Keşke buraya bir hafta önce gelmiş olsaydık. Çünkü öğretmenler on ikinci sınıf olduğumuz için ilk haftadan derse başlamıştı. Ama daha bir şey kaybetmiş sayılmazdım. Önümüzde uzun bir süre olacaktı.
Zilin çalmasıyla birlikte beş dersin ardından öğle molasına girmiştik. Ayağa kalktım. Bu sırada Miray ve Hazal yanıma geliyordu.
Birlikte kantine doğru yürümeye başladık.
" Edebiyat hocası seni çok sevmişe benziyor. Normalde bize çok kızar. Sana kızmaması bizi şaşırttı." diye Hazal lafa girişti.
" Bence öğretmenin tek derdi düşüncelerini düzgün bir dille dile getirememenizden." diye söyleyince ikisi de bana bakmıştı.
" Denemediğimizi mi sanıyorsun? Her şeyi yaptık. Ama öğretmen bizden nefret ediyor." diye Miray sitem edince gözlerimi devirdim.
" Hadi ama! Demek ki daha her yolu denememişsiniz. Daha yapmanız gereken bir sürü şey var."
" Neyse. Bu arada kaykay kullanmasını nereden öğrendin?"
" Çocukluğumdan beri sürüyorum."
" Bize de öğretsene." diye ikisi de bana bakarak konuşmasıyla gülmüştüm.
" Tamam öğretirim ama müdürümüz kaykayımı bir daha okula getirmemi istemiyor. Dışarıda öğretmem gerekecek." diye söyleyince ikisi de bana sarıldılar.
Birbirimize sarılarak kantine gittik.
Kantinden hepimiz hamburger ve ayran aldık. Kola almak vardı ama ne yazık ki kola kantinde satılmıyordu. Zararlıymış biz kendimizi zehirliyoruz sizi mi zehirliyoruz sanki.
Yemeklerimizi ve içeceklerimizi afiyetle bitirdik.
Zilin çalmasıyla birlikte sınıfa gittik ve üçümüz de önceden sözleşmişiz gibi diğer üç ders boyunca uyuyarak geçirmiştik.
Çıkışta çantamı ve kaykayımı alarak yürümeye başladım.
Miray ve Hazal da yanımda yürüyorlardı.
Okulun kapısından çıktık ve kaykayımı yere koydum.
" Göster bize marifetini." diye bağırmıştı Hazal.
Kaykayımı sürmeye ve üzerinde hareketler yapmaya başladım.
Etrafımızdaki insanlar da etrafımızda diziliyorlardı.
" En kısa zaman da bize öğret." diye Miray konuştu.
Kaykayımı dırdurdum ve gösterinin bittiğini işaret eden bir selam verdim.
" En kısa sürede." diye dediğini tekrarladım.
" Görüşürüz kızlar ve ben gidiyorum." vedalaşarak hepimiz başka bir yöne dağıldık.
Kaykayımı sürerek eve doğru gittim.
Kapının önüne geldiğim de kaykayımı elime aldım ve tam zile basacağım sırada kapı açıldı. Kapıyı açan annemdi.
" Beni kapının önünde mi bekliyordun?"
✋
Bölüm SonuNasıl bir bölümdü?
Vote ve yorum yaparsanız sevinirim. Düşünceleriniz benim için çok önemli. Emeğe saygı.
Benden bu kadar yeni bir bölüm ile görüşmek üzere. Öpüldünüz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERSERİ KUŞ
ChickLitBir kız... Okuldan nefret eden, Kural tanımaz, Dik kafalı, Sıradanlıktan uzak, Her kız gibi çikolata krizlerine girmek Yerine lolipop ve daninoyu seven, Hayata renk katan, Hayallerinin peşinden giden, Paten, kaykay ve bisiklet sürmeyi, Grafiti çizme...