•örümcek•
Bölüm bir
"It's hard to lose a chosen one."
🕷
"Hadi çıkacaksan çık artık. "
Işıklar gidip gelirken ben hem açmaya üşendiğim ışıktan karanlık korkusunun vermiş olduğu endişeyle hem de filmde ki canavarın korku salmasıyla dışarı da yağan yağmuru bile unutmuştum.Açıkçası yağmuru çok sevmezdim, su ve suydu işte. Özellikle şiddetli yağması tuttuğundaysa bazen uyuyamazdım.
Ve gelin görün ki sanki önümde ki korku filmini izlediğimde gidip rahatça yayılarak yatacak ve uyuyacaktım.Kapının kırılırcasına çalınması ve siyah ekranda bir şeylerin parlayıp canavar ablanın bir anda çıkması aynı anda olmuştu.
Resmen yuttuğum çığlıkla felç kesilmiş gözlerim ekranda kalakalmışken kapı inatla çalınmaya devam etti.
Cesaretimi toplayıp yanıma bol bol yerleştirdiğim yastıklara takılmamak için tekmeleyerek kapıya geldiğimde resmen ellerim titriyordu.Bir Barbie filmi açıp izlemek bu kadar zordu işte.
O sırada yavaşça ön kapının kilidini çevirip aralıktan başımı uzattığımda sırılsıklam olmuş arkadaşım benden daha beter titriyerek kapının önünde bekliyordu.
Kapıyı sonuna kadar açıp ilk haline ardından hala yağmakta olan gökyüzüne baktım.
"Harmonica? "
"Rose? "
"Tanrı aşkına saat kaç? Bu halin ne?"Bir yandan başımı uzatmış çok sevgili komşularımızın ışıklarını kontrol ediverdim, teyzem Nancy evi bana emanet etmişti ve komşularla aramız pek iyi sayılmazdı.
Geçen cadılar bayramında evlerine tuvalet kağıdı ile kapladığımız ve orada yaşayan bunak kadının kalp krizi geçirmesi bizim suçumuz muydu?
Hayır, değildi.
Gayet iyi bir kutlamaydı ve o gün ben de Kaşif Dora kostümümle polislere ifade vermeyi istemezdim."Senin yüzünü görmeye geldim." Kumral saçları ıslanmış uçlarından damlalar akarken titreyerek konuşmuştu.
Yüzüne anlamadığımı belli eden bir ifade ile baktığımda başını sallayıp arkasını döndü. "Gördüğüme göre gideyim mi?""Sen bilirsin.
Omuz silkerek konuştuğumda hala kapıyı tutan kolunu ittirerek içeri geçti bir yandan da homurdanıyordu.Neydi yani? Daha önce yapmadığı bir şey miydi?
Harmonica benim çocukluk arkadaşım aynı zamanda da tek arkadaşım.
Arada kavga edip hakaretler havada uçsa da Nancy'i ekip bir şekilde buluşuyorduk.O sırada bana 'aptal' derken kendisi buraya kadar beyaz tenis ayakkabıları ile gelmiş olan Harmoni çoraplarına kadar ıslanmış üstündekileri çıkartıp altında duran kuru kıyafetlerle biraz dinlenmek için koltuğa oturmuştu.
Ben de o sıra kıyafetlerini alıp hızlıca üst kata çıktım neredeyse tüm odaların ışığını açıp kendime canavarların olmadığını inandırmaya çalışırken 'yenilmezler' adlı bir grupla aynı dünyada yaşadığımız geliyordu.
Islak kıyafetleri kurumaları için küvetin kenarına koyup bir havlu aldığım gibi korkudan merdivenlerden üç buçuk ata ata inmiş üstüne bir de çaktırmamaya çalışarak havluyu Harmoni'ye doğru attım.
Harmoni ayaklarını uzatmış gayet rahat bir pozisyonda dururken yüzü hiç de rahat olduğunu göstermiyordu.
Dönüp nereye baktığına bir göz attığımda televizyonda hala oynayan korku filmini ve çocukları kovalayan manyak ablayı gördüğümde ayağa kalkıp söylesene söylene kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
l am here | PETER PARKER (Düzenleniyor)
General Fiction"Eğer bir pizza olsaydın seninle evlenirdim. Ve eğer bu pizza konuşabilseydi onunla da evlenirdim."