8

34 3 0
                                    

Dördüncü olarak, bu kısa bir şey. Gerçekten, benim için Kur'an'ın savunması, sizinle konuştuğum ilk şey yeterliden de öte. İnanan bir kimsenin kalbini tatmin etmek için yeterliden de öte. Kur'an'ın savunmaları genel olarak manevi savunmalar ve bana göre en ikna edici olanlar da onlar.

Şimdi burada ortaya çıkan mantıksal bir soru daha var. Ve o şu: hadi diyelim ki, Peygamber'in (sav) dediklerine inanmak istiyorum. Hadislere inanmak istiyorum. Peygamber'in (sav) hikmetinin değerli olduğuna inanmak istiyorum. Onun yaptıklarının, öğretilerini, günlük alışkanlıklarını vb. bu şeyleri öğrenmek istiyorum. Ama bu hadisleri nakleden, bu geleneğin taşıyıcıları olan ve bunu bir kişiden diğerine aktaran bu insanlara nasıl güvenebilirim? Bu insanların güvenilir olduklarını, onlara güvenebileceğimi nereden bilebilirim? Çünkü Allah, Kur'an'ı koruduğunu söyledi ama hiçbir zaman hadisleri koruduğunu söylemedi. Bunu nasıl anlamalıyım?

Detaylı, geniş kapsamlı, akademik bir konu olsa da buna basit bir cevap şu olurdu...

Ayrıca inşaAllahu te'ala Facebook grubuna okumanız için birkaç kaynak koyacağım biiznillah. Ama düşünmenizi istediğim şey şu: İslam'ı aktaran insanlar da aynı insanlar. Bir grup insan Kur'an'ı aktardı ve başka bir grup insan da hadisleri aktardı şeklinde değil. Bu sahabeler, Allah'ın sözlerini ve Allah'ın Rasul'ünün (sav) öğretilerini sonraki nesillere aktarsınlar diye güvenilmiş kimselerdi. Kur'an'ın kendisi aslında sözlü bir gelenekti. Çoğunlukla sözlü bir gelenekti. Onun yazılması ve bir araya gelmesi zaman içinde yapılması gereken bir formaliteydi.

Ama ilk başta; آيَاتٌ بَيِّنَاتٌ فِي صُدُورِ الَّذِينَ أُوتُوا الْعِلْمَ (Ankebut/49) Kur'an'ın kendisi diyor ki; bunlar kendilerine ilim verilenlerin göğüslerinde yatan ayetler.

İlk nesil içerisinde tüm dünyada yüz binlerce insan Kur'an'ı ezberledi. Kur'an aslında böyle yayıldı. Ve Peygamber'in (sav) sünneti de aynı bu şekilde yayıldı. Aslen, bu güvenilir, Kur'an için güvendiğimiz aynı insanlar aracılığıyla.

Demeye çalıştığım şey şu: Allah, Kur'an'ı koruyacağını söylediğinde bize gökyüzünden Kur'an'ın içerisinde olduğu ve artık ona dokunamadığımız bir kutu göndermedi. Kur'an'ı muhafaza etmek için güvenilir göğüsleri olan insanları kullandı. Ve yine o aynı insanlar Peygamber'in (sav) bu inanılmaz geleneğini bize aktarıyorlar.

Evet, bir ifadenin gerçekten ona ait olup olmadığını bulmak özen gerektiriyor. Aslına bakarsak bu aynı özen Kur'an'a, Kur'an'ın her ayetine bile uygulanmıştı. Tevatür her zaman oradaydı. Aynı prensipler Kur'an'a da uygulanmıştı. Yani hadisleri sorgulayınca aslında Kur'an'ın kendisini sorgular pozisyona düşmüş oluyorsunuz. Çünkü aynı tarihsel gelenekten geliyorlar.

Kur'an Yeterliyse Hadislere Neden İhtiyacımız Var?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin