğime sahip çıkamadın. Ama bekle, ben buraya geldiysem kendi krallığıma tek dönmem Jeon. Jimin ile birlikte senin de kalbini söker götürürüm. Şimdi yıkıl karşımdan!"
Orta yaşlardaki kraliçe haddini aşıyordu ama fazlasıyla haklıydı. Jungkook omuzlarını düşürüp karşı duvara yaslandığında koridorun başında hekim belirdi.
Kraliçe eteğinin ucunu birazcık kaldırıp bağırmaya başladı.
"HIZLI OL. EĞER ONA BİR ŞEY OLURSA HEPİNİZİ YAKARIM!"
Hekim koşarak Jimin'in odasına girdiğinde Kraliçe 'de Jungkook'a kısa ama sinirli bir bakış atıp odaya aceleyle girdi.
Jungkook arkasında kalan duvara yaslanıp yere çöküp gözyaşlarını bırakırken Taehyung yanına gelip onu sarmaladı. Her ne kadar ona kızgın olsa da onu sarıp sarmaladı... Çünkü Jungkook'un şu anda buna delicesine ihtiyacı vardı.
Öte yandan Jimin'in annesi içerde hıçkırarak ağlıyor hekim, Jimin'in neyi olduğunu anlamaya çalışıyordu.
Jimin ağlamaya devam ederken arada bağırıyor sonra bağırtıları küçük söylenmelere dönüyordu.
Odadaki herkes endişeliyken hekim çantasından çıkardığı bir şırıngaya ilaç doldurdu. Tam Jimin'e yapacak iken kraliçe onu durdurup bileğini sararak sıktı.
"Eğer elindeki ilaç onu kötü ederse, ölmek için yalvartırım seni."
Adam korkuyla başını sallayıp ilacı Jimin'e titreyen elleriyle yaptıktan sonra yataktan kalktı. Saygıyla eğilip kraliçeye kısa bir bakış attıktan sonra konuşmaya başladı.
"Efendim, yaşadıkları ağır geldiği için vücut kendini rahatlatmak için ağır bir uyku moduna almış. Yaptığım sakinleştirici onu iki saat daha uyutur. Daha sonra uyandığında beslenmesine dikkat edip üzücü olaylardan uzak dursa yeterli olur."
Orta yaşlarındaki kadın yavaşça başını salladığında hekim ve yardımcıları odadan çıktı.
Kraliçe yatağın kenarına oturup Jimin'in alnına koyulan bez ile yüzünü sildikten sonra yandaki kovada bezi yıkayıp tekrar alnına bıraktı.
"Herkes çıksın. O benim oğlum. Ona ben bakacağım."
Kraliçenin emri ile herkes odadan yavaşça ayrıldıklarında ayağa kalkıp Jimin'in dolabına önüne gitti.
Batıdan gelme geceliklerden birini seçip üzerindeki elbiseyi çıkardı. Saten gecelikler yavaşça vücudunu örttüğünde at kuyruğu yaptığı saçlarını açıp tepeden topuz yaptı.
Tekrar Jimin'in yanına dönüp habire bez değiştirirken Jungkook odasında delicesine ağlayıp Tanrı'ya dua ediyordu.
Bir iki saat sonra kraliçenin gözyaşları durmuş baygın bakışları ile dikkatle Jimin'i süzüyordu.
Kısa boylu adam artık kendine gelip ruhunun uyanma isteğine karşı koyamayıp yavaşça gözlerini açmaya başladı.
Yüzünde hissettiği narin elle başını hafif çevirip elin sahibine baktı. Gördüğü kişi gülümsemesine neden olurken odada büyük bir sevinç çığlığı koptu.
"Uyandın. Tanrım bebeğim uyandın."
Annesi küçük bir oğlan çocuğunu severcesine Jimin'e sarıldığında Jimin gözyaşlarını akıtmaya başlamıştı bile.
"Ölüyorum anne... Nefes dahi alamıyorum, nefessiz kalıyorum, birisi boğazımdan tutup beni ölüme sürüklüyor."
Genç adam tekrar bayılmadan önce yalnızca bunları söyleyebilmişti.
Öldüğünü..
🍁
Nasıldı? Güzel gidiyor mu bölümler?
Bu fici cyintiajin ile birlikte yazdık. Yani o yazdı ben de düzenledim.
Günaydın canlarım 💜❤️.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prince Or Princess? • KookMin [✓]
Fanfiction⭐ANGST⭐ ❝Ve o gün yeni kraliçe, dansı ile herkesi büyüledi.❞ ••• Bu fici @cyintiajin ile birlikte yazdık. -Bütün hakları mizu_yuu_ka'nın fanartında saklıdır.-