9

32 3 0
                                    

Bunların hepsinin sonunda, diğer bir uç noktayı sizinle paylaşmak istiyorum. Biz, aynı Kur'an'a inandığımız gibi Peygamber'in (sav) sünnetine de inanıyoruz ve onları birbirinden ayrılmaz bir bütün gibi görüyoruz. Kur'an'ın ilk tefsirinin, ilk açıklamasının ve uygulamasının Peygamber'in (as) yaşayan örneği tarafından gösterildiğini bile söyleyebilirim.

Haksızlık yapılan nokta ise Allah'ın kitabına ya da Rasul'ün (sav) sünnetine üstün körü bir biçimde bakmak. Başka bir deyişle, bir hadisi, bir hadisin üstünkörü çevirisini okuyorsunuz bir yerde ve içeriğini bilmiyorsunuz. Peygamber'in (sav) kiminle konuştuğunu bilmiyorsunuz. O olaydan sonra neler olduğunu bilmiyorsunuz. Gerçekte neler olduğuna, konuşmanın tamamına derinlemesine bakmadınız. Ve böylece her türlü sonuçlar çıkartıyorsunuz. İşte bu bir sorun. Bu yüzden hadis bilimi aynı Kur'an çalışmaları gibi hassas bir bilim.

Geçen birkaç yıl içerisinde öğrendim ki içeriğe ne kadar saygı duyarsanız anlayışınız o kadar gelişiyor. Ve içeriği ne kadar görmezden gelirseniz, Allah'ın öncesinde ve sonrasında ne dediğine bakmazsanız... Yazılı metinde nerede olduğundan bahsediyorum, tarihsel içerikten değil. Bir konuşmanın ortasından bir şeyler koparıp alırsanız, tamamıyla ne denmek istendiğini anlamazsınız.

Allah, kitabın açık ve net olduğunu söyledi. Ama bu onun çok basit olduğu anlamına gelmez. Netliğe sahip olmak için aklınızı kullanmanız gerekiyor. Allah, insanların bu kitap üzerine düşünmelerini bekliyor. Kitabı açıp bir şeyler okuduğunuz anda olmayacak bu. 'Şimdi benim için açık ve net olması gerekiyor, neden öyle değil?' Matematik de gayet açık ve net ama bu onun basit olduğu anlamına gelmez. Fizik çalışan insanlar için fizik açık ve net ama bu onun basit olduğu anlamına gelmez. Açık ve net olmakla basitlik arasında bir fark var. Allah'ın kitabı ve İslam dini şüphesiz ki açık ve net. Aslına bakarsak bazı kısımları basit de. Ama Kur'an aslında hiçbir zaman basit kelimesini kullanmıyor. Her zaman açık, net ve açıklayıcı kelimelerini kullanıyor. Netliğe ulaşmak için biri aklını kullanmak zorunda.

Bu yüzden Allah inananlardan sürekli akıllarını kullanmalarını istiyor. Neden düşünmüyorlar? Neden derinlemesine düşünmüyorlar? Bu, bizden beklenen bir şey. Allah'ın, Kur'an'ın kolay olduğunu söyleyip aynı surede tekrar ettiği sadece bir yer var.

وَلَقَدْ يَسَّرْنَا الْقُرْآنَ / وَلَقَدْ يَسَّرْنَا الْقُرْآنَ / وَلَقَدْ يَسَّرْنَا الْقُرْآنَ (Kamer/17)

Kur'an'ı kolaylaştırdık. Kur'an'ı kolaylaştırdık. Kur'an'ı kolaylaştırdık.

Ama bu ifadeyi de aslında tanımlıyor. Diyor ki; لِلذِّكْرِ Onu, hatırlanması amacıyla kolaylaştırdık. Manevi bir yazı, manevi bir kaynak olarak kolaylaştırılmış. Allah'ı hatırlayabilmeniz için yapacağınız en kolay şey Allah'ın sözlerini okumak. Bu bakımdan kolaylaştırılmış. Yani Kur'an'daki ifadeleri aşırı basite indirgeyip tehlikeli sonuçlara varmayın.

Allah azze ve celle, hayatımız boyunca Allah'ın kitabının düzgün bir anlayışını geliştirmemiz ve inşaAllahu te'ala uygulamamız konusunda Rasul'ümüzün (sav) statüsünü, onun ayrılamaz ve paha biçilmez rolünü anlamamıza yardımcı olsun. Çok teşekkür ederim ve umuyorum ki, faydalı söyleşiler için Facebook grubuna katılırsınız.

Kur'an Yeterliyse Hadislere Neden İhtiyacımız Var?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin