37| JK's?

14.9K 1.2K 873
                                    

Dudaklarımı ısırarak yanan köprücük kemiğimin altıyla(?) birlikle ağlamamı engellemeye çalışıyordum. Tanrım, sadece üç buçuk çizikten oluşuyordu ama cidden çok acıyordu. Bir an pişman bile olmuştum ama iş işten geçmişti bile. 

Jungkook bana çok kızacaktı.

Eve gitmeye bile korkuyordum çünkü dövme yaptırmak istediğimi söylediğimde çok sert bir dille reddetmişti. Onunla birlikte gidip yaptırmak istemiştim ama beni engelleyeceğini bildiğim için ona haber vermemiştim. 

Şimdi ise evin önünde dikilirken dövmemi kapatan bezi ondan nasıl saklayacağımı düşünüyordum. En azından acısı geçene kadar ondan saklayabilirsem bana kızdığında acımadığını söyleyebilirdim.

Yani, umarım.

Derin bir nefes alarak yüz ifademi düzeltmiş ve kapıyı çalmıştım. Saniyeler içinde uykudan yeni kalkmış olduğu belli olan Jungkook karşılamıştı beni. Yarım yamalak açabildigi gözleri beni bulduğunda çatık kaşları düzelmiş ve kapının arkasından çıkarak çıplak vücudunu görmemi sağlamıştı.

"Günaydın uykucu" diyerek gülümsemiş ve içeri girmiştim. "Ben olmayınca ne kadar çok uyuyorsun böyle? Saat üçe geliyor"

"Sen olmadığında gece zor uyuyorum çünkü" demişti bana yetişip arkamdan sarılırken. Çenesini omzuma yerleştirdiğinde dövmesiz tarafı seçtiği için şükretmiştim. 

"Öyle mi?" Diyerek ellerimi karnımdaki ellerinin üzerine yerleştirdiğimde dudaklarını boynuma bastırmıştı.

"Öyle.. de ne kokuyorsun sen? Değişik bir koku geliyor" diyerek boynumu kokladığında sürdüğüm ilacın koktuğunu hatırlayarak kendime küfretmiş ve bozmamaya çalışarak gülümsemiştim.

"Bilmem ki, bizim odalar rutubetli ya belki o sinmiştir. Hem banyo da yapmadım"

"Birlikte yapalım istersen?" Diyerek boynumu tekrar öptüğünde hafifçe yutkunmuş ve ellerini karnımdan uzaklaştırıp koltuğa oturmuştum.

"Şimdi olmaz" demiştim gülerek. "Karnım aç benim. Bana yemek hazırla"

"8 gün oldu of" demişti mızmızlanarak mutfağa giderken. "Önümde gerçek sen dururken hayalinle kendimi tatmin etmek istemiyorum artık"

"Sen de bu kadar azgın olmasaydın, ben ne yapayım?" Demiştim ama benim de ondan bir farkım yoktu elbette. Rüyalarıma kadar giriyordu şerefsiz. Her sabah duş almaktan sıkılmıştım.

"Sen bana dua et" demişti. "İnsaflı davranıyorum ben. Yoksa yürümeyi unuturdun"

"Yaptığım şeyi görünce bakalım insaflı davranmaya devam edecek misin?" Diye mırıldandığımda dediğim şeyi duyamadığını söylese de onu geçtiştirip televizyonu açmıştım. Bu iyileşm sürecini nasıl gizli geçireceğim hakkında bir fikrim yoktu. 

Dakikalar sonra Jungkook elinde iki kap ramenle geldiğinde gözlerimi devirip birini almıştım. Birazcık soğuması için üflerken Jungkook hiç beklemeden yemeye başlamış ve tabi ki dudağını ve dilini yakmıştı.

"Siktir"

Dilini dışarı çıkarıp tek eliyle hava yapmaya başladığında hareketinden dolayı ramenin suyu birazcık eline dökülmüştü. Acıyla tısladığında bu haline iç geçirmiş ve elindeki rameni alıp benimkiyle birlikte masaya bırakmıştım.

"Sersem misin ya? Kalk, elini soğuk suyla yıka" 

"Bir şey olmaz geçer şimdi" diye mırıldandığında elini tutmuş ve kızaran yere minik bir öpücük bırakmıştım. 

Archer: taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin