•düşman•

18 4 0
                                    

Ayrılığın en acıtan yanı; onun yüzünden kaybettiğin insanlara yeniden muhtaç kalmandır...
-G.VİDAL
-•-
KEYİFLİ OKUMALAR!🌊

27/09/18Bugün yine hüzünlüyüm, sanırım gerçekten hiç hüzünlü olmadığım zaman yok

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


27/09/18
Bugün yine hüzünlüyüm, sanırım gerçekten hiç hüzünlü olmadığım zaman yok. Gerçekten fazlasıyla duygusal bir kişiliğe bürünüyorum ara sıra, bu kötü. Her neyse sorun duygusal kişiliğe bürünüp bürünmemem değil, sorun...yine benim yine katilliğim! Biliyorum, eğer bir dilin olsaydı ve konuşabilseydin YETER diye bağıracağını biliyorum. Herkes günlüğüne mutlu zamanlarını yazarken bu günlüğün ve eski günlüklerimin sayfaları ve her satırları hüzünlerle dopdolu. Bugün belki yarım saat öncesine kadar ablamların ve abimlerin yanında onlar için endişeleniyor ve kendimi onlar için tehlikeye atmaya hazırdım. Hala hazırım. Benim için onlar değerliydi, sözcükler yetemezdi onların benim için değerlerini anlatmaya. Fakat ablamdan duyduğum o söz?

Gözlerimi yumarak gözyaşımın yanağımdan süzülerek akmasına izin verdim, soğuk hava bedenime sertçe çarpıyor ve titrememe neden oluyordu. Ardından hızla yazmaya devam ettim günlüğünü.

Eğer onlar için kendimi olaya ayarsam sonuç ölümle sonuçlanırmış, bir seri katilmişim gibi söylemişti bunları...isteyerek yapmamıştım ki ben. Onlar değil miydi ayrıca bana isteyerek yapmadığımı ayrıca onun yaşadığını söyleyip katil olmadığımı sürekli bana söyleyenler? O değil miydi, Helin ablam değil miydi? Bazen gerçekleri sevdiğiniz kişiler tarafından duyduğunuzda daha fazla canınız yanardı, gerçekler her daim canımızı yakar sözü gerçekten doğruydu. Gerçeği her ne kadar bilsek bile başkasının dudaklarından döküldüğünde daha başka bir canımız acırdı. Hele ki sevdiklerimizden duyduğumuzda...hayatımın bu şekilde ilerlemesini, böyle şeylerin kötü olayların olmasını ben seçmemiştim. Eğer bunların olacağını bilseydim atardım bir arabanın önüne kendimi giderdim bu dünyadan, fakat ben katil olmak istememiştim! Babamın sözlerini, vurmalarını, en kötüsü ise içimdeki bu vicdan azabını çekmemiş olurdum. Bir insanı yatağa bağlı kalmasına sebep olmamış olurdum.

"Bu soğuk havada deniz kenarına gelip günlük yazmak, gerçekten delilik." İşittiğim tanımadığım ses kulaklarıma ulaştığında başımı kaldırarak sesin sahibine başımda dikilen adama baktım, genç büyük bir ihtimalle abimlerin yaşındaydı. Kapşonlu hırkamın şapkasını daha da çekerek yüzümü gizlemeye çakıştım, yüzümü net bir şekilde göremediğini biliyordum. Oturduğum banka -yanıma- oturduğunda günlüğümü kapatarak kaşlarımı çattım,

"annen tanımadığın insanlarla konuşmamanı mı tembihledi?" Rahatsızca oturduğum yerde kıpırdandım, hala neden oturuyordum ki? Ayağa kalkacağım sırada bileğimden hızla tutmasıyla birlikte ayağa kalkmamı engelledi.

"Dur, dur."

"Bırakır mısın bileğimi?"

"Konuşmak için gelmiştim, bir derdi olmayan bu soğukta sahile gelmez." Banka geri oturarak derin bir nefes aldım,

"tanımadığım birine dertlerimi anlatacak değilim."

"Tanımadığın birine dertlerini anlatmak daha kolaydır." İç çekerek başımı iki yana salladım,

"bu söz benim için hiç geçerli değil, anlatmak istemiyorum." Bileğimi bırakarak önüne döndü, ardından ise sesli bir şekilde nefesini bırakarak hafiften başını aşağı yukarı salladı. Bir süre öylece kaldı, gözlerini denize dikmiş bir süre sessizce bekledi.

"Hepimizin sorunları var." Kollarım göğsümde bağlayarak bakışlarımı denize çevirdim,

"gerçekten insanların dertlerine ortak olup, onlara yardımcı olmak isteyen birisin?" Dış görünüşünden her ne kadar yargılamak istemesem bile içten içe bu kendini beğenmiş bir tipte olduğunu düşünüyordum.

"Bugüne kadar değildim," ardından ise sesli bir şekilde nefesini bırakıp devam etti.

"Buradan gittikten sonra da olmayacağım, sadece şimdi." Gözlerimi devirerek iç çektim, düşüncelerimi doğru çıkartmıştı.

"sizin abilerimin, ailemin düşmanı olmadığını nereden bileceğim ki? Sizi tanımıyorum sonuçta, herkes olabilirsiniz." Bakışlarını bana çevirerek hafifçe tebessüm etti,

"Akel ailesinin bir kızı değilsen, düşmanın değilimdir emin ol." Bedenim kaskatı kesilirken bakışlarım hızla ondan çekilerek denize baktım, abilerimi sinirlendiren, delirten bu muydu? Kahretsin.

"Senin olman imkan yok," kaşlarım istemsizce çatılırken bakışlarımı tekrardan ona çevirdim.

"Neden imkan yokmuş?"

"Onların hiç bir kızı ve ya erkeği bir kapşonlunun arkasına sığınmaz, kendini gizlemez." Ben dışında.

"Anladım." Rahatsızca titrek nefes alarak gözlerimi yumarak kendimi karanlığa bıraktım bir süreliğine, artık hayatımda garip olan şeylere takılmıyor ve ya şaşırmıyordum.

"Sen kimsin peki?" Gülümsediğini hissetim bir anlığına,

"Kıvanç Koçer, senin?" Gerginlikle kıpırdandım, Kıvanç Koçer.

"Gitmeliyim," dediğim gibi hızla oturduğum banktan kalkarak hızlı adımlarla ilerlemeye başladım.


INSTAGRAM: quietgirlws

MAVİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin