Selam böcüklerim. Napaysiniz? Ben mi evde oturuyorum :((( Diğer bölümdeki yorum yapanlara ve beğenenlere teşekkür ediyorum. :DDD Sizi seviyorum. Siz <3 ben. Neyse hadi ben kaçar sizde okuyun. Bu arada bu bölümü cansuusekerr 'e ithaf ediyorum. :D
İYİ OKUMALAR...
Bazen yaşadıklarımızdan kaçmak isteriz. Ne kadar çabalasak da kaçamayız ne geçmişimizden ne de geleceğimizden. Her şeyin güzel olmasını isteriz ama sanki dünya karşıdır bize. Hiçbir şey güzel olmaz ömrümüz boyunca.
Kapının olduğu yöne bakınca bir kısacık giyinmiş bir kız pardon hiçbir şey giymemiş bir kızın Ateş'le öpüşürken gördüm.
İcimde garip bir duygu hissettim. Bu kesinlikle iyi hissettirmiyordu.
Iykkk ne kadar iğrenç. Yalnız bir şey dikkatimi çekti Ateş kızı iktiriyordu. Ben en iyisi karışmayayım diye düşünerek geldiğim yola yöneldim.
"Tak" lanet saksı. Of! "Ne o Ateş yeni becerecek orospu mu buldun? Ama bu fazla küçük sana göre değil." dedi götü gözüken orospu alaycı gülüşüyle.
Ben. Bu. Kızı. Döverim. Gerizekalı! Ama benim asıl merak ettiğim Ateş'in vereceği cevaptı. Neden merak ediyorum ki, ne derse desin. "Herkesi senin gibi orospu sanma Hayal. Ayrıca orası seni hiç ilgilendirmez. Görüşürüz." "Tak!" kapıyı Hayal dediği orospunun yüzüne çarptı.
İçten içe gülüyordum kızın haline su anda o kızın yerinde olmak istemezdim.
Ateş hızla yanımdan geçti ve odasına girip kapıyı çarptı. Ben de neden aşağıya indiğimi düşündüm -uzun bir süre düşündüm- sonunda bulamayınca merdivenlerden yavaşça çıktım ve koridorun sonundaki sol kapıdan içeri girdim.
Of ne yapacağım şimdi? Bir daha asla uyuyamam ki ben. Gittim yatağa oturdum ve düşünmeye başladım. Geçmişi, şimdiyi ve geleceği... Ne çok hata yapmıştım ben. Kendimden nefret ediyorum. Ben yaşamayı, mutlu olmayı, hiçbir güzelliği hak etmiyorum. Peki ya bundan sonra ne yapacağım ben? Daha ne kadar burada kalabilirim ki? Sonuçta burası annem ya da babamın evi değil. Keşke beni seven bir ailem olsaydı. Düşündükçe canım sıkılıyor, moralim bozuluyordu.
En sonunda Ateş' in yanına gitmeye karar verdim. Belki okuyacak birkaç kitap bulabilirim. Kapısını tıklattım fakat hiç ses gelmedi. Bir kez daha denedim. Yine aynı manzarayla karşılaşmak istemiyordum. Ah ne kadar kötü bir yalancıyım tabii ki de istiyordum. Hâlâ ses gelmeyince kapıyı açtım.
Ateş odasında değildi. Aşağıya indim onu aradım evde yoktu gitmiş olmalıydı. Eğer gittiyse yeni gitmiştir uzun bir süre dönmez diye düşündüm ve aklıma hunharca bir fikir geldi.
Evet evet kesinlikle odasını karıştırmalıydım. İcimdeki seytan kötü bir kahkaha attı.
Hemen odasına yöneldim. Önce elbise dolabının kapağını açtım. Acar açmaz Ateş' in kokusu burnuma doldu. Kokuyu içime çektim. Çok hoş erkeksi bir kokusu vardı. Elbise dolabını kapattım başka şeylere bakmak için etrafıma baktım yatağın yanındaki komidini görünce yeni hedefimi belirledim.
Komidinin yanına gittim ilk çekmeceyi açtım ve bir kutu buldum kutuyu elime aldım. Üstünde OK prezervatif yazıyordu ne olduğunu çok merak ettim. Kutuyu açtım ve elime bir tane aldım. Saydam poşet gibi bir şeydi fakat küçüktü. Kutunun üstünü okuyunca ne olduğunu anladım ve kızardım. Elimdekini tam kutunun içine koyacaktım ki "Ne o çok mu hoşuna gitti? İstiyorsan bir gün ikimiz deneriz." dedi bir ses arkama döndüğümde Ateş sırıttı ve bana göz kırptı.
Zaten kırmızıydım şimdi bin kat daha kırmızı olduğuma emindim. Kutuyu yerine koydum.
Odadan çıkmak için kapıya yönelmiştim ki Ateş kolundan tutup beni kendine çevirdi. "Neden odama geldin? Herhalde sırf benim seks malzemelerime bakmak için gelmedin." dedi ve tekrar ayı gibi sırıtarak gözlerini üstümde gezdirdi. Tüm vücuduma baktı gözleri göğüslerimde fazla oyalandı.
Tekrar kızarmaya başladım. Bu kızarma huyuma bir kez daha lanet okudum ve sorusunu yanıtlamaya karar verdim. "Pardon ama senin gibi her gün farklı biriyle yatmadığım için ne olduğunu anlamadım, ben de merak ettim. Buraya gelme nedenim de senden okumak için kitap isteyecektim ama vazgeçtim sende erotik kitaplardan başka kitap yoktur." dedim.
Beyefendi geç kalır mi o da yapıştırdı cevabı "Aa bak beni nasıl da iyi tanımışsın. Bugün de okuyacağım ıstersen gel birlikte benim yatağımda okuyalım." "Ya sen her kıza yavşıyor musun? Aa bak havada uçan bir dişi sivrisinek var. Hadi koş ona da yavşa." tek kaşını kaldırarak baktı ve "Neden olmasın?" dedi.
Tanrım bu çocuktan her şey beklenirdi. Pis azgın diye içimden geçirirken Ateş cebinden bana ait bir kolye çıkarttı.
Onu kaybettiğimi sanıp çok üzülmüştüm. O annemin bana aldığı son doğum günü hediyesiydi.
"Kolyem!" dedim. Avucunun açtım vermesini bekledim ama nafile. Öküzün trene baktığı gibi bana bakıyordu. En sonunda "Versene ya şu kolyeyi!" dedim. O da "Çok istiyorsan gel al." dedi. bu çocuk tam bir pislikti.
Suratı çok güzelmiş falan hiç düşünmeden bir tokat geçirdim. Allah' ım ne yapmıştım ben? "Işte şimdi yandın." dedi o anda beynim devreye girdi ve koşmaya başladım. Hemen odama girdim, kapıyı kilitledim. Anahtarı da cebime attım.
Ateş "Aç şu kapıyı kırarsam daha kötü olur." dedi o anda kapının önüne bin ton eşya çektim. "O biraz zor canım. Önünde binlerce eşya var." dedim.
En sonunda kapıyı yumruklamayı kesince derin bir nefes aldım ve verdim. Arkama döndüğümde bir çığlık attım. Ateş' in burada ne işi vardı. Yoksa büyücü mü? Zaten anlamıştım onun farklı olduğunu.
"Sen nerden geldin ya?" "Bilmem mesela pencereden olabilir mi?" dediginde pencereye baktım ama burası evin ikinci katıydı. Tırmanmış mıydı? Aptal! Yok yok asıl ben aptalım.
"Neyse asıl konumuza dönelim, sen bana ne yapmıştın? Hatırlayamadım da." dedi ve üstüme yürümeye başladı.
O geldikçe ben arkaya doğru gidiyordum. Bir adım ve bir adım daha...
Sırtımı duvara çarptığımda ağzımdan bir inilti çıktı. Ah ne yapacağım ben? Ateş dibime kadar yaklaştı.
Nefesi nefesime karışıyordu. Gözleri gözlerimden dudaklarıma kaydı. Hareket etmek istiyordum, onu itmek engellemek ama yapamadım sanki biri beni yere mıhlamıştı.
Dudaklarını dudaklarıma sürttü. O anda kapı çalındı. Kapı çalınmasına rağmen hiç kıpırdamamak da kararlıydı. Kapı öyle şiddetli çalıyordu ki en sonunda bedenini üstümden çekti.
"Sakın ayrılma, daha cezan bitmedi." dedi ve kapının önündekileri çekip dışarı çıktı. Bir süre sonra aşağıdan bağırışlar gelince kulak kabarttım. Merdivenlerden sesler duyunca buraya doğru iki kişinin geldiğini anladım.
Nefesimi tutmuş bekliyordum ki hayatımı karartan o sesi duydum. "Güneş! Buraya gel, gidiyoruz." "Baba?" öyle kısık söylemiştim ki ben bile duymamıştım neredeyse.
Kapıdan içeri babam girdi arkasında da Ateş vardı. Babam tekrar "Güneş gidiyoruz!" dedi ve bileğimden çekmeye başladı. "Bırak beni, hiçbir yere gelmiyorum ben." dedim ve elinden bileğimi kurtarmaya çalıştım. Ama elimi çok iyi kavramıştı ve beni kapıya doğru sürüklüyordu.
"Ya bırak, canımı acıtıyorsun." dediğimde Ateş devreye girdi. "Kız gelmeyeceğim dedi ışte, hadi bas git." dedi. Babam da "Sen kimsin be sanane." dedi ve Ateş' in üstüne yürüdü. Babam Ateş' e vurmaya çalıştı fakat Ateş babamın bileğinden kavradı ve ona yumruk attı. Babam yere düşünce "Baba!" diye bağırdım.
Nasıl olmuş bebetolarim? Yorum plss...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİMSİN SEN
Fiksi Remaja- Sen canına mı susadın? Bu saate bu şortla ne yapıyorsun tek başına bu sokakta? + Sanane annem misin babam mısın? ..... + Kapıyı çalmayı bilmez misin sen? Ya giyiniyor olsaydım? - Ben kapı çalmam güzelim ayrıca giyiniyor olmanda beni ilgilendirmez.