Özür dilerim, özür dilerim, özür dilerim ve özür dilerim. Aptalın tekiyim. Bir türlü yeni bölüm yazamadım. Okuyan herkesi hayal kırıklığına uğrattım. Kendimi nasıl affettirebilirim? Yine de uzun yazmaya çalıştım, herkesin beklediği şeyler sonunda gerçekleşti. İyi okumalar...
-
Gözlerimi aralamak için savaş verirken belimdeki eller ilk olarak sıkılaştı, ardından yavaşça gevşedi. Aniden gözlerimi açtım. Bulunduğumuz konum karşısında dudaklarım hafifçe aralandı. Kolları belime sarılmıştı, beni sıkıca ön tarafına bastırmış, uyuyordu. Aslında bu çok klişe bir sahneydi ama insan böyle bir konumun içinde bulununca bu o kadar ilginç ve güzel hissettiriyordu ki. Böyle hissettireceğini hiç düşünmemiştim, özellikle de Harry'nin kollarındayken bunun böyle hissettireceğini düşünmemiştim. Yüzümü ona dönmek istedim ama beni çok sıkı sarmıştı. Zihnimi zorlamaya çalıştım ve dün gece olanlar canlanmaya başlamıştı.
Tanrım... Kabus görmüştüm, o benim yanımda uyumadığı halde onun elini tutmuş ve kendime doğru çekmiştim. Sonra da aptal gibi göğsünde uyuyup uyuyamayacağımı sormuştum. Beni şaşırtarak izin vermişti. Ve sonra bu konuma gelmiştik. Ona bağırıp çağıramadım, bu duruma ben sebep olmuştum. Şimdi bana nasıl davranacağını merak ediyordum. Pislik birisi mi olacaktı, yoksa bana her zamankinden daha mı iyi davranacaktı?
Bileklerini tutup belimden kaldırmaya çalışarak kendimi kollarının arasından çıkarmaya çalıştım. Tam kendimi yukarı doğru ittirmiş elinden kurtulacaktım ki bacağımı kavrayan el ile donakaldım. Beni tekrar kendine doğru çekti ve mırıldanarak burnunu saçlarıma sürttü. Kaçmamam için bacağını bacağımın üzerine attığında daha uyumak istediğini anladım.
"Biraz uyu, Hope." Sesi her zamankinden daha boğuk ve derinden çıkıyordu.
"Ama uykum yok." diye sızlandım. Belimdeki kolları gevşedi. Kollarını açarak kendini yan tarafa attı ve bu çocuk gibi hali beni gülümsetti. Dirseklerim üzerinde ona baktım. Bakmamam gerekirdi ama kendime engel olamamıştım. Kıvırcıkları beyaz yastığın üzerine dağılmış insanı büyülüyordu. Kirpikleri elmacık kemiklerine değiyordu. Dudakları zaten pembeydi, şu an olduğundan daha pembe bir haldeydiler. Üstünde tişört olmadığını fark edince yanaklarım kızardı. Yanaklarının kızarması için bir sebep yok, Hope. Sevişmediniz, birlikte uyudunuz. Bu çok iyi ve Harry'den beklenmeyecek kadar masum bir şey.
Örtüyü üzerimden atarak yataktan kalktım. Harry hafifçe horluyordu, bu beni rahatsız etmedi aksine şirin geldi ve böyle düşünmem beni korkuttu. Hırkam yerde duruyordu. Yerden kaldırarak yatağa koydum. Merdivenlerden hızlıca indim, tam mutfağa giriyordum ki telefonumu yukarıda unuttuğum aklıma geldi. Aynı şekilde yukarı çıkıp hırkamın cebindeki telefonu aldım. Merdivenlerden daha yavaş bir şekilde inerken gelen 33 mesaja bakmaktaydım! Alyssa ne kadar endişelendiği, onu neden aramadığım, nerede olduğum, saatin kaç olduğu, bana 1 hafta boyunca yemek vermeyeceği hakkında bir sürü mesaj atmıştı. 3 tanesi ise Gemma ile ilgiliydi.
"Hope, seni bu duruma sürüklediğim için özür dilerim. -Gemma"
"Bu akşam, tekrar benim evime gel. Sana her şeyi anlatacağım. Annem ve Des yine evde olmayacak. Harry'nin içmemesini umuyorum. Belki ona haber vermem. Her neyse. -Gemma"
"Tanışalı çok az bir süre oldu ama senden çok hoşlandım, Hope. O kadar iyi yüreklisin ki! Daha yeni tanıdığın birisi için böyle bir şey yapman mükemmel. Endişelenmeye başladım, mesajlarıma cevap vermiyorsun. Lütfen bu mesajı gördükten sonra beni ara! -Gemma"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
All Too Well (Düzenleniyor)
Fanfiction"İçgüdülerime ya da doğama ters düşmek anlamına gelse bile senin için her şeyi yaparım. Senin için sahip olduğum her şeyi, ruhumu bile ortaya koyabilirim. Ve bu aşk değilse bile, elimdekinin en iyisi." © Tüm hakları saklıdır.