//Defne'den//
Ertesi gün uyandığımda düne göre daha iyiydim. Yaşadığım acı Ömer'in yanında hafiflemişti. Yine ve yine bana çok iyi gelmişti. Kollarından biraz zorda olsa kurtulup ayaklandım. Banyoya girdiğimde yüzümü yıkayıp havluyla sildim. Yeniden odaya döndüğümde aynanın başına geçip boynuma krem sürmeye başladım. O iğrenç herifin yaptığı izler dün gece Ömer'in dudaklarıyla kapanmıştı ruhumda. Ama bedenim hala izlerini taşıyordu. Kremi boynuma sürme işlemi bittiğinde dolaptan kendime uygun mavi bir şort seçtim. Üstüne de onunla aynı renkte olan mavi bluzu geçirdikten sonra saçlarımı toplamıştım.
Mutfağa indiğimde pancake yapacaktım. Malzemeleri çıkardıktan sonra işe koyulmuştum.
Geçen bir saatin sonunda her şeyi hazırlayıp yeniden Ömer'in yanına çıkmıştım. Yatakta yüz üstü uzanırken açıkta kalan sırtına baktım. Yatağın kenarına oturduğumda derin bir nefes aldım ve sırtına dokundum. Parmaklarım yavaş yavaş yukarı tırmanırken onu ne kadar özlediğimin farkına vardım. Bedenimde arsızca dolan ellerini, dudaklarını özlemiştim.
Elimi çekip başımı sağa sola salladım. Ömer gibi oldum iyice. Sonra bu düşünceme sırıttım. Aşık olduğum adamı özlemem gayet normal bir düşünceydi. Bu sırada yavaş yavaş hareketlenmesiyle uyandığını anladım. Benim tarafımda duran eli bir şey ararmışçasına yokluyordu yatağı. Yatağa bastırıp ona yüklendiğim bileğimi tutunca gülümsedim. Beni arıyordu.
Bir hamleyle beni altına alınca şok oldum. Böyle bir şey beklemiyordum. Gözlerini açmış üstten beni seyrederken bir yandan da bacaklarımda gezdiriyordu elini.
"Kahvaltı hazırladım." dedim bedenimi yataktan kaldırırken. Onun sert bedenine çarptığımda gülümsedi.
"Eminim sende burada yapmak istiyorsundur kahvaltını. Yanılıyor muyum?" dediğinde gülümsedim. Kollarımı boynuna sarıp onu kendime çektim ve dudaklarına derin bir öpücük bıraktım.
"Yarın hazır olacağım sevgilim. O zamana kadar sabret." dediğimde arsızca sırıttı.
"Bana verilmiş bir sözün var. Unutma!" dediğinde aklıma birkaç gün önce verdiğim o söz geldi. Alt dudağımı ısırdım ve gözlerinin içine baktım.
"Çok şey yapmasan mı?" Ömer kahkaha attı ve kendini üstüme bıraktı. Gözlerimi kapatıp inlediğimde burnumun ucuna bir öpücük bıraktı.
"İtalya'dan döndükten sonra bana verdiğin o söz için çok güzel bir yere götüreceğim seni. Ve emin ol altımdan çıkmak istemeyeceksin." dediğinde gözlerimi açtım. Alnıma bir öpücük bırakıp üstümden kalktı. Bende ayaklandım ve aşağı indim. Ömerin kahvesi buz gibi olmuştu hemen onu değiştirdim. Kendime de meyve suyu almıştım. Ömer de gelince kahvaltı etmeye başladık.
//Ömer'den//
Kahvaltıdan sonra defneyi evde bırakıp dışarı çıkmıştım. Onu yalnız bırakmak istemesemde kesecek bir hesabım vardı. Pamir'in attığı konuma geldiğimde telefonuma mesaj gelmişti.
Defne atmıştı ve Derya ile alışverişe çıkacağını söylüyordu. En azından yalnız değildi. İçim rahatlamıştı.
Depoya girdiğimde o herif karşımda duruyordu. Sandalyeye bağlanmış dün geceden kalma yaralar kabuk bağlamıştı. Yer yer morarmıştı suratı.
Yanına yaklaştım ve sinirle suratına bir yumruk daha geçirdim. Bir yumrukla uyanmış ve inlemişti. "Merak etme acıların birazdan dinecek." deyip silahımı çıkardım. Başına dayadığım demir onu elbette korkutmuştu.
"A-bi affet..." diyebildi sadece. Ama olmazdı. Konu defnem ise af yok. Silahtan çıkan kurşunla yüzüme atlayan kanı iğrenerek sildim.
"Gömün, yerin yedi kat dibine gömün bu şerefsizi!" Depodan çıktığımda içim biraz olsun acımamıştı o şerefsize. Aksine defnemin göz yaşları aklıma geldikçe gurur duyuyordum kendimle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUTSANMIŞ BEDEN
FanfictionSadece sıradan bir platonik aşk hikayesi değildi bu. Adamın bedenini kadın kutsamıştı. Ona tapar ne derse yapardı. Ancak adam sıkılmıştı bu durumdan. Hiç olmayacak bir anda vazgeçti kadından. Ardında tüm hayatı bir anda yerle yeksan olan bir kız bır...