🌙 9. Çırpınış 🌙

35 9 15
                                    

#Burak Akyol ~ Git Gideceksen

"Bıçağı göğsüne saplayıp kurtulmak varken, neden bu bitmeyen çırpınış."

🌕🌕

Keyifli okumalar dilerim efenim. Oy ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. Desteklerinizi bekliyorum. ⭐

🌙🌙🌙🌙

Buraya gelelim iki ayı dolduracaktı neredeyse ama düşünemeden de edemiyordum. Neden ya neden ? İnsan neden birinin hayatını bir yalanla mahveder ki ? Neden kendi bencilliği uğruna birinin hak ettiği yaşamı elinden alır.

Şimdi elimden alınan 18 yılımın ardında kalan önce ki yaşamıma bakıyordum da, ben daha önce yaşamıyormuşum.

Kaderim de olan insanlar İzmir'de nefret ettiğim sokaklar da, güvenemediğim, tiksindiğim okulum da ki, çevrem de ki insanlar değil de; İstanbul'da, benim doğduğum şehirdeymiş.

İzmir'in o izbe sokakların da nefes alan bir yabancıymışım meğer. İstanbul'un kalabalığına ait biriymişim. Acılarımı göz yaşlarımı o şehir de bırakıp kendi şehrime gelmiştim.

Esma ise...

Esma hakkında ne düşüneceğimi şaşırmıştım. Sevgi gösterirdi, ya da gösterirmiş gibi yapardı. Yine de hiç bir şeyim olmadığını bana sert davranmasından da anlardım.

Tabii o zaman ben hiç kimsem olmadığı için bu davranışlara göz yumup, nankör olmak istememiştim. İyi davranıp sonra kötü davranmaya başlardı. Tavırları tuhaftı. Anlam veremiyordum.

Şimdi ise hapishane de ki kirli dört duvarın arasına otuz yıl boyunca kapalı kalacaktı. Bencilliği kendini mahvetmişti.

Sonuç buydu aslında. Önce ki yıllar da bencil olmuş ve sonra ki yıllarını mahvetmişti. Bitmişti.

Derin bir nefes alarak yatağımdan doğruldum. Alıştığım şimdi ki yaşamıma devam etmeliydim. Benim olan, elimden alınan yaşamıma devam etmeliydim.

Kalkıp banyo da işlerimi hallettikten sonra üzerime siyah boy friend kotum ile siyah dar tişörtümü giymiştim. Saçlarımı tarayıp, sol tarafa doğru ayırıp atarken kapıyı açıp aşağıya indim.

Anlaşılan daha kimse uyanmamıştı. Etrafa göz atıp kimsenin olmadığını görünce, saate baktım 06:30'du. Saatin erken olduğunu fark edince kendimi iyi miyim diye kontrol etmeye başladım.

Kesinlikle erken uyanınca ve ya uykumu alamayınca agresif bir yapım oluyordu. Sanırım bugün de damarlarım da ki kan fokurdayacaktı. Dudağımı büzerek mutfağa gittim.

Kahvaltılıkları dolaptan çıkarıp geniş masaya dizdim. Çayın altını yakarken, omlet ve menemen de yapıp, portakal suyu da sıktım. Salamları dilimleyerek tabağa dizdim.

Çay kaynadıktan sonra demleyip ocağın altını kapattım. Arkamda ki hareketlilikle mutfağın büyük kapısına bakıp Tekin olduğunu gördüm.

Sanırım o da erken uyandığı için huzursuzdu. Yüzü asık ve kaşları çatıktı.

"Gün sana da mı aymadı ikiz?" dedim.

ELZEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin