0.2

665 62 22
                                    

"Buraya gelir misin Jimin!?"

Yıkadığım ellerimi hızlı bir şekilde sildim. "Geliyorum Yoongi hyung!"

Mutfaktan çıktığımda Yoongi masalardan bir tanesine oturmuş, yorulduğunu belli eden bir şekilde soluklanıyordu. Yanına gidip bıkkın gözlerle ona baktım. "Ne oldu Yoongi hyung? Yine ne istiyorsun benden?"

Masanın üstünde duran parayı ve listeyi bana uzatıp konuştu. "Kafeyi kapatmaya bir iki saat kaldı ve temizlik yapmamız lazım. Ama bazı temizlik malzemeleri bitmiş. Senin bir koşu gidip eksik olan şeyleri alman lazım."

Kaşlarımı çattım. Genelde hep ayak işlerini bana veriyorlardı ve artık sabrım kalmamıştı. Tanrı aşkına niye ben gidiyordum ki? Namjoon hyung gitsin, Junkgook gitsin, Seokjin hyung gitsin veya bunları bize diyene kadar kendi gitsin. Niye ben gidiyordum da diğerleri gitmiyordu? Ne suçum vardı da bana o kadar yolu yürütecekti?

Parmağımla kendimi gösterdim. "Niye ben?"

"Aramızdaki en küçük sensinde o yüzden Jimin."

Aramızdaki en küçük ben miydim yani? Jungkook neydi peki? Sanırım yirmi üç yıl önce Busan'da ilk benim doğduğumu Yoongi hyung daha bilmiyordu.

"Biliyorsun ki ben Jungkook'tan iki yaş büyüğüm hyung. O gitsin markete." Tam arkamı dönüp yarım kalan işime devam edeceğim sırada Yoongi hyung'un dediği şeyle durdum. "Ben boy olarak aramızda en küçük sensin dedim Jimin. Yaş olarak değil."

Ondan sadece bir iki santim kısaydım. Neydi benim suçum?

Çattığım kaşlarımla hemen Yoongi hyung'a doğru döndüm. Yüzündeki gülümseme ile bana bakarken arkadan Jungkook'un sesini duymuştum. "Boyumla gurur duyuyorum Jimin hyung!"

Kıstığım gözlerimden lazer ışınları çıkarırmış gibi onlara bakıp Yoongi hyung'un elindeki parayı ve listeyi alıp ceketimi almak için askılığa doğru yöneldim. Ceketimi giyip kafenin kapısına doğru giderken aklıma gelen cümleyle arkamı dönüp Yoongi hyung ve Jungkook'a baktım.

"Birgün yer sizi çekerde boyunuz kısalırsa bu dediklerinizi size hatırlatacağım." Yoongi hyung göz devirip kapıyı gösterdi. "Öyle birşey olmayacağına göre şimdi şu temizlik malzemelerini almaya gidersen iyi olur Jimin."

Dudak büzüp kafeden çıktım ve bize çok uzak olmayan markete doğru yürümeye başladım. Boyumla dalga geçmeseler ne vardı sanki? Özellikle o Jungkook veledi benden küçük olmasına rağmen dalga geçme cesaretini gösteriyordu. İleride bir ümit boyum uzarsa göstereceğim ben onlara günlerini.

Esen rüzgar kulaklarımın uyuşmaya başlayacağının sinyalini verdiğinde şapkamı takıp yola öyle devam ettim. Gözlerim rüzgar yüzünden gittikçe küçülmüş ve burnum soğumaya başlamıştı. Üzerime giydiğim ceketime iyice sarılıp kafamı mümkünmüş gibi içine sokmaya çalıştım. Bunu hep yapıyordum ve hoşuma gidiyordu.

Adımlarımı hızlandıracağım sırada ileride gördüğüm ağaç buna engel olmuş ve durmamı sağlamıştı. O şarkı söyleyen kızı gördüğüm yerdi burası. Adımlarım kendiliğinden ağacın bulunduğu yere gitmeye başlamış ve gözlerimle etrafı tarıyordum. Ortalıkta hiçkimse yoktu. Özellikle şarkı söyleyen bir kız.

Ağacın yanına geldiğimde kenarda duran banka kısa bir bakış atıp kafamı ağacın gövdesine doğru çevirdim. Buraya neden geldiğim hakkında en ufak bir fikrim yoktu ve şu an ne yapacağımı bilmiyordum. O gece kızın sadece sesini duyabilmiştim. Hava karanlıktı ve onun yüzünü ne kadar görmek istesemde başaramamıştım. Belki buraya o şarkı söyleyen kızı görmek ümidiyle gelmiştim ama maalesef o burda yoktu ve boşuna ümit ettiğimi anlamıştım.

Derin bir nefes alıp verdim ve markete olan yolculuğuma devam etmek için caddeye doğru adımlayama başladım. Beş dakika sonra döndüğüm sokağın kenarından marketi görünce sevinip hafifçe koşarak markete doğru ilerledim.

Markete girmeme az kalmıştı ki çarptığım bir beden sarsılıp iki adım gerilememe neden olmuştu. Çarptığım kişide benim kadar sarsılmış olacak ki elinde tuttuğu poşerleri yere düşürmüş ve içindeki bazı şeylerin kaldırama dökülmesine neden olmuştu. Önümdeki kişide bakmadan yere eğilip dökülen şeyleri toplamaya başladım.

"Ah, ben gerçekten çok üzgünüm. Bazen dikkatsiz olabili-"

"Gerçekten önemli değil. Ben de çok dikkatsizdim. Asıl ben özür dilerim."

Çarptığım kişide benim gibi yere eğilip konuşmaya başladığında öylece kala kalmıştım. Bu sesi tanımıştım. Daha bir hafta önce o ağacın altında şarkı söyleyen kızdı bu.

Kafamı hemen kaldırıp kıza baktığımda kafasını eğmiş ve poşerlerle ilgilenmekle meşguldü. Saçları orta boyda ve simsiyahtı, sanırım boyatmıştı. Yüzü küçük ve bembeyaz, fazlaca siyah tonlarına hakim olan, onu kaba ve soğuk gösteren bir makyaja ev sahipliği yapıyordu. Değişik ve hüzünlü bir görüntüye sahip olsada güzelliğini gizleyecek kadar değildi. Bu boğucu makyaj yüzünün güzelliğini örtmüşe benziyordu ama.

Ben hala öylece kızı süzmeye devam ederken o çoktan yere dökülen şeyleri toplamış ve ayağa kalkmıltır. Ben de hemen ayağa kalkıp karşısında dikilmiştim. Kız bişey demeden arkası döndüğünde gideceğini anlamıştım. Birden koluma tutup gitmesine engel olmuştum. Bunu neden yaptığım hakkında en ufak bir fikrim yoktu.

Kız arkasını dönüp soru sorun gözlerle bana bakmaya başladığında bir süre ona baktıktan sonra konuştum. "Sen daha bir hafta önce iki sokak aşağıdaki büyük ağacın altında şarkı söyleyen kızsın değil mi?"

Kafasını salladı. "Evet, o benim."

Diyecek bişey bulamadığımda kızın bileğini bırakıp öylece dikilmeye devam ettim. Kız hafifçe gülüp biraz ilerdiğinde aklıma gelen şeyle ona seslendim.

"Hey, sana birkaç şey sorabilir miyim?"

Kız adım atmayı bırakıp arkasını döndü ve bana baktı. " Sor."

"Neden gecenin o saatinde tek başına dışarıda şarkı söylüyordun?" Bir süre düşünüp hemen geri konuştum. "Ve neden bir gangstere ihtiyacın var?"

Kafasını sağa doğru eğdi ve histerik bir şekilde güldü. Ben ona merakla ve anlamsız bir şekilde bakarken o birden gülmeyi kesip bana baktı. "Neden o zaman söylediğimi bilmiyorum. Ve neden gangstere ihtiyacım olduğuna gelecek olursak benim gibi birini sadece bir gangster kabul edebilir de o yüzden."

Sorduğum sorulara cevap verdikten sonra geri arkasını dönmüş ve yürümeye devam etmişti. Ben de öylece ilerideki sokağın köşesinden kabolmasını izlemiştim.

Söylediği şeylerin doğru olmadığını, onu sadece bir gangsterin kabul etmeyeceğini anlamamın kısa sürmeyeceğini biliyordum.

***

Gangsta || pjm ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin