Keyifli okumalar😘
"Bir odadaydım ve üstümde Gelinliğe benzeyen bembeyaz bir elbise vardı. Kendimi incelerken karşımda biri olduğunu fark edip yavaşta başımı kaldırdım. Karşımdaki kişi bir kundura ayakkabı üstüne de bir takım elbise giymişti. Kendimi zorlayıp yüzüne ne kadar bakmak için çabalasam da başımı kaldırıp bakamıyordum. Sanki beni engelleyen bir güç vardı. Biraz daha kendimi zorlandığımda tam kafamı kaldırıp karşımdaki O kişiye bakacakken"
Belki sesimi duymazsın,
Belki yanımda olmazsın,
Unutma benim aklım sende...
Değişmez her şey yerinde,
Sana ait yüreğimde,
Unutma benim aklım sende...
Alarmın sesiyle gözlerim ve bilincim açıldı. Alarmım biraz tuhaf gelebilir ama ben bu şarkıyı çok seviyorum ve genelde sevdiğim şarkıları Alarmımı olarak ayarlayınca uyanmam daha kolay oluyor bu da Melisa Çakıl farkı:) Alarımı kapattıktan sonra kendime gelmeye çalışırken aklıma gelen ayrıntıyla elimle başıma vurdum. of ya Lanet olsun tamda Evleneceğim kişinin yüzünü görecektim. Telefonu elime alıp saate baktım 10 dakikamı yatakta geçirmiştim biraz daha oyalanırsam okula geç kalacağım.
Kalktım ve banyoda işimi hallettikten sonra Dolabımdan siyah pantolonumu ve üstüne gri tuniğimi alarak onlara uyan birde şal aldım. Normalde okulda forma giymek zorunlu ama ben giymek istemediğim için bu şekilde giyiniyorum çünkü okul forması giydiğimde rüzgar esince direk eteğim uçuşuyor tabi bu bitek benim için değil tanıdığım birçok kızın rahatsız olduğu bir durum bende bunu sevmediğim için daha rahat giyiniyorum. Tabi bu sene son senem olması da çabası.
Hazır olduktan sonra hemen Kardeşimi uyandırdım ve kahvaltı hazırladım. O da gelince hemen birkaç bir şey atıştırıp çıktık. Eylül ayında olduğumuz için hava güzeldi. Okul evimiz yakın olduğu için okula yürüyerek geldik her sabah. İsmail giriş katındaki sınıfına girerken bende üst kattaki sınıfıma çıktım.
Sınıfa girince her zamanki gibi gün kızlarla konuşarak ve dersleri dinleyerek geçti. Kızlarla öğle arası biraz dolaştıktan sonra yemek yemeye gittik. Yemekhanede Ben, Gamze, Aslı ve Leyla her zamanki gibi bizim olarak belirlediğimiz masamıza geçtik ve yemek yemeye başladık.
Onlar sohbet ederek yemek yerken, ben bugünkü sohbetlerine katılmayıp aceleyle yemeğimi yiyordum Çünkü kütüphaneden yeni kitap almalıydım. O yüzden öğle arası bitmeden ve kütüphane kapanmadan yetişmem gerek. Ah kitaplara aşk bir kızım.😍 size kitapları ne zaman sevmeye başladığımı anlatayım mi? Çünkü o da çok tuhaf bir şekilde olmuştu.
《2017》
" o zamanlar 11. Sınıfa gidiyordum. Hayatımda biri vardı. Ama o sıralar onla ayrılmıştık. Ama nedenini hatırlamıyorum. 3. Senemiz olmuştu nerdeyse ama çok saçma bir ilişkimiz vardı. İlişkimiz boyunca sürekli ayrılıp barışıyorduk. Onun beni kaç kere aldattığını duymama rağmen ondan ayrılmıyordum. İşte o zamanlar ona aşık olduğumu sanıyordum.
Dersimiz Rehberlikti. Ve sınıf öğretmenimiz Ahmet Hoca Derste kulüp seçmemiz gerektiğini söyledi. Ahmet hoca 3 kişi olarak herkesi gruplara alırken, o sıra kitap okumaktan nefret eden beni de zorla Kütüphane kulübüne yazdı. Bende çok takılmadım nede olsa her sene olduğu gibi yine kulüpler toplanmayacaktı.
《1 Hafta sonra》
Aradan 1 Hafta geçti ve kütüphane başkanı benle beraber 11. Sınıftan olanları kitaplara yardım etsin diye topladı. Bizim ders Coğrafya olduğu için çok sevindim Dersten alındığıma,
Neyse geldik kütüphaneye; Kütüphane Başkanı, Benden kitapları etiketlememi istedi çünkü kitaplarla başka bir yere taşınacaktı. Bende başladım etiketlemeye diğerleri de kitapları raflardan alarak roman,hikaye,şiir olarak ayırıyorlardı.
Aradan yarım saat geçti ki zil çaldı. Ve onlar kütüphaneden çıkarken ben çıkmayıp işime devam ettim. Kütüphanede tek başıma otururken fark ettim de ne kadar huzurlu bir yer kitaplar huzurun ta kendisi zaten işte o zaman anladım kitapların arkadaşlarım olacaklarını ve tek huzur kaynağım olacağını.
《1 Ay sonra》
Kütüphaneyi başka bir yere taşıyıp düzelmiştik. Bizim kızlar kütüphaneye bakmaya gitmişlerdi. Aslı ve Leyla kendilerine dünya klasiklerinden almışlardı. Kitap okumaktan nefret eden Gamze'ye de (Kahraman Tazeoğlu "Bukre") kitabını almışlardı. Tabi Gamze "okumak istemediğini" söyleyince Leyla da "Neyse ben okurum" dedi.
Kitabın kapağı çok hoşuma girmişti. Leyla'dan alıp kitabın arkasındaki yazıyı okumaya başladım. Okurken o kadar etkilendim ki anlatamam Leyla ya "kitabı okumak için alabilir miyim?" diye sorduğumda o da kabul etti.
Okulda günlük bir ders okuma saatimiz olduğu için bende başladım Bukre kitabını okumaya o kadar etkileyici bir kitaptı ki ders bittiğinde bile ben teneffüslerde okumaya devam ediyordum. Evde de kitabı bitirene kadar okudum. Her ne kadar Annemden kitap yüzünden azar yesem de sonunda 304 sayfayı okuyup bitirmiştim. Ve sanırım hayatım boyunca ilk defa bir kitabı tam olarak bitirmiştim.
İlk Bukre kitabıyla okumaya başladım. sonra bu zaman içinde Kahraman Tazeoğlu'nun kitapları, farklı yazarların kitapları ve Dünya klasikleri falan derken baya bir kitap okumuştum. Bu sayede de hem okumam gelişmiş hem düşünce yapım gelişmiş hem de konuşmam daha gelişmiş okuduğum şeyleri daha anlar olmuştum. Yani bana baya yararı oldu okumamın şimdi ise kitaplara aşığım onlar benim diğer yarım gibi ve iyi ki de öyleler.
《2018》
Size bunu anlatırken Yemeğimi bitirmiştim. ayağa kalkıp Kızlara, "Ben kütüphaneye gidiyorum kitap almalıyım" dedim. Gamze, "Boş ver yarın alırsın" dedi. Tabi ki bende hemen "kızım deli misin biliyorsun ki ben bir günü kitap okumadan geçiremem “dedim. O da "İyi be git" diyerek ellerini git şeklinde salladı.
Kütüphaneye gittiğim gibi tüm kitapları tek tek inceleyip en beğendiğim kitaplardan birini aldım. zilin çalmasına az kaldığını tahmin ettiğim için sınıfa gidip kitabımı açtım ve okumaya başladım. Sınıfta oturmuş kitabı okurken bizimkiler geldi.
Dersimiz Coğrafyaydı. Dersi hiç sevmezdim. Lale Hoca Bize "Rahatsız olduğunu bu yüzden ders anlatmayacağını" söyledi.
Fırsattan istifade Ben ve Leyla hemen Gamze ve Aslı'nın bir önlerindeki sıraya oturduk. Biz oturduktan sonra Gamze, "Sen kütüphaneye gidince neler oldu neler" dedi. Tabi o öyle söyleyince merak ettim neler olduğunu. Bende "Ee ben gittikten sonra ne oldu ki" diye merakla sordum. Gamze "sen gittikten sonra okula yeni gelen Din Kültürü Hocası boş yer olmadığı için bizim masada oturdu. Tabi Bizde onla tanıştık. Ay Melisa ilk defa birinin gözlerinin içine baktım ya. Yani düşün Hasan'ın bile gözlerine bakamazdım. Ay Ben kesin Aşık oldum." Diye hülyalı hülya ’lı iç çekti. Bizde Gamze'nin bu hâline güldük.
Gamze öğle arası olanları anlattıktan sonra konuşacak yeni bir konu olmadığı için, Gamze "Ben sıkıldım oyun oynayalım mı?" diye bir fikir attı ortaya tabi Bende sıkıldığım için kabul ettim. Ben ve Aslı kabul ettik ama her zamanki gibi Leyla yine test çözmek için yanımızdan ayrıldı.
Ben "Ee nasıl bir oyun oynayacağız?" diye sordum. Gamze "bom oynayalım" dedi. "Neyse oynayalım bakalım." Gamze defterinden bir sayfa kopararak, Kağıtları 9 parçaya ayırıp bizim en sevdiğimiz şehirleri sordu. Ben "Sivas" dedim. Aslı'ya sorunca o da "İstanbul" dedi. Gamze ise söylemeden yazdı. Sonra Gamze kağıtları katlayıp elinde karıştırdı ve masanın üstüne attı hepimiz 3 kağıt seçtik. Ben kâğıtlara bakarken Sivas,Istanbul,Sivas çıkmıştı. Aralarından İstanbul’u alarak Aslı Gamzeyle değiştirmelerini bekledim. Onlar değiştirdikten sonra Aslı kağıtlarına bakarak bana bir kağıt verdi.
Kağıdı aldıktan sonra "Baran" ismini okuyunca gülmeye başladım. Tabi bizim kızlar neden güldüğümü anlamadılar. Gamze ye "Haberim yok da Baran adında bir şehir mi var?" diye sorup gülmeye devam ettim. Tabi Aslı da bu söylediğime gülmeye başladı. Gamze
"Aa söylemeyi unuttum yeni gelen Hoca'nın adı Baran" dedi. Ben Gamze'ye "sen iyice kafayı yedin" dedim. Ama merak etmekten de kendimi alamadım.
Okul sonra eve geldim. Üstümü değiştirerek akşam yemeği için Anneme yardım etmeye başladım. Yemek yaptık. Sofrayı bıraktım. Aile üyeleri yedikten sonra Annem Meyra 'yla ilgilendiği için gitti.
Meyra evin en küçük üyesi ve 2 yaşında. Biz 5 Kardeşiz. Abim yani Mert en büyüğümüzdü. 2'nci bendim. Benden sonra İsmail ve Oğuz vardı. Ondan sonra da zaten Meyra var en küçüğümüz.
Neyse Sofrayı toplayıp bulaşıkları makineye yerleştirdikten sonra ocaktaki çayı demleyip her zaman olduğu gibi götürdüm. Gidip oturduk ailecek çayımızı içtik. Kalan son bulaşıkları da makinaya yerleştirip makineyi açtım. Ve yatağıma geçtim. Bugün yine çok yorulmuştum.
Uyumadan önce her zaman yaptığım gibi günün analizini yaparken aklım Baran geldi. "Acaba bu Baran kim?" Diye düşünerek kendimi uykunun kollarına bıraktım.
♡☆♡☆♡☆♡☆♡☆♡☆♡☆♡
Her Sabah ki rutinimle yine okula gelip sınıfa girdim. Sınıftakilere "Günaydın Gençler" deyip sırama çantamı bıraktım ve Gamze'nin yanına geçtim. Yanına oturur oturmaz Baran hocayı anlatmaya başladı. Gamze "Ay Melisa ya kesin bu kes aşık oldum. Ya çok tatlı, çok yakışıklı " dedi. Tabi Ben bu kes merakıma yenik düşerek, "Bu Baran Hoca kim gerçekten merak etmeye başladım?" diye sordum. Gamze "Ya sen daha görmedim mi? Neyse tamam ben bu kez sana göstereceğim." dedi. Zil çalınca sırama geçtim.
Teneffüste Gamze pencereden dışarıyı izlerken, Bir baktım kolumu tutup beni sınıftan çıkardı. Ben " Aa ne oldu kız ya bir sakin" diye kızdım. Bahçeye çıktığımızda tanımadığım birinin yanına gittiğimizi gördüm. (Ama var ya o kadar tatlı ki Allah’ım bu kim ya çok tatlı ve çok yakışıklı ay çarpıldım) diye içimden konuşurken, yanına gelmiştik. Gamze "Günaydın Baran Hocam" deyince bende jeton düştü. "Allah'ım Baran Hoca bu muymuş ay Gamze boşuna o kadar övmemiş" diye hala içimden konuşuyordum. Baran Hoca "Günaydın" deyince kendime gelip, "Günaydın Hocam. Okulda yenisiniz sanırım Ben Melisa Çakıl. " diye kendimi tanıttım.
Baran hoca da bana karşılık olarak "Memnun oldum. Bende Baran Özer yeni Din kültürü Öğretmeni" diye kendisini tanıttı. Gamze "Beni zaten tanıyorsunuz" deyip tekrar konuştu.
Gamze "hocam bizim derslerimize de girecek misiniz?" diye sorunca. Bende hemen içimden (inşallah dersimize giriyordur) diye dua ediyordum. Çünkü Din Eğitimi veren öğretmenimizin asıl alanı Felsefe olduğu için Bize pek Dinle ilgili şeyler öğrettiğini söyleyemem. Baran hoca "hayır maalesef dersinize girmiyorum" deyince çok üzüldüm keşki girseydi ya. Gamze "o zaman sınıfımıza gelirsiniz sizinle tanışmak isteyenler var" dediğinde bende onu destekler şekilde başımı salladım. Baran hoca "boş bir derste dersinizi alırım tanışırız" dedi.
Biz böyle konuşurken Zil çalınca Baran Hoca "Hadi Ders başlamadan sınıflarınıza" dedi. Bizde içeriye gidip sınıfa gittik. Ben Baran Hocayla tanıştıktan sonra gün boyu onu düşündüm."O kadar güzel gülüyor ki Allah’ım ya. Ah be hele o Gözleri yok mu? Ölünür bu Adam uğruna be."Evet Merhaba bebişlerim bir bölümün daha sonuna geldik. Bu kitabi 6. Düzenleyişim ve bu kes içime şimdi inşallah sizde beğenmişsinizdir. Yorum ve oylarınızı bekliyorum. Seviliyorsunuz♥️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fikrimin Ince Gülü(Tamamlandı)
Teen FictionBir hikâyesi, bir şarkısı olacak insanın. Anlat dediklerinde anlatacağı, ağla dediğinde ağlayacağı... "Sevdiğini Allah için sevmek" Bu sözden çok etkilenmiştim. O zaman Ben şimdiye kadar Aşık olduğum kişileri sevdiği mi sanıyormuşum ama asıl Aşk All...