17| Seni sakince öpmek, çok ayrı güzel.

21.3K 1.7K 897
                                    

Şok olmuştum.

Ciddi anlamda gözlerimi sonuna kadar açmış, öylece ona bakmaya başlamıştım. Kalbim ilk defa bu kadar çok kasılmış ve hızlanmıştı. Aralık dudaklarım sayesinde kalp atışlarımı daha net duyuyor bile olabilirdi.

Kabullenme aşamasını geçtiğimde bile bu kadar heyecanlanmamıştım. Veya onunla seviştiğimde bile bu kadar düzensiz olmamıştı kalp atışlarım. Gözlerimi saliseler içinde kırpıp tekrar eski haline getiriyordum ve bu komik görünecek olmalıydı ki Jungkook gülmüştü.

"Yavaşça geri çekileceğim" demişti dalga geçerek. "Sakin ol"

Buna normalde göz devirirdim ama bu durumda düşünme veya herhangi bir tepki verme işlevini yerine getirecek durumda değildim.

Hem, gözünü seveyim, romantik ortamı niye dağıtıyor ki bu çocuk?

Geri çekilmek için hareketlendiğinde gideceğini düşünerek paniklemiş ve saçlarındaki elimi sıkılaştırarak bunu engellemiştim. Dudaklarının arasından kaçan iniltiyle birlikte yine panik yaparak elimi komple geri çektiğimde oflayarak gülmüş ve gergince aramızda birleştirdiğim ellerimi ayırarak birini tutmuştu. Parmaklarımız birbirine dolanırken dudaklarımın üzerinde hissettiğim baskıyla birlikte göz kapaklarım dahi titremiş, ardından kapanmışlardı. Kendime geldiğimi hissediyordum ki Jungkook baştan çıkarıcı bir şekilde dilini dudaklarımın üzerinde gezdirdiğinde ciddi ciddi kendime gelmiştim.

Oldukça ıslak olan öpüşmenin ardından geri çekilerek parlak gözlerini gözlerimle buluşturduğunda derin bir nefes vermiştim.

"Kendinde misin?" Dediğinde az önceki aptal halim aklıma gelirken yüzümü buruşturmuş ve ellerimizi ayırarak onu hafifçe itmiştim. Bu hareketime şaşırmaması beni şaşırtsa da bozuntuya vermemiştim.

"Dalga geçme.." diye mırıldandığımda dişlerini göstererek gülmüştü.

"Sence gerçekten dalga geçmeyecek miyim?"

"İnsan sevdiği kişiyle dalga geçer mi hiç?" Diyerek kollarımı birleştirdiğimde bu 'sevgili' moduna bu kadar çabuk girmemi garipseyenleri seveyim.

Ulan kırk yıldır bu anı bekliyorum ben, bırakın da yükseleyim birazcık.

"Asıl sevdiği kişiyle dalga geçer insan" demişti beni karşılıksız bırakmayarak. "Çünkü onu her haliyle sevdiğini ve bunların sadece sataşmak, eğlenmek amaçlı olduğunu bilir. Değil mi Taehyung?" Diyerek dudağının bir kenarını kıvırdığında itiraf etmeliyim ki etkilenmiştim.

Ne yapayım, Jungkooktu bu. Ondan romantik bir şeyler beklemiyordum kesinlikle.

"Hı hı, öyle" diyerek onu onayladığımda gülerek ayağa kalkmıştı.

"Gidiyorum ben" demişti derin bir nefes verip esneyerek.

"Yah, nereye? Sence de konuşmamız gerekmiyor mu?" Diye mırıldandığımda bu çekingen tavrım onu gülümsetmişti. Üzerime eğilerek dudaklarını alnıma bastırdığında hafifçe yutkunmuş ve gözlerimin kapanmaması için direnmiştim.

Hadi ama.. bu kadar çabuk teslim olmamalıydım ben.

"Önce kendimle konuşmalıyım" demişti gülümseyerek saçlarımı geriye tararken. "Ortam müsaitken bir şeyler söyledim iyi hoş ama, tamam bunu daha önceden yapmalıydım biliyorum, kendimle konuşmalıyım. Kafamın içinde net olmayan bir şeylerin olmasından hoşlanmıyorum. Hem bu arada senin de başının ağrısı geçer, sen de bir şeyleri netleştirirsin artık"

"Ama şimdi gidersen, daha çok belirsiz kalmaz mı? Nasıl davranmam gerektiğini kestiremem ben. Biraz salağım da?" dediğimde kıkırdamış ve tekrar üzerime eğilerek ellerini iki yanıma sabitlemişti.

Archer: taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin