Sabah abim ve annemin mutfaktan gelen komik tartışmaları sesiyle uyandım. Onların bu halleri hoşuma gidiyordu çünkü genelde tartışma konuları hep saçma sapan şeyler olurdu. Bende bu sefer ne yüzden atışıyolar onu dinlemeye başladım.
Baran:"Anne bak kaçıncı defa diyorum yaa. Ben niye gidiyorum ekmek almaya?"
Fazilet:"Oğlum aç mı kalalım ne istiyosun? Gidip gelmen 5 dakika sürmez."
Baran:"Anne Hazan nelik duruyo evde o gitsin."
Fazilet:"Oğlum o uyuyo. Nasıl gitsin? Kaldıralım mı yani?"
Baran:"Evet kaldıralım. Hem madem bu ekmek almayacak ne diye doğurdun bu çocuğu anlamadım ki? Kaç yaşıma geldim hala ben gidiyorum. Yani o küçük dediniz beni gönderdiniz ama 24 yıldır büyüyemedi kendisi(!)"
Fazilet:"Hadi yürü eşek sıpası."
Dış kapının kapanma sesiyle abimin gittiğini anlamıştım. Artık kalkabiliriz. Eğer erken kalkmış olsaydım abim beni gönderecekti kesin. Yataktan çıkıp mutfağa yürüyecekken yerdeki yastığa takılıp yeri boyladım. Sonra oflayarak yerden kalkıp mutfağa ilerledim.
Mutfağa geçtiğimde hazır kahvaltı masasını gördüm. Annemin yanağına öpücük kondurarak masaya oturdum. Yani sandalyeye.
Ufak ufak atıştırmaya başlamışken abim geldi. Bende ayağa kalktım yanaklarını sıkmaya başladım ve dudağımı büzerek.
Hazan:"Oy benin abim gelmiş. Beni kaldırmadan ekmek almaya mı gidermiş benim abim. Ama senin o büyümeyen kardeşin yatakta sizi büyük bir keyifle dinledi. Tabikide olmazsa olmazımız kapı sesinden sonra yataktan çıktıı."
Yabağındaki ellerime sert olamayan bir şekilde vurdu.
Baran:"Ama sen bunu sana ödetmez miyim sanıyosun benim canım kardeşim(!)?"
Hızla iki bileğimdende tutup arkamda birleştirdi ve tek eliyle tutmaya başladı. Diğer eliyle kolumu tuttuğu gibi ısırmaya başladı.
Hazan:"Abi! Abi yapma abi!(ben hiç öyle ağabey filan yazamam baştan söyliyimde)"
Bilerek fazla acıtmıyordu. Çünkü o bana kıyamaz ama bu acıtmayacağı anlamına gelmez.
Kurtulmak için hem bağırıyor hemde çırpınıyordum.
Hazan:"Ya tamam bak söz! Bir dahakine ben gidicem! Nolur yapma acıyo!"
Ağzını kolumdan çekip
Baran:"Yalan konuşma be! Acıtmıyorum zaten."
Abim ensesine yediği tokatla beni bıraktı.
Baran:"Ahhh! Anne niye vuruyosun yaa! Yine ben suçlu oldum dimi? Vurmaların yüzünden ensemde deri diye bir şey kalmadı."
Ensesini ovuşturarak oflanıyodu abim.
Fazilet:"Sabah sabah sizle mi uğraşacam ayol? Çabuk kahvaltıları bitirin herkes dışarı işinin başına."
Masaya geçip yemek yemeye başladık. Yemeğin sonlarına doğru.
Hazan:"Abi birlikte çıkıcaz dimi?"
Baran:"Yoo. Sen çık ben sonradan gelirim."
Bana inat yapıyodu. Eğer birlikte çıkmazsak işe yürüyerek gitmek zorunda kalacaktım. Çünkü araba ondaydı. Ben neden ehliyet almadım hala anlayamıyorum. Neyse abimin benimle gelmesi için tek bir yol vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tesadüf Eseri
FanficTamamen tesadüfen karşılaşmıştık onunla. Her ne kadar tesadüflere inanmasamda. Ama bu fikrim gibi bir çok şey değişti hayatımda. Onun gelişiyle birlikte. Şimdi iyiki diyorum. İyiki teasadüfler var...