Üzerinde kısaca yorum yapmak istediğim üçüncü konu ise Kur'an'ın kendisinin yeterli olduğu fikri.
'Kur'an, kendisinin yeterli olduğunu savunuyor.'
İnsanların Kur'an'ı bazen böylesine yüzeysel bir biçimde okumalarını ve bunun ne zaman ve nasıl söylendiğini fark etmemelerini çok ilginç buluyorum. Aslına bakarsak, bunun bağlamı tamamen farklı. Bağlamına dikkat edince tamamıyla farklı bir sonuç elde ediyorsunuz. Onlar tarafından sorulan şuydu:
لَوْلَا أُنزِلَ عَلَيْهِ آيَاتٌ مِّن رَّبِّهِ (Ankebut/50)
Mesela Ankebut suresinde, Kureyş sordu: 'Nasıl olur da ona başka mucizeler gelmez? Musa'nın (as) yılana dönüşen bir asası vardı. Suyu ikiye böldü. Ya da İsa (as), Allah'ın izniyle körleri iyileştirebiliyordu vb. Nasıl olur da o bize hiç böyle özel şeyler göstermiyor? Nasıl olur da hiç o tür mucizelerden getirmiyor?'
Bunun üzerine Allah onlara dedi ki:
أَوَلَمْ يَكْفِهِمْ أَنَّا أَنزَلْنَا عَلَيْكَ الْكِتَابَ يُتْلَى عَلَيْهِمْ (Ankebut/51)
Onların üzerine okunan bu kitabı sana göndermemiz onlar için yeterli değil mi?
İnanılmaz gücü ve dili nedeniyle, diğer bütün peygamberlerin tamamına verilen mucizelerin hepsinden daha ağır bir mucize Kur'an'ın kendisi. Yani Allah diyor ki; bu kitap bir mucize olarak, Peygamber'in (sav) doğruluğuna bir kanıt olarak yeterli. Kur'an, kendisinin yeterli olduğunu ve artık Peygamber'e (sav) ihtiyaç olmadığını söylemiyor. Konu bu bile değildi. Konu, kitabın mucize olarak yeterli olup olmadığıydı. Ve mucize olarak kesinlikle yeterli olmaktan bile öte. Ve bu Kureyş'e kanıt olarak verilmiş bir şeydi. Ana konu bu değil ama burada bahsetmek önemli.
Şu an sizinle konuşuyorum ve önümde yazılı bir metin yok. Kendi kelimelerimi söylüyorum. Hatırladığım, düşündüğüm şeyleri aklıma geldikleri gibi sizinle paylaşıyorum. Eğer önümde yazılı bir metin olsaydı, özellikle de başkası tarafından yazılmış bir metin olsaydı ve onu size okuyor olsaydım; onu ezberlesem ve size öyle okuyor olsam bile, Nouman böyle konuşmuyor diye ayırt edebilirdiniz. 'Bence Shakespeare'den alıntı yapıyor. Bir gazete makalesinden alıntı yapıyor.'
Kendi sözlerinizi değil de başkasının sözlerini söylerken ya da tekrar ederken konuşma biçimi, kelimelerin yapılanma şekli, stiliniz, her şey değişir. Özellikle de bunu uzun zamandır yapıyorsanız. Herkesin bir konuşma biçimi var. Peygamber (sav) konuştuğu zaman, insanlar onu kırk yıl boyunca konuşurken tanıyorlardı. Kur'an'ı okuduğu zaman, bu onun konuşma şekli değildi.
Hadislerin tamamı; biçiminde, organize olma şeklinde ve kelime haznesi bakımından bile Kur'an'a benzemiyor. Kur'an'dan tamamen ayırt edilebilir. İnsanlar bu duruma bakarlardı, onu konuşurken duyup derlerdi ki: 'Bekleyin, bunlar onun sözleri değil. O hiç böyle konuşmaz. Aslına bakarsak, böyle konuşan hiç kimseyi tanımıyorum.'
Bunun Allah'tan olduğunu anlayabiliyorlardı. Ve burada söylenmek istenen bu.
Kur'an kanıt olarak yeterli değil mi?
Yeterince soru ortaya çıkartmıyor mu?
Onun (sav) kendi konuşmasından açıkça ayırt edebildiğiniz, bu Rasul'e (sav) gönderilen sözlerin ve dilin mucizesinden ve güzelliğinden şaşkına dönmüyor musunuz? Bu üçüncü konuydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kur'an Yeterliyse Hadislere Neden İhtiyacımız Var?
Non-Fiction[Nouman Ali Khan Dersleri] Kur'ân açık ve net olduğunu iddia ediyor. Eğer açık ve netse, onu açıklamak için neden başka şeylere ihtiyaç duyuyoruz? Neden dışarıdan bir şeye ihtiyacımız olsun? |١٢.٤.١٨|