Gözlerimi bu sefer alarmımın sesiyle açmıştım.Yataktan hızlıca doğrulup banyoya doğru ilerledim.Bugün her zaman ki gibi çok işim vardı.Acele etmem gerektiği için hızla yüzümü yıkayıp üstümü giyindim.Aynanın karşısına geçip saçlarımı dağınık topuz yaptım.Makyaj yapmayı sevmiyordum,gerekte yoktu zaten.Son kez aynada kendime baktıktan sonra yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirip yan odanın kapısının kilidini açtım.İçeri yavaşca girdikten sonra yatakta oturup,dizlerini kendine çekmiş,ellerini dizine sarmış,ileri-geriye sallanan ve sayıklayan abime baktım.Onu bu hale getirenlerin cezasını kendi elimle vericektim.Ama önce onları bulmam gerekiyordu tabi.Bakışlarını boş duvara sabitlemiş olan kafasını tutup kendime çevirdim.Gözlerime baktığı sırada konuşmaya çalıştım ; "Acıktın dimi ? Bak önce yüzünü yıkayalım, üstünü değiştirelim sonrada kahvaltı yapmaya çıkalım ne dersin ?"Her zaman ki gibi bir tepki vermesini bekledim ama boşunaydı.Boş boş gözlerime bakıyordu sadece.Ona belli etmemeye çalışarak derin bir nefes aldım ve devam ettim ; "Hadi kalk artık o günden sonra tuvalet haricinde bu yataktan kalktığını görmedim.Artık kendini toparlaman gerekiyor.Böyle olmaz.Kalkıp bana yardım etmen lazım.Eskisi gibi bana abilik yapman la.."devam etmemi onun gözünden süzülen yaşlar engellemişti.Onu böyle görmeye dayanamıyordum.O her zaman güçlü olmuştu ama şimdi bir ölüden beterdi.Yüzünü avuçlarım arasına alıp yatakta ona yaklaştım."Hey sana diyorum!Senin bir suçun yok tamam mı?Sen nerden bilebilirdin ki ? Ben seni suçlamıyorum yada senden nefret etmiyorum.Sende artık kendini suçlamaktan vazgeç.Bana lazımsın ABİCİM."diyerek yanaklarındaki yaşları silip ayağa kalktım.Kapıya doğru ilerlerken bir anda arkamı dönüp ; "Kahvaltını getiririm birazdan ve öğlen doktorun gelicek bu sefer konuşursun sanırım ha ?"diyerek onun boş gözlerine daha fazla bakamadan odadan çıktım.
Lanet olsun ! Bütün yük benim üzerimdeydi.Ve o bana hic yardimci olmuyordu.Sadece boş boş gözlerime bakıyordu.Hemde ona en ihtiyacım olduğu zamanda.! Yüzümde hissettiğim sıcaklıkla hemen elimi yüzüme götürüp tek damla yaşı sildim.Yaslandığım duvardan ayrılıp mutfağa doğru ilerledim.Güçlü olmalıydım.Her şeye rağmen dayanıcaktım.!
Saate baktığımda 11'di.Doktorun gelmesine yaklaşık 1 saat daha vardı.Mutfağa geldiğimde buzdolabını açıp birkaç kahvaltılık malzeme çıkarıp hazırlamaya başladım.Bugünki planlarıma alışverişi de eklesem iyi olacaktı çünkü son yiyecekleri de harcamıştım.Çabucak sallama bir çay hazırlayıp tepsiye dizdim.Dökmemeye dikkat ederek merdivenleri çıkmaya başladım.Bu ev bana ailemden kalan son şeydi bir de abim.Kapısının önüne geldiğimde yavaşca itip içeriye girdim.Nasıl bıraktıysam o şekilde duruyordu.Hayır nasıl bacakların ağırmıyor anlamıyorum ki.Yanına oturduğumda sallanmayı kesti.Evet,bu da bir şeydir dimi ? Ona kahvaltı yaptırırken bende bir şeyler atıştırıyordum.Çok yemek yemeyi seven bir insan değilimdir zaten.Sonunda kahvaltısı bittiğinde zilde çalmıştı.Ayağa kalkıp elimde tepsiyle kapıya koştum.Baya bir zorlanarak.Sonunda açtığımda Doktor Selim Bey'in yanında,elinde pembe yarı tüylü bir defter tutan kadın vardı.Pembe ve tüylü mü?Hadi ama kaç yaşındasın sen? Selim Bey boğazını temizleyince gözümü o tüylü şeyden ayırıp doktora baktım ve ; "Pardon,dalmışım buyrun içeri geçin."dedim zoraki bir gülümsemeyle.Onlarda bana aynı şekilde karşılık verip içeri girdiler.Selim Bey bana dönüp"O nasıl?"diye sordu."Fazla pembe ve tüylü."diye cevap verdim.Sonra bana bakışlarından 'O 'derken defteri değilde abimi sorduğunu anlayınca hafif öksürüp; "Aynı bir değişme yok."diye cevap verdim.Selim Bey kafasını sallayıp yanındaki kadına döndü."Merve Hanım önce ben kontrol ediyim duruma göre sizi de görüştürürüm.Bu sırada sizde kardeşiyle konuşursunuz."dedi.Kadın hafif tebessümle kafasını sallayınca doktorda yukarı çıkmaya başladı.Bende tam arkasından çıkıcağım sırada ; "Merhaba,ben Merve.Pskoloğum.Buraya senin ve abinin durumu için geldim."diye açıkladı."Evet,duydum Merve Hanım.Benim pskolokluk bir durumum yok abimi de konuşturabilceğinizi zannetmiyorum.Şimdi müsadenizle yukarı çıksam iyi olacak."diyip konuşmasına fırsat vermeden yukarı çıktım.Kapıları hafif aralıktı tam içeri girceğim sırada Selim Bey ; "Kapıyı kapatır mısın?"diye seslendi.Hic bir şey demeden kapıyı kapattım.Arkasından ; "Tabi,bende bunun için gelmiştim zaten!."diye söylene söylene aşağı indim.Merve Hanım ;"Bir sorun mu var?"diye sordu ayağı kalkıp.Fazla konuşuyordu.Başımı hayır anlamında sallayıp oturdum.O da karşıma oturup tekrar konuşmaya başladı."Evet,anlatmaya başlayabilirsin."dedi.Tabikide ona bir şey anlatmiycaktım.Pskoloğa ihtiyacım yok benim.Abime ihtiyacım var,aileme ihtiyacım var size değil!. "Ne anlatmamı istersiniz?Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler mi yoksa Çizmeli Kedi mi ? Çünkü benim anlatıcak başka bir şeyim yok."dedim.Hafifce gülerek ;"Kendini anlatabilirsin mesela?"dedi.Burdan acilen kurtulmam gerekiyordu.Ben daha kendimi bilmiyorken benden istediği şeye bak.!Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım.Sakin olmam gerekiyordu.Tekrar ciddi halime büründüğümde gözlerimi açtım.Ona baktığımda bir taraftan bana bakıp,diğer taraftan pembe,tüylü deftere bir şeyler yazıyordu.Burdan kaçışım yoktu sanırım.Adımı söylemekten zarar gelmezdi dimi? "Peki,tamam.Adım Esila.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMÜN UÇURUMUNDA
Aléatoire"Sana bunları yaptırmalarına izin verme. Görmüyor musun seni ne hale getirmişler. Artık seni tanıyamaz oldum. Onlardan bu kadar mı korkuyosun? Gözlerini kapatamayacak kadar?"dediğinde derin bir nefes alıp gözlerinin içine baktım. Nasıl oluyorda çapı...