Yeni okul yılının diğerlerinden daha iyi geçmesini bekleyerek uyandı Alya. Belki bu yıl birçok arkadaşından ayrılmış olacaktı ama zaten onun için önemli olan bir tane gerçek arkadaşı vardı. Odasında hazırlanırken annesi alt kattan ona seslendi. "Alya, kahvaltı hazır. İlk günden geç kalmak istemezsin herhalde değil mi?" Geç kalmak istemeyeceği ortadaydı ama son zamanlarda kendini pek iyi hissetmiyordu. Sebebini bilmiyordu ama sınav dönemine girdiği için böyle hissettiğini düşünmeye başlamıştı.
Aşağı inmeden önce telefonuna baktı saat hala çok erkendi ve Deniz neredeyse on kere aramıştı. Deniz ile küçüklükten beri arkadaştı ve şimdi beraber lise üçe gidiyorlardı. Neredeyse tüm günlerini birlikte geçirirlerdi. Aileleri de çok iyi anlaşıp görüştüklerinden aralarında daha güçlü bir bağ vardı. Geri aramayı düşündü ama ne de olsa okulda görüşeceklerdi. Alya aşağı inip masaya oturduğu sırada babası da her gün olduğu gibi gazetesini okuyup kahvesini yudumluyordu. "yeni okul dönemi için hazır mısın bakalım?"
"Pek sayılmaz. Aslına bakarsan diğer senelerde olduğu kadar hevesle gitmiyorum bugün." Annesi ocaktaki kreplerle ilgilenirken konuşmaya dahil oldu. "Bir sorun çıkmayacak tatlım, eğer okuldaki zorbalıklardan bahsediyorsan tabii."
"Anne, bizim okulda zorbalar yok. Düşündüğünüz gibi değil. Başka bir şey. Her neyse ben gitsem iyi olacak sanırım." masadan kalktı ve çantasını kaptığı gibi kapıdan çıktı. Derdini Deniz'e anlatmayı düşündü ama abartmaya gerek yok diyerek bu düşüncesinden de vazgeçti. Kısa bir yürüyüşten sonra okula vardı. Kapının önünde onu Deniz bekliyordu. " Neredesin sen? Kaç defa aradım seni." bir şey diyemedi çünkü bu siteminde haklıydı.
"Farkındayım. Özür dilerim. Şimdi kapatalım mı bu konuyu? Koskoca bir yaz geçti. Anlatacakların vardır senin ."
"Bu seferlik böyle olsun. Bence sen anlat. Ne var ne yok bakalım?"
"Bir şey yok aslında. Biraz tuhaf hissediyorum sadece. Sanki zihinsel olarak bir değişim yaşıyorum." Deniz şaşkınlığını gizlemeye çalıştı.
"Nasıl bir tuhaflık bu? Hasta falan değilsin değil mi?" Ne olabileceğini tahmin ediyordu aslında. O da yaşamıştı bunu bir sene önce.
"Bilmem,nasıl tarif edilir ki böyle bir şey?"
"Anladım ben. Sana ne iyi gelebilir tahmin ediyorum aslında.Okuldan sonra beraber waffle yemeye gidiyoruz." dedi Deniz gülerek arkasını döndü ve sınıfa gitti. aynı sınıfta olmamalarının ne kadar kötü olduğunu düşündü Alya ve o da okula girdi.
Her sene olduğu gibi arka sıraya dedikodu grubu kurulmuş, erkekler ise kaloriferlere yaslanmış dün akşamki maçı konuşuyorlardı. Hiç değişmezdi bu düzen. Alya sınıfa girip yerine oturdu, kimse onu fark etmedi. Hep dışlarlardı zaten bu yüzden farklı bir durum yoktu. Alya'nın tek düşündüğü yılın ilk dersinin ne olacağıydı. İlk dersin beden eğitimi, görsel sanatlar ya da müzik olmasını diledi. Çünkü genelde boş geçiyordu. Yaklaşık on dakika sonra içeriye biyoloji öğretmeni girdi. "İlk dersin biyoloji olması kadar kötü bir şans olamaz." diye geçirdi içinden. En zorlandığı ders biyoloji idi çünkü. Gelen öğretmen uzun boylu, sakallı ve gözlüklüydü. Her sene öğretmenin değişmesinden sıkılmıştı artık. En azından yeni öğretmen ilk dersi tanışmaya ayırmıştı.
Nihayet teneffüs zili çaldığında kendini bahçeye atabilmişti. Boş bir bank buldu ve oturdu. Bahçede bir o yana bir bu yana gidenleri izlerken dalmış olmalıydı. Yanına gelen Deniz'i bile fark etmedi. "Hey! Senenin ilk dersi nasıldı bakalım?" Alya korkudan yerinden fırladı neredeyse. "Neden arkadan geliyorsun? Korkuttun." dedi ve gülümsedi. "İlk dersi de soruyorsan tam bir faciaydı. Tanışma faslı olsa bile. Senin nasıl geçti?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maviler ve Kızıllar
FantasyHerkes gibi monoton bir hayat süren Alya aslında diğerleri gibi olmadığını öğrenince hayatında büyük değişikler olacaktır. Yaşadığı dünyaya ait değildi. Doğup büyüdüğü bu yere.. Belki burada bile doğmamıştı. Birini özel güçleri olduğuna ikna etmek k...