3. Bölüm

450 82 106
                                    

Dolunay KARADENİZ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Dolunay KARADENİZ

Elizle 1 dakikalık göz temasindan sonra öğle arasının bittiğini belirten zil çaldı. Ve hepimiz sınıflarımıza dağıldık. Son dersten sonra çıkışta bekçi kulübesinin orada buluşmak üzere anlaştık. Şimdi de onları bekliyorum. Ilk gelen Serra oldu herzamanki gibi.

Serra: E hani gelmemişler.

Dolunay: Onlar senin gibi dakikasinda gelmiyorlar Serra.

Serra: Hah geliyorlar.

Okulun kapısından Eliz ile Ömür göründüler. 2 dakika sonra yanımıza geldiler.

Serra: Sonunda gelebildiniz.

Ömür: E sınıf son katta olunca böyle oluyor. Hem biz geç gelmedikki sen dakikasinda buraya geldin biz napalım.

Dolunay: Tamam ya kesin tartışmayı.

Bu sözümden sonra ikiside öyle bi baktı ki bundan sonra konuşmama kararı aldım. O sırada derin bir sessizlik oluştu. Bu sessizliği bozansa tabiki ve tabiki Eliz oldu.

Eliz: Of bu ne ya fırtına öncesi sessizlik sanki. Ben diyorum ki bugün bişeylermi yapsak. Cafeye falan gideriz. Ne dersiniz?

Serra: Bana uyar.

Ömür: Tamam gidelim.

Dolunay: Hadi o zaman. Nereye gidiyoruz?

Eliz:Dirom Cafe ye gidelim. Fazla uzak değil okula ve evlerimize.

Ömür, Dolunay ve Serra: Tamam.

Serra: Yürüyerekmi  gidecez?

Eliz: Evet canısı.

1 saat sonra

Ömür: Hani okula yakındı 1 saattir yürütüyon bizi.

Eliz : Ne nazlandın be geldik işte aha .

Dolubay ve Serra: SONUNDA!!!

Eliz: Off kulağımın zarı patladı. Ne bağırıyonuz  ya.

Dolunay ve Serra: BAĞIRIRIZ!!!

Eliz: Tamam tamam sustum.

Ömür: Bencede sus artık.

Cafeden içeriye girdik. Girmemizle birlikte Serra'nın biriyle çarpışması bir oldu.

Serra: Önüne baksana be .

Özgür:Asıl sen önüne bak. Körmüsün de koca koca insanlari görmüyorsun.

Serra: Evet görmüyorum senin gibi "koca koca" insanları.

Özgür: Kızım bak asabımı bozma benim.

Serra: Bozarsam nolur.

Özgür tam elini kaldırmış hamle yapacakken mekan sahibi Kenan abi Özgürün arkasında belirip kaldırdığı elini tuttu.

Kenan: Hayırdır koçum kızlara el kaldırıyorsun.

Özgür: Bişey olduğu yok abi. Kazara oldu o kadar.

Kenan: İnanmadım ama her neyse aranızdaki sorun çözüldüğüne göre gidebilirsiniz beyler.

Özgür ve 3 arkadaşı giderken Serra aniden kahkaya atmaya başladı ve cafedeki herkes bize döndü. Sanırım Serra sinirden gülmeye başlamıştı. Onun gülmesi bittikten sonra bizde güzel bir yere oturduk ve siparişlerimizi vermeye basladik.

Serra: Ben bir türk kahvesi alayım.

Ömür: Bende bir nescafe alayım.

Eliz : Bende bir türk kahvesi alayım.

Dolunay: Bende bir nescafe alayım.

Garson: Tamamdır. Başka bir istediğiniz varmı efendim.

Serra : Hayır teşekkürler.

Ardından siparişlerimiz geldi ve Dolunay konuşmaya başladı.

Dolunay: Noldu kızım sana öyle ya?

Serra: Birşey olduğu yok kanka. Salağın tekiyle çarpıştım o kadar.

Ömür: Hıı o kadar.

Dolunay: Tamam ya neyse başka konu konuşalım. Mesela üniversiteye gidince ne yapacağımızdan bahsedelim.

Eliz: Tamam olur. O zaman ben başlıyorum. Vallaha üniversiteye gidince yapabileceğim pek bişey yok. Zaten yine adanada olacağım. Geziler düzenliyorlar belki onlara katılırım. Üniversiteler bazen konser düzenliyorlar onlara katılırım. Bilmiyorum yani hem biz böyle düşünüyoruz ama belki gidemicez ne biliyonuz.

Serra: Kötü kötü şeyler düşünüp benim sinirlerimi zıplatma Eliz.

Elzi:Tamam ya bişey demedim.

Onlar boyle konuşurken bende telefonuma gelen mesajı okuyodum

Sizinle okulda görüşecez.

Bu neydi şimdi. Kim niye bana böyle bir mesaj atar ki. Benim kimseye karşı kötülüğüm dokunmadı.

Sevgili okurlarım bu bölümü böyle bitirmek istedim. Geçen bölümü olaysız yazmıştım. Bu bölümü olaylı yazmak istedim. Inşallah beğenirsiniz.

Oy vermeyi ve yorumlamayı unutmayınız .

Sevgilerle yazarınız.














KARADENİZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin