09

520 30 10
                                    

İyi okumalar...

Gözlerim kocaman açılınca, uzun süredir ki görmediğim çimen gözlümü tam karşı masa da gözlerinin benim gözlerimle birleştiği ana bire bir tanık oldum. Kaynar mı ılık mı bilmiyorum ama bir su kafamdan aşağıya döküldü, sanki şuan da büyük bi suç islemiş gibiyim.

Elimi yanağımdan çekip kızlara döndüm.

Ayza "Kızım Onur'la sevgili olmak ne ya?!"

Alya "Valla bro sen uygun gördüysen bir şey diyemiyorum ama Berkcan'ı seviyorsun sanıyordum"

"Berre'yi takip etmeye başlamış."

Bukre "Höstt Berre kim ya!?"

Alya "Tekrar birlikte olmasınlar"

"Kızlar, ben Berkcan'la sevgili olmayacağımı artık kabullendim. Sadece onu uzaktan sevebilirim, kendimi de üzmek istemiyorum Onur'la mutlu olacağıma inanıyorum"

Ayza "Yaa kıyamam sana ben"

Bukre "Kendini mutlu hissediyorsan arkandayız sis"

Normal ton da "şimdi dediğim kişiye sakın bakmayın, Onur beni öpünce, Berkcan buraya bakıyordu"

Hepsi aynı an da Berkcan'a bakınca elimle yüzümü kapatıp derin nefes aldım.

Alya "Kıskanmıştır kesin"

Bukre "bi de öperken bakmış.!"

"İyi ki bakmayın dedim."

Derse girince kafamı sıraya koyup derin bir uyku çektim. Matematik dersi ninni gibi geliyordu insana uyku isteğini uyandırıyor sonra işini bitirince geri uyutuyordu.

Zilin çaldığını duyacak kadar uyumuştum. En son Alya'nın uyandırmasıyla gözlerimi açtım.

...

Sıradaki çantamı alacakken a-101 den aldığım yeşil suluğum yere düştü. Kapağının parçalarını ayak ucumda görünce canımdan can gitti.

O suluğu gerçekten çok seviyordum. Yerdeki parçaları toplayıp yapıştırırım umuduyla çantamın ön yerine koydum.

Sınıftan çıkınca okulu ilk defa bu kadar boş görüyordum. Kalın test kitabını kolumun arasına sıkıştırıp merdivenlerden inmeye başladım. Son merdivene gelince kalın test kitabı yere düştü. Boş koridorda ses yankılandı. Etrafa bakıp kimsenin olmadığını tekrar* gözden geçirip yerdekini aldım.

Okulun çıkışına gelince gün batımıyla karşılaştım. Turuncunun sarıyla karışmış hali resmen sanat eseri gibiydi. Okulun çıkış merdivenlerine oturup ellerimi dizlerimi koydum ve izlemeye başladım.

Hayallerden hayallere dalıyordum. Sonra da bu yıl ki sınav gelince dalmak yerine stresle doluyordum. Başarılı bi öğrenci sayılmam, matematikten 10 almış bi insan olaraktan söylüyorum bunu.

Sonra kendime diyorum ki; Senin neyine gün batımını seyretmek?
Ayağı kalkıp sinirle okuldan çıktım.

Omzumda el hissedince normal olaraktan arkamı döndüm. Yeşilin en güzel tonu, tarif edemediğim onu tarif etmek için kelime bile bulamayacağım bi çift gözle karşılaşınca her zaman ki kalp atış hızlarım yenilenmiş göğüs kafesimde ki kasılmalara engel olamamıştım.

"Alya, burada olduğunu söyledi."

Ağzından çıkan cümle dinlemekten bıkmayacağım tonda olsa da içten içe sorgulamama engel olamadı.

Birincisi, beni neden arkadaşıma sormuş?
İkincisi, neden Alya?

"Alya'ya mı sordun?"

Onun, mükemmel gözlerini incelerken devam etti.

"Evet."

Sesinde ki gariplik beni telaşlandırmıştı.

"Neden?"

Cümle kurmaya yeltensemde ağzımdan sadece bu kelime çıkmıştı. Sesinde ki garip ton beni epey endişelendirmiş ve etkilemişti.

"Neden? Soruyor musun bir de?"

Bu iş gitgide çıkmaz yola doğru gidiyordu. Belki sonunda duvarı falan aşabilirdim ama şuanlık hâlâ çıkmaz yola doğru yürüyorum.

"Berkcan... ne demek istiyorsun?"

Gözlerini bir süre kapatıp beni yeşilleri görmemeye mahkum etmişti. Onları görmesem bile her ayrıntısını inceliyordum. Sırf yüzünü unutmamak için.

"Demek istediğim şu; Neden?"

Neden? Soru mu bu? Bu gibi durumlarda soru kelimelerini bile sorgulayabildiğim doğrudur.

"Berkcan, gerçekten seni anlamıyorum."

"Su, çok kötü durumdayım. Sürekli sorguluyorum, neden beni seviyorsun?"

Başımdan aşağıya ciddi anlamda söylüyorum kaynar değil artık buharlaşmaya başlamış olan su dökülürken bir de üstten şimşek çakıyordu. Söyleyecek herhangi bi kelimem dahi yoktu. Hem bu söz karşısında ne söylenir ki? Onu sevdiğimi artık biliyor, ömrümün sonuna kadar saklayacağımı sansam da birinin bunu bozduğunu anlamıştım. Kim? Kim bana bunu yapabilir ki? Beni bu iğrenç duruma sokabilir? Sadece bizim kızlar biliyor oysa ki... Aklım almıyor, onlardan birisi asla böyle bir şey yapmaz.

__________________

Bölüm sonu.

Yazdığım en en kısa bölüm.
         Sevgilerle 💜

568 kelime...

Bayan Yeşil (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin