Saat 15.17
"Merhaba oturabilir miyim?"
Burayı nasıl buldu? Kimse göremezdi ki burayı. Görmemeliydi. Ya başkalarıda görürse.
"Tabiki oturabilirsiniz"
"Derin ben."
"Okyanus bende."
"Memnun oldum Okyanus."
"Bende."
"Eee napıyorsun Okyanus?"
"Burayı nasıl buldun?"
"İnsanlardan uzaklaşma istedim. Ve sonra burdayım."
"Tuhaf."
"Neden tuhaf olsun ki?"
"Şey benim gitmem gerekiyor Derin."
"Nereye?"
"Hey sana diyorum Okyanus nereye?"
Koşabildiğim kadar hızlı koştum ve oradan uzaklaştım.Saat 01.42
"Merhaba meleğim, ben geldim."
Toprağına sarıldım. Ve bir süre o şekil kaldım. Sanırsam yarım saat sonra filan bir ses.
"Okyanus"
Kafamı kaldırıp arkamı döndüğümde Derin orda duruyordu. Ciddi mi bu kız. Ne işi vardı burda. Beni nasıl buldu.
"Efendim"
"İyi misin?"
"Evet iyiyim. Meleğim bak misafirimiz geldi."
"Merhaba"
Deyip meleğime el salladı.
"Gel otur sende Derin. Meleğim bu Derin. Derin bu da meleğim."
"Memnun oldum."
"Meleğim de memnun olmuş öyle diyor."
Gülümseyip gözlerime baktı.
"Ne oldu ona?"
"O. O şey."
"Ne o anlatsana."
"Gece 4 e kadar onunlaydım. Bugün yanıma geldiğin yerde oturuyorduk. Sonra evine bıraktım. Bende eve geçip uyudum. Öğlen çalan telefonla uyandım. Meleğim arıyordu. Sana çok mutlu bir haber vereceğim filan dedi. Telefonda söyle dedim. Olmaz dedi. Tamam dedim bende geleyim sizin eve seni alayım ordan sahile gideriz dedim o da onayladı. Ben bir iki bir şey atıştırdım. Hazırlandım çıktım evden. O da hazırlanmış kapının önüne çıkmış. Bana mesaj attı kapının önünde bekliyorum diye. Evi de ara sokak gibi bir yerde. Gittim evinin önüne baktım kimse yok. Aradım ozaman bende. Telefon çaldı. Onun zil sesi evlerinin karşısındaki inşaattan geliyordu. Girdim inşaata."
Gözlerim doldu. Yutkunamadım.
"Evet girdin inşaata ordamı beklemiş?"
"İnşaata girdiğimde onun bedeni yerde yatıyordu. Kalbine saplı bir bıçak. Ve üzerinde ona tecavüz eden bir adam. O an bittim ben. Kendimi hiç bukadar kötü hissetmemiştim. Adam beni görünce korktu. Elimdeki telefonu yere fırlattım. Adam ayağa kalktı. Kalkar kalkmaz bir yumruk attım yüzüne. Yere düştü. Üzerine çıktım. Vurabildiğim kadar sert bir şekilde vurdum. Ağzından, burnundan kanlar geliyordu. Vurmaya devam ettim. Elim uyuşuyordu. Vurdum, vurdum. Adam bayılmıştı. Adamın üzerinden kalktım. Meleğime koştum hemen. Nefesini kontrol ettim. Yoktu. Bileğine sarıldım ve nabzına baktım. Yoktu. Yıkıldım. Sonra gözüm karardı. Bayılmışım bende. Gözümü açtığımda hastanedeydim. Bizi inşaatta çalışan işçi inşaata geldiğinde görmüş. Kolumda serum takılıydı. Çıkardım. Kalktım yataktan ve kapıyı açıp dışarı fırladım. Kapının önünde polisler varmış.
"Meleğim"
Dedim polislere.
"Üzgünüz ikiside hayatını olay yerinde kaybetmiş" dediler. İkisi dediklerinde ben o iğrenç herifi diyorlar sanıyordum.
"O adamda mı öldü?" Diye sordum.
"Hayır adam aşırı kan kaybı nedeniyle koma da" dediler.
"Peki ya ikisi kim ozaman?"
"Kadın ve bebeği. Siz kim oluyorsunuz? Neden oradaydınız?"
O an öğrendim bana söyleyecek olduğu mutlu haberi. Baba olacakmışım.
"Bir ay sonra düğünümüz vardı." Dedim."
Derinin gözleri dolmuş tüyleri diken dikendi.
"Öyle işte."
"Okyanus ben ne diyeceğimi bilemiyorum."
Gözlerim yaş dolu gülümsedim Derine. Sonra meleğime döndüm ve toprağını öptüm.
"Meleğim biz gidelim artık geç oldu. İyi geceler."