Bölüm 2

87 13 4
                                    


Annesi şaşkınlıkla önce Alya'ya sonra da kocasına baktı. Gayet sakin görünüyordu. Ya durumu kurtarmak için bir planı vardı ya da gerçekten umursamamıştı. 

"Evet? Sorumun cevabını alabilir miyim?" diyerek sessizliği bozdu Alya.

"Öğrenmen gereken bir şey var, evet. Ama bunu kendin öğrenmelisin. Yakın zamanda da öğrenebileceğini düşünüyorum. Herhangi bir değişiklik ya da tuhaflık olduğu takdirde bize söylemen yeterli olacaktır." dedi babası. Ama Alya tatmin olmamıştı. "Neden şu anda siz söylemiyorsunuz?"

"Tatlım, baban haklı. Şimdi bunu daha fazla kurcalama lütfen. gidip yatsan iyi olacak." Alya elindekileri tezgaha bırakıp hızla odasına çıktı. Deniz ile ne konuştuklarını merak etti. Deniz ne öğrenmişti geçen sene? Aklındaki bütün sorularla birlikte biraz kitap okumaya çalıştı ama dikkati dağılıyordu. En iyisinin uyumak olacağına karar verdi ve ışığı kapattı.

Ertesi sabah herkesten önce kalktı. Üniformalarını giydi. "Neden bu çirkin kıyafeti giymek zorundayım ki?" diye kendi kendine söylendi. Haklıydı. Üstünde lacivert bir tişört, altında ise garip tasarımlı bir etek vardı. Okula gitmek için hazırlanırken mutfaktan tıkırtılar gelmeye başlamıştı bile. Annesi kalkmış olmalıydı. Çantasını hazırladı, saçını düzeltti ve aşağıya indi. 

"Günaydın. Erkencisin bu sabah." dedi annesi. 

"Evet, biraz öyle oldu. Babam kalkmadı mı hala ?"

"İşe biraz erken gitmesi gerekti,tatlım. Hadi sen de bir şeyler atıştır. Derse geç kalacaksın yoksa." Muhtemelen bugün ilk dersi matematik olacaktı. Ders programını almayı unutmuştu ama sınıfta konuşanlardan matematik olduğunu duymuştu.  "Pekala, bu kadar yeterli. Ben çıkıyorum anne!"

"Tamam, iyi dersler!"

 Okula doğru yürümeye başladı. Varmasına birkaç sokak kala Yanına Deniz geldi. "Günaydın!"

"Günaydın." dedi Alya soğuk bir ses tonu takınarak. ""

"Ne o küs müyüz yoksa?"

"Dün annem ve babamla ne konuştunuz?" Alya dün konuştuklarından hiçbir sonuç çıkaramamıştı.

"Hiç,sadece Bahar Teyze ile Selim Amca'yı görmek istedim. uzun bir zaman görüşmedik sonuçta." diyerek sorulardan kurtulmaya çalıştı.

"Peki , öyle olsun." dedi Alya ve adımlarını hızlandırarak okula vardı. Yanılmamıştı, ilk ders matematikti. Herkes masasının üzerine kitaplarını çıkarmış bekliyordu. Yerine geçip oturdu. Yanına Ayşe geldi. Önce şaşırarak baktı sonra neden geldiğini sormak için ağzını açtığı anda Ayşe konuşmaya başladı. "Benden sana bir tavsiye, onlara bulaşma. Sana bayağı gıcık oldular."

"Bunu bana ne olarak söylüyorsun? Onlardan biri olabilir misin acaba ? Çünkü dün sen de vardın."

"Hayır, sadece dost olarak söylüyorum. Ne istersen onu yap." yanından kalktı ve kendi sırasına yöneldi. Hiçbir şey anlamamıştı. Çok da takmadı zaten. Aradan beş dakika geçmeden öğretmen içeri girdi.Yoklamayı aldı. Biraz lise üçüncü sınıfları son sınıf olarak gördüklerini anlattı. Bir nevi nutuk çekti bir süre. Daha sonra ders anlatmaya başladı. Herkes hızlı hızlı not almaya çalışıyordu. Sıra soru çözmeye geldiğinde ilk olarak Alya'yı kaldırdı. Alya tahtaya doğru yöneldi. Fena halde başı dönüyordu. Sanki tavan ile taban yer değiştiriyordu. Zor bela tahtaya ulaştı ve kalemi eline aldı. Tam çözmek için elini uzatmıştı ki o an fark etti. Elinden alev benzeri kızıl bir ışık çıkıyordu. Bütün elini kaplamıştı. Saklamaya çalıştı ve kalemi masaya bırakıp koşarak sınıftan çıktı. Lavabolara vardığında ellerine baktı. Elini nereye yöneltse ışıklar -hala ne olduğunu bilmiyordu- o yöne doğru gidiyordu. Ellerini yumruk yapıp kapadığında ışıkların kaybolduğunu fark etti. Teneffüste sınıftan çantasını aldı, Deniz'i buldu ve kolundan tuttuğu gibi bahçedeki kuytu bir köşeye çekti. "Neler oluyor Alya?"

Maviler ve KızıllarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin