Yavaşça arabaya doğru ilerlerken ellerimize baktım. Ben ne yapıyordum tam burada onun yanında. Hayır. Bu yanlıştı, onun yanında olmamam gerekiyordu. Ama deli gibi olmak istiyordum.
Arabaya bindik ve ikimiz de tek kelime etmedik. Ne o konuştu ne ben. Sessiz ve sakince parlak cıvıl cıvıl yolları izledik. Beyaz şeritleri saydım. Kafamı çevirdim ve Yamaç'ı izlemeye başladım. O dik, kendinden emin duruşunu. Direksiyon hakimiyetini. Bana neler oluyordu? Neden onun yanında kendimi huzurlu hissediyordum. Dahası onu tanımıyordum bile.
Durduğumuzu fark ettiğimde etrafımıza baktım.
O kadar büyük olamayan şık bir restoranla karşılaştım. Bull Steak.
Yamaç arabadan inip benim kapımı açtı ve elini uzattı. Elini tuttum ve arabadan indim.
Arabanın anahtarlarını kapıda duran valeye verip içeriye girdik.
Etrafı incelediğimde gayet hoş ve sade bir görünümü vardı. Mavi ve beyaz ağırlıkta olan renk hakimiyeti insana ferah bir görünüm sağlıyordu.
Yamaç elini sırtıma koydu ve beni yönlendirmeye başladı. Cam kenarı bir masaya oturduğumuzda hemen garsonlar etrafımızı sarmaya başlamıştı. Anlaşılan Yamaç buraya gelip giden biriydi.
" Hoşgeldiniz yamaç bey. "
Garson elinde tuttuğu iki menüyü de önümüze koydu. İsmini bilmediğim hatta ne yemek olduklarını bilmediğim çok şey vardı. Ne yemem gerektiğine karar veremiyordum.
" Karar verdin mi? "
Yamacın sesiyle kafamı kaldırdım.
" Hayır, pek sayılmaz. Ne yemek istediğimi ben de bilmiyorum. "
" Benim seçmemi ister misin?"
Kafamı olumlu anlamda salladım ve garson önümüzdeki menüyü alıp gitti. Yamaç çoktan yemek işini halletmişti anlaşılan.
" Burayı severim. "
Mekandan bahsettiğini anladığımda etrafıma bakmaya başladım hemen. İyice incelemek istedim. Onun sevdiği mekanı incelemek istedim.
" Gayet hoş. İnsanı rahatsız etmiyor. Ben de sevdim burayı. "
Yüzünde belirli belirsiz bir gülümsemeyle bana baktı.
" Bir sonraki gelişinde buraya gelirsin. "
Bir sonraki. Bunun için zamanım olduğunu sanmıyordum.
" Pek sanmıyorum. "
Kaşlarını çatıp bana baktı.
" Neden? Beğendiğini söylemiştin? "
"Hayır, gerçekten beğendim. Sadece bir daha Roma'ya gelebileceğimi sanmıyorum. Bu bir defalık olan bir şeydi. İkincisi olmayacak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Sınırı
ChickLitİnsan sevdiklerini kaybettikten sonra tekrar ayağa kalkabilir miydi? O kalkmıştı ama! Kardeşi için. Onun yanında olmak için Derin hayata tutunmuş ve kardeşi için çabalamış öğretmen olmuştur. Ama hayat işte, her zaman ki gibi onu rahat bırakmamıştır...