10

514 28 9
                                    

Yeni kapağımız için Sedalicious 'a teşekkür ederim, harika ! 💞

İyi okumalar...

...Onu sevdiğimi artık biliyor, ömrümün sonuna kadar saklayacağımı sansam da birinin bunu bozduğunu anlamıştım. Kim? Kim bana bunu yapabilir ki? Beni bu iğrenç duruma sokabilir? Sadece bizim kızlar biliyor oysa ki... Aklım almıyor, onlardan birisi asla böyle bir şey yapmaz.

"B...berkcan bu..bunu nereden çıkardın?"
Sesimin titriyor, çenem kasılıyordu.

"Ben çıkarmadım, hatta sana kalırsa hiç haberim dahi olmayacaktı."

"Yok öyle bir şey" bunları söyerken gözlerim, okulun yanında ki parka kaydı.

"Su... bir daha görüşmeyelim olur mu"

Yanımdan ayrılırken sadece arkasından bakakalmıştım. Zaten onunla daha yeni yeni görüşmüşken.. bir daha görüşmeyelim demişti. Ben, bu kadar kısa bi zaman da kendimden nefret ettirmiştim.

Bunun kadar iğrenç bir durum var mı? Bir daha görüşmeyelim dedi ya!
Konuştuğumuzdan beri içimde tuttuğum göz yaşlarımı serbest bırakmıştım.

Şuan ben bu anı yaşıyor muydum? Şimdi kimin yanına gidecektim? Kızların yanına da gidemezdim. Ne kadar onlara güvensemde bilmiyorum iğrenç duygular içerisindeyim.

Telefonumun çaldığını duyunca cebimden çıkardım.

+905...

Yeşil simgeyi kaydırıp,

"Alo?"

"Su, ben Onur."

"Onur.. nasılsın"

"Bunu benim sormam gerekmiyor muydu?" Diyip güldü.

"Herneyse.... iyi ki aradın Onur, yanıma gelebilir misin?"

"Bir sorunmu var? Neredesin?"

"Okulun önündeyim, bi sorunmu bilmiyorum.. ama sarılacak birisine ihtiyacım var.."

"iyi misin?"

"Değilim."

"Geliyorum hemen"

Telefonun kapanma sesi gelince kulağımdan çekip, cebime koydum. Uzun duvara oturup Onur'u bekledim.

Onu çağırmam doğru mu bilmiyorum. Sadece bana yardım edebilecek tek kişinin o olduğunu biliyorum.

Göz yaşlarımı silip, ilerden gelen Onur'a doğru yürüdüm. Boyu benden epey uzun olsa da boynuna ulaşıp,kafamı omzuna koydum. Başta tereddüt etse de o da kollarını belime sardı.

Sildiğim göz yaşlarım yerini yenileriyle doldurduğunda omzunu ıslatmıştı. Gözlerimi kapatıp hiç bir şey düşünmemek üzere Onur'a daha sıkı sarıldım.

Derin nefes alıp ondan ayrıldım. Kirpiklerimde kalmış yaşları silip gözlerine baktım. Benim için endişeleniyordu.

"Su.. neler oluyor? Niye bu hâldesin?"

Yutkunup,

"Çok kötü bir şey oldu."

"Ama.. anlatamam...."

Onur kaşlarını çatıp soru sorarcasına baktı.

"Onur... kendimi iyi hissetmiyorum her şey aniden oldu.. bilmiyorum"

"Gel seni bir yere götüreceğim" diyip elimi tuttu.

Uçuruma benzer bir yere gelmiştik. Aşağıya bakınca her yer yemyeşildi. Ağaçlar çicekler... resmen doğa harikasıydı.

"Seni bu hâle düşüren şeyi merak ediyorum."

"Ne kadar tuhaf değil mi? Kaç yıldır yanımda olan insanlar yerine şu kötü günümde daha iki günlük erkek arkadaşım yanımda.."

Gözümden bugün hiç bitmek bilmeyen yaşlar damla damla akınca kafamı yere eğdim. Çenemde Onur'un parmaklarını hissedince kafamı kaldırdım. Elini çenemden çekip yanağıma koydu.

"Ne zaman istersen yanındayım.. ama eğer ki istemezsen.. o zaman da yanındayım."

Bu söylediğine tebessüm edip,

"Her şey için teşekkür ederim."

"Teşekkür etmene gerek yok.. senin için hiçbir şey yapmadım." Dedi.

"Farkında olmadan o kadar çok şey yaptın ki.. yanımda olduğunu bilmek güzel."

Omzuna kafamı koyup manzaranın verdiği huzura kapıldım. Nefes alışverişlerim bugün hiç olmadığı kadar güzeldi.

Her ne kadar sevdiğim çocuk şuan benden nefret etse de.. arkadaşlarım... şuan da yanımda olmasa da, her zaman yanımda olan kişiyle mutlu olmayı öğrendim Bugün. Bu anları yaşadığım için mutluyum. Hayatta olmak güzel, kimse yokken bile nefes alabilmek bile güzel.

Ne kadar zaman geçti bilmiyorum akşam çoktan olmuştu. Onur'dan ayrılıp ona baktım. Bana gülümsemesiyle karşılık verince bende ona güldüm.

"Her şey için teşekkür ederim.. sen olmasaydın bu durumu kolay atlatamazdım." Dedim.

"Hiç bir şey sonsuza kadar sürmüyor, emin ol en fazla bir kaç güne unutacaktın."

2,5 gün sonra..

Eray'ın büyük tuvaletiyle başbaşa kalınca iğrenmekten midem kasılmıştı. Tuvalet resmen savaş alanı gibiydi.

Öncelik olarak elimde ki eldiveni düzelttim. Sonrasında etrafta ki kova benzeri şeyleri dışarıya koydum. Tuvalet aynasının üzerinde silinmeye çalışılmış ama daha da berabt duruma getirilmiş su damlaları vardı.
Elimde ki bezle silip, sonrasında yıkadım.

Lavobo falan derken, banyo işim de bitmişti. Derin nefes alıp, Eray'ın bana getirdiği suyu içtim.

"Eray, temizlik bitti ben artık gideyim"

"Kızları da bekleseydin ya keşke"

"Yok işim var benim hadi görüşürüz."

Kapıyı açtığımda kapanma sesi gelmişti. Kapının üstünde ki el ele baktıktan sonra arkamı döndüm.

Alya, tek kaşını kaldırmış şekilde  bakıyordu.

"Bizi beklemeyecek misin?" Dedi

"Acil işi..." dedim.

"Ya, Su yeme bizi Allah aşkına niye bizden kaçıyorsun!?"

"Sizden kaçtığım yok Alya!"

"E ne o zaman, bizi beklemeden gidiyorsun konferanslara girmiyorsun, came bile cevap vermedin?"

"Herneyse benim çıkmam gerekiyor"

Eda "Açıklama  yapmadan Çıkmazsın " dedi.

"Size bi açıklama  yapmak zorunda mıyım?"

Ayza "Sana kalmış" dedi.

"Peki... evime gidiyorum"

Kapıyı açıp ışığın yanmasını beklemeden ayakkabılarımı yere bıraktım. O arada ışıklar yanınca bi gölge ışığın ayakkabımın bağcıklarıma gelmesini engelliyordu.

Kafamı kaldırdığımda tam da WTF diyebileceğim, görüntüyle karşılaştım. Sweatinin kapüşonu saçlarının yarısı görünecek şekilde  kapatmıştı. Gözleriyle gözlerim birleşince yine, aynı heyecan sardı vücudumu...

_______

Bölüm sonu.

Heelloo, bölüm nasıldı? 😙💖

     410 👑

Bayan Yeşil (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin