~5~

10 1 0
                                    

JİMİN

Hoseok hyungun sorduğu sorudan sonra hepimiz birbirimizle bakışmış ve bu konuyu birlikte konuşmamız gerektiğini üçümüzün de gözlerinde gördükten sonra yavaşça ona dönerek;

-Hyung, bu söylediklerin çok güzel şeyler ama sanırım bizim bunu bir düşünmemiz gerek çünkü sende farkındasındır zor bir karar. Her ne kadar hyungum ve benim bir ailemiz olmasa da Kookie'nin bir okulu ondan öncesinde de bunu konuşması gereken bir ailesi var. Eminim sende hala kararsızsın çünkü bu dediğin şeyler bize zirveyi de yaşatabilir dibi de gösterebilir. O yüzden bize biraz zaman verin.

Aklımdan geçenleri net bir şekilde belirttiğimde Hoseok hyung da beni anlayışla karşılamış ve bizi daha fazla rahatsız etmek istemediklerini söyleyip ayaklanmışlardı ki adının Taehyung olduğunu hatırladığım çocuk bir anda Jungkook'a yönelip ona;

-Neden bana andaval gibi bakıyorsun yoksa bugün yaptığın aptalca şey için mi özür dileyecektin minik serseri,

dediğinde hepimiz dumura uğramış gibiydik. En çokta Jungkook. Çünkü eminim o da böyle bir tepki beklemiyordu. Kendine gelip tam bir şey söyleyeceği sırada bunu fark ettim ve susması için kolunu sıktım. Bunun 2 sebebi vardı. Birincisi o gerçekten haksızdı ve ayrıca her ne olursa olsun şuan bizim evimizdelerdi ve misafirlere saygısızlık etmesini istemediğimden böyle bir şey yapmıştım.

Zaten Hoseok hyungda bunu fark etmiş ve Taehyung'a kızgın bakışlar atarak bizimle vedalaşıp erken uyumamızı yarın bizi çok yoracağını söylemiş ve iyice düşünüp büyük karar hakkında 1 2 gün içinde ona dönüş yapmamızı istemişti. Bizde onu onaylayıp yolcu ettikten sonra tam odalarımıza dağılacakken abim arkadan ;

-Yahhh! Sizi serseriler. Bugün ne oldu tam bilmiyorum ve aşırı derecede merak ediyorum. O yüzden şimdi odalarınıza gidip pijamalarınızı giyin ve aşağı inin. Konuşmamız gereken konular olduğunu düşünüyorum. Ben de sıcak çikolata yapıp yanınıza geleceğim. Haydi marş marşş...

Jungkook-ah sen hala ne dikiliyorsun ayakta hadi dedim sana yoksa terliği yiyeceksin kafana.

Der demez arkamda bıraktığım Jungkook koşarak önüme geçmiş tabiri caizse hayvan gibi dalmıştı odasına.

Ona söylenerek bende odama girmiştim ve üstüme değiştirdikten sonra gözüm bilgisayara kaymıştı bir anda. Neden bilmiyorum ama biz her ne kadar birbirimizi tanısakta diğer çocukları tanımıyordum her ne kadar onlar ünlü olsada. Bu yüzden ufak bir araştırmadan zarar geleceğini düşünmedim hiç. Nasıl olsa yan odamdaki ufaklık en az 20 dakika sonra inerdi aşağı.

Ben de güvenerek masaya gidip bilgisayarı aldım ve öncelikle 'KIM NAMJOON' adını araştırdım. Gerçekten bu genç yaşında olmasına rağmen yaptığı müzikler ve yazdığı sözler sayesindeki başarıları karşısında ağzım bir karış açık kalmıştı. Minik bir alkışlama senfonisinden sonra onu biraz daha araştırıp internetten resimlerine bakmıştım. Gerçekten sevimliydi ve benden büyük olduğunu fark etmiştim. Ahh cidden Kookiden başka küçük birileri yoktu ve bu bazen beni sinir ediyordu.

Daha fazla oyalanmak istemedim ve tam diğer çocuğun adını azacağım sırada abimin haykırışları ya da böğürüşleri mi demeliydim. Her neyse duyduktan sonra bilgisayarı yatağa fırlatıp aşağı inmiştim.

Ufak bir kargaşadan sonra herkes yerleşmiş ve birinin konuyu açmasını istiyordu ama hiçbirimizden ses çıkmıyordu ne yazık ki. Daha fazla dayanamayıp;

-Hyung, bugün garip bir şey olduğunu söylemiştin. Ne oldu anlatsana.

Dediğimde o da bunu yeni fark etmiş gibi hemen lafa girdi. Cidden onun şu heyecanlı hallerine bayılıyordum. İyi ki vardı.

~RAINBOW~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin