2. BÖLÜM

292 58 34
                                    

Eve geldiğimde kapıyı çaldım. Annem hazırlanmış bir şekilde açtı kapıyı.

Fazilet: "Kız senin burada ne işin var ayol?"

Hazan: "Ben kovuldum. Şimdi izninle odama gidip uyuyacağım."

Beni duymamış bir şekilde

Fazilet: "Kovulduğun iyi oldu o zaman. Benimde dışarıda işim var çıkacağım. Akşam gelirim. Sende önce bulaşıkları yıka sonra güzelce evi topla, sil süpür. Sonra yatarsın."

Hazan: "Ayyy anne benimde dışarıda işim vardı biliyor musun? Tüh şimdi geldi aklıma. Benim gitmem lazım. Hadi baybaayy"

Geri dönüp ilerlemeye başladım. Yani iki adım attım. Annem kolumdan tutup.

Fazilet: "Geldiğimde dediklerim yapılmış olsun Hazan."

Yanımdan çekip gitti. Bende eve girdim. El mahkum yapacaktım.

Önce üzerimi değiştirip benim çok sevdiğim ve her zaman giydiğim pijamamı giydim. Pembe beyaz üzerinde koyunların olduğun yumuşacık pijamam. Abim pijamamı aldığımdan beri yapmamış espri bırakmamıştı. Ama şu sıralar bana biraz küçük gelmeye başlıyordu.

Kulaklığımı telefona taktım ve şarkı açarak mutfağa geçtim.

İlk önce bulaşıkları halletmek için kolları sıvadım. Bulaşıkları makineye doldurdum. Tabi bunları yaparken 1 tabak kırdım. Kırıkları toplarken avcumu kestim. Sonra banyoya ilerledim ve ikinci deneyişten sonra elimi sarmayı başarabildim.

Önce kendi odamdan başlayarak abimin odası daha doğrusu oda görünümlü mağarasını en sona bırakarak tüm evi topladım. Şimdi sıra oradaydı.

Odanın kapısını açtığım gibi o leş hava karşıladı beni. Hızla giderek kapalı perdeleri, ardından da camları açarak odanın hava almasını ve içeri ışığın girmesini sağladım.

Yatağın üstündeki ve altına tıkılmış kıyafetleri oradan çıkardım. Sonrada gardıroptan aşağıya sarkan leş gibi kokan çorapları parmağımın ucuyla topladım ve kapının kenarına fırlattım. İki adım geri attığımdaysa bir şeye bastığımı fark ettim. İğrenç cips kırıntıları ve paketleri. Hızla ayağımı yerden kaldırıp daha fazla yere basmamak için yerimde zıplayınca kenarı kıvrılmış halıya takılıp yere yapıştım. Masanın altında küflenmiş peynir görünce elimi ağzıma kapatıp bu odanın temizlenmeyeceğine kanaat getirerek koşarak odadan çıktım.

Biraz sakinleştikten sonra evi süpürdüm ve bir güzel sildim.

İşlerimi bitirdiğimde saat 8'e geliyordu ve annem hala dönmemişti. Bende onu aradım ve neredesin diye sordum o da bana yolda olduğunu söyleyince aklıma abim geldi güya beni bugün o alacaktı ben ona söylemeyi unutmuşum. Hemen abimi aradım. Biraz sonra açılmıştı telefon.

Baran: "Ne oldu Hazan?"

Yumuşak yumuşak konuşunca merak etmiştim.

Hazan: "Abi sen iyi misin?"

Baran: "İyi olmak ne kelime bombayım bomba."

Hazan: "Bana kızmadın mı?"

Baran: "Yok tabii ki şu an sana sinir küpüyüm ama senin sayende Bensu'yla beraber geldik. İyi ki kovulmuşsun kız!"

Bir kişi bile kovulduğuma üzülmez mi bu evde? Tamam bende üzülmedim ama bu ne rahatlık?

Hazan: "İyi o zaman bende herhalde sana demeyip seni oraya kadar getirttiğim için beni döversin filan sanmıştım."

Tesadüf EseriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin