"Bu yapılanlardan devletin haberi olmalı, Mia. İki insan öldürttün." Bay Ricky'ye alayla bakarak elimde tuttuğum kalemi çevirmeye başladım. İki insan öldürtmüştüm, evet ve bundan feci haz alıyordum.
"Onlar hak ettiğini buldu. Herkes bulacak. Ben de bulacağım."
"Bunu silahla çözemezsin!" Ellerini masaya vurarak ayağa kalktığında "Polisi arayacağım. Artık her şey çığırından çıktı." dedi.
"Arayın, hiç gecikmeyin. Hemen şimdi arayın. Malikler onlarca, belki de yüzlerce insanın katili, Bay Ricky. Asla yakalanmadılar ve yakalanmayacaklar da. Polisi aradığınız an sizi öldürürler."
"İsmimi vermem."
"İsim vermenize gerek yok. Zayn sizi tanıyor. Onun elinden kaçamazsınız. Kimse kaçamaz. Ben de kaçamadım." Büyük bir kahkaha attım. "Görmeliydiniz... Trisha'nın boynundan vurulduğunu, Yaser'in alnında koca bir delik oluştuğunu görmeliydiniz. Bundan o kadar zevk aldım ki, Bay Ricky, o an 'İşte bu yeter!' diyerek kendimi vurasım geldi."
Önüme çökerek ellerimi tuttu ve gözlerimin içine baktı. "Mia, durumun kötüleşiyor. Beni dinle, hastaneye yatman gerek."
"Bir an kızımın bana cennetinden gülümsediğini hissettim. Onun intikamını almıştım, Bay Ricky. Tüm bunların başımıza gelmesine yol açan kişileri silaha dokunmadan öldürerek onun intikamını almıştım. Artık gerçek bir anne gibi hissediyorum."
Defalarca kez Hayır, diyerek büroyu turlamaya başladı. Ne yapacağını düşünüyor, zihnine giren düşünceleri kesemiyordu.
"Buraya tekrar gelmeyeceğim." Aniden bana döndüğünde güven verircesine gülümsedim. "Size veda etmek için gelmiştim. Yaşamayı seviyorsunuz değil mi?"
Tereddüt etse de başını onaylar anlamda salladı.
"Bay Ricky, dinleyin. Hayata bağlı olduğunuzu görebiliyorum. O kadar seviyorsunuz ki nefes almayı, özgür hissetmeyi, her sabah bıkmadan kalkıp buraya geliyorsunuz. Hastalarla tek tek ilgileniyor ve hayatınıza şükrediyorsunuz. Hiç sıkılmıyorsunuz çünkü hayallerinizin içindesiniz. Çocukken belirlediğiniz amacı gerçekleştirebilmiş olmanın gururunu yaşıyorsunuz. Sizin gibi biri olmayı çok isterdim biliyor musunuz? Yaşamanın verdiği o hissi tekrar hissetmeyi, her şeye Zayn'siz tekrar başlamayı çok isterdi-"
"Başlayabilirsin. Mia, hiçbir şey için geç değil. İnan bana. Sana sonsuza kadar destek olurum. Atlatacaksın. Beraber atlatacağız."
"Başlayabilirim değil mi? Başlayabilirim. Biliyorum, Bay Ricky. Zaman geçer ve insanlar gider ama aklımızla birlikte kalbimize kazınanları nasıl unutabiliriz? Zayn benim tüm anılarım ve ben onu oradan silemem. Silmeyeceğim de. Sevilerek ölmeyeceğim belki ama... Severek öleceğim." Sonlara doğru sesim titremişti. Sevilerek ölmek ne de büyük bir ödül olurdu insana...
"Fark ettiniz mi bilmiyorum, Bay Ricky. Buradan çıktığımda kendimi öldüreceğim. Hiç düşünmeden, tereddüt etmeden. Herkes gidiyor, bu oyun artık bitti. Yaser öldü, Trisha öldü, kızım öldü... Çok fazla kayıp verdik ama hâlâ yaşayan biri var. Zayn. Onu neden öldürmedim?"
Devam etmemi istercesine yüzüme bakmayı sürdürdü.
"Çünkü biraz düşünmeye çalışınca fark ettim de bu hastalıklı akla sahip olmak Zayn'in suçu değil, ailesinin suçu. Yine de bu ona kızgınlığımı götürmüyor. O ölümü hak etmiyor, Bay Ricky. Yaşadığı her gün boyunca gerçek annesini özleyecek ve vicdan azabı çekecek. Zayn, acıyı iliklerinde hissetmeli. Beni anlıyor musunuz? Ölümüne sebep olduğu benim acımı hissetmeli. O benim hayatımı çaldı, karşılığında ise ben de ona bundan sonra asla rahat nefes alamayacağı bir hayat verdim."
Bay Ricky bana sıkıca sarıldığında gevşekçe doladım kollarımı ona. Birine sarılmak iyi hissettirmişti.
"Yardımlarınız için teşekkür ederim, Bay Ricky. Ama karanlıktan korktuğu hâlde onun en dibinde yaşayan birini yardımlarınızla kurtaramazsınız. O zaten çoktan ölümü seçmiştir."
Kollarımı ondan ayırdım ve o da benden ayrıldığında yüzüne minnettarca baktım. Gözyaşları yanaklarından birer birer akıyordu. Belki de uzun zaman sonra ilk kez ağlıyordu.
"Sizden son bir şey isteyebilir miyim?"
"Lütfen."
Dudaklarımı ısırıp bakışlarımı kaçırdım. Söyleyecek olduğum şey, beni ona muhtaç hissettiriyordu.
"Rica ediyorum Bay Ricky, polisler ölüm sebebimi araştırmaya başladığında onlara deli olduğumu ve hayalî şeyler gördüğümü söyleyin. Ben zaten ölmüş olacağım, öldükten sonra gerçeklerin ortaya çıkması neyi değiştirir? Eğer gerçekleri söylerseniz sizi de öldürürler. Zayn ortaya bir rapor koyacak, tamamen deli olduğumu ispatlamak için. Ona uyun. Ona uyun, tamam mı? Lütfen."
"T-tamam."
"Aslında... İsteyeceğim şey bu değildi."
"Neydi?"
"Öldüğümde benim için temsilî bir cenaze yapar mısınız? Zaten... Muhtemelen sadece siz katılırsınız."
Son isteğim gözyaşlarını daha da arttırdı ve zorlukla konuşarak kabul etti. İşte şimdi ona olan minnettarlığım daha da büyümüştü.
Adımlarımı büronun çıkışına yönlendirirken kapıyı açıp evimize doğru yol almadan önce son kez omzumun üstünden baktım ona.
"Hoşçakalın, Bay Ricky."
***
son 2 bölüm kaldı
elim bir sonraki bölümü yazmaya varmıyor bittik tükendik