3. BÖLÜM

246 50 15
                                    

Arabanın içinde nereye gittiğimizi bilmeden ilerliyorduk. Daha doğrusu ben bilmiyordum.

Yağız: "Sinan Allah aşkına mekan dedin eğlence dedin bildiğin dağ başındayız. Yarım saattir yol tarif ediyorsun ama nereye gittiğimiz belli değil. Nerdeyiz oğlum?!"

Allah'ım nerden geldik biz buraya? Bir güvenle geldik ama it, kopuk çıkmaz bunlar herhalde. Gerçi Yağız denen adamın eli, yüzü düzgün sapığa filan benzemiyor ama bu Sinan çok şüpheci. Sanki her an her şeyi yapabilirmiş gibi. Özelliklede bu rahat hali insanın içine ayrı bir tedirginlik bırakıyor.

Şu an tek güvence kaynağım Ece. Gerçi eğer planlıysalar muhtemelen Ece'de onların tarafında olduğu için güvenimizi kazanmaya çalışıp sonrada bizi bilerek buraya getirtmiş olabilir. Sonrasını düşünmek bile istemiyorum.

Sinan en sonunda telefonundan başını kaldırarak

Sinan: "Valla abi ben buraya gelmeyeli baya oluyor. Napmış bunlar yolları mı değiştirmişler?"

Yağız: "Sen yolu unuttum demiyorsun da yolloro doğoştormoşlor."

Sinan: "Abicim burası kestirmeydi ne biliyim ben? Aslında çok harika mekandı şehirden uzakta, yüksekte, ormanın içinde bir yerdi. Harikaydı yani."

Yağız: "Ha bir de kesirmedeyiz. Sinan gerçekten şu an kafamı direksiyona geçiresim var."

Sinan her şey gayet normal gibi

Sinan: "Evet abi kestirmedeyiz. En az 10 dakika erken varacağız."

Yağız: "Sinan şu an gerçekten kafayı yiyeceğim. Oğlum hani kestirme? Hani yol? Nerdeyiz? Kestirme dedin çer, çöp, toprak yol, taş, maş hepsi burda. Öldürmeye mi çalışıyorsun bizi?"

Sinan: "Haaa öyle mi? Ben çok dışarıya bakma gereği duymadım da. Abi biz galiba ilk virajdan dönecektik. Burası nereye çıktı ya."

Ben bir telefona bakıp bir onlara bakıp dinliyordum. Onları taktığım söylenemezdi. Gerçi zaten Yağız dışında herkes telefonuyla bir şeyler yapıyordu.

Daha birkaç dakika önceye kadar durmadan telefonundaki araba yarışı oyunuyla uğraşan Sinan'da daha yeni yeni nerede olduğumuzu kavramaya çalışıyordu.

Yağız: "Sinan sen ciddi misin? Nerden uydum senin aklına bilmiyorum ki."

Bensu ve Ece aynı anda dehşetle kafalarını kaldırdılar telefondan

Ece: "Yağız az geri gider misin? Burda telefon çekmiyor. Tam da zamanını buldu. Nisa yeni sevgili yapmış onu konuşuyorduk. Offf."

Bensu: "Bende aynı şekilde. Geri gider misin nolur? Cemre sevgilisinden ayrılmış onu teselli ediyorduk gruptan. Bir de tabi aynı sırada Deniz yeni ayakkabı almış ve alırkende yediği kazığı konuşuyorduk."

Yağız: "Eee Hazan sen ne yapıyordun? Bu böyle gitmiycek. Bari oturup gıybet yapalım çünkü şu anda kesinlikle sinir katsayımı indirmem gerek. İnşallah çekirdek getirmişsinizdir."

Ece: "Boşver şimdi yatı, katı, çekirdeği. Geri gitmeyecek misin onu söyle."

Yağız hızlı bir hareketle arkasını döndü ve önce Ece'nin sonra Bensu'nun sonra benim ve hala telefonunu bir o yana bir bu yana sallayıp arabasını süren Sinan'ın telefonun elinden çekip alıp torpidodan aldığı poşetin içine attı.

Tesadüf EseriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin