My Little Darling | hs

seven

Valerie ile tanışın👆🏻

"Kapıda beş dakika dikileceğin kadar yakışıklıymış değil mi," diye fısıldadı Hannah kulağıma doğru.

Soluk alamıyordum. Bedenim taş kesilmişti adeta. Gözlerimi onunda kaskatı olmuş bedeninden çekemiyordum.

Usulca olduğu yerde doğruldu ve uğraştığı defteri eline alıp sırama doğru yaklaşmaya başladı. Her adımıyla birlikte kalbim daha hızlı çarpıyordu. Önüme gelip durduğunda gözlerim defteri tuttuğu parmaklarına kaydı. Defteri o kadar sıkı tutuyordu ki parmak eklemleri bembeyaz olmuştu. 

Neredeyse önüme fırlattığı defterle Hannah ile birlikte yerimizde zıpladık. "İmzalayın lütfen Bayan Valerie."

Gözlerine bakmamaya çalışarak kafamı salladım ve titreyen ellerimle sayfaları çevirmeye başladım. O sırada ellerime lanet okuyordum. Kendime gelmem lazımdı.

Önüme doğru eğilip birbirimize bakmamızı sağladığında kalbimin durduğunu hissettim ve öylece kalakaldım. Daha önce gördüğüm parıltılar yoktu içlerinde... yeşilleri hiçbir duyguya yer vermek istemiyor gibiydi.

Kaşı yavaşça havaya kalktığında elindeki kalemi bana uzattı. "İhtiyacın var mı?"

Uzattığı kalemi hızlıca alırken oyalanmadan sayfayı da imzaladım. Defteri kapamadan kalemi arasına koydum ve ona doğru ittim. Verdiği derin nefesi kulaklarıma dolarken titredim. Defteri aldı ve masasına ilerledi.

Arkası dönükken alnımda biriken terleri sildim. Gömleğim vücuduma yapışmıştı ve bu durumdan rahatsız olmuştum.

"Hareketleri çok seksi deği-" arkadaşımın cümlesini tamamlamasına izin vermeden, dirseğimi boşluğuna geçirdim.

Kafasını sıraya gömerken zorla kıkırdadı. "Sorunun ne?"

Dün işleri birlikte biraz ileriye götürdüğüm adamın, yeni edebiyat öğretmenimiz çıkması.

Hannah yine sandalyesine yaslandı ve yüzünü bana döndü.

Güneş gözlüğünün kocaman camlarında kendimi görebiliyordum. Omuzları çökmüş, uzun saçları yüzüne yapışmış, şoka girmiş bir ifadeyle bana bakan bir kız.

Yeni dikkatimi çekmiş olan şeyi sordum. "Neden sınıfta güneş gözlüğü takıyorsun?"

Sırıttı. "Birilerinin dikkatini çekmek için."

Sertçe güneş gözlüklerini yüzünden çekip masaya koydum ve tısladım. "Çocuklaşma."

Tekrar kıkırdadı. "Bugün senin neyin var?"

Çaresizce ona baktım.

Dün sendelediğim kişiye bugün düşüyordum.

Bunu kelimelere dökemezdim.