Söyleyemedim tek bir kelime dilimdeki sözü,
Nedir o üç harfli kelime kalbimin özü...
Bana her seferinde bakan iki çift gözü,
Gerçek mi değil mi ayırt edebilir miyim???
--------------------
Karnımı tutarak başımı buluşturduğum yerden yavaşça kaldırdım. Yarı baygın olarak sürüklendim insanların beni daha kolay görebileceği bir yere kadar... Acıyla kıvranırken çevremdeki adamların kaçarken çıkardığı ayak seslerini dinledim. Duvarın yanına uzandım ve Sakince gözlerimi kapadım. Şimdi kendimi derin bir karanlığa bırakacaktım...
***
Kaan'ın ağzından;
Olduğum yerde beklerken adamların uzun bir süre gelmemesi beni tedirgin etti. Birşey planlıyorlardı. Bense kıpırdamadan duruyordum. Can ile Barış birbirlerine bakıyorlardı. Onlar da olup biteni anlamış olmalılar.
Can saatine bakıp nerde kaldılar gibilerinden bir bakış attı. Evet... Uzun süredir gelmemişlerdi. Parmaklarımı kıpırdatarak mors alfabesiyle Barış'a işaret verdim.
"Git ve arka tarafa bak. Yanına kendini koruyacak birşey de al."
Başıyla onayladı. Daha sonra oradan uzaklaştı.
Arka tarafa doğru bakıp geri döndü. Yerde biraz kan dışında hiçbirşey görmediğini söyledi. Can ile olan fısıltıları iki metre öteden duyuluyordu. Mors alfabesini boş yere icat ettiler zaten...
Kaşlarımı çattım.
-Kan mı?
Yerimden kıpırdadım.
-Bunlar gelmeyecek belli.
Barış abi göz büyülttü.
-O kadar emin olma.
Kararsızdım. Gitsem ayrı bir dert kalsam ayrı bir dert... Etrafa bakınarak bulunduğum yerden birkaç adım ileri yürüdüm. Can tırsak bir sesle bana seslendi;
-Kaan ne yapıyorsun!?
Arka tarafta bulunan kan lekesini gördüm. Yerde öylece duruyordu. Yanında parlak bir nesne de vardı. Acaba onlar başka birine zarar vermiş olabilirler miydi?
Birkaç gün önce...
Herkes okuldan kaçtıktan sonra gördükleri bir kavgaya dalmış ve bu kavga başka bir güne ertelenmişti. Nedeni ise her iki tarafında hazırlıksız olmasıydı... Kavga bitince okula geri döndük. Emin abim hepimizi topladı;
-Kavga yeri o mahallenin herhangi bir yerinde olabilir. O yüzden bir kişi yem olmalı. Eğer o kişi yerinde kıpırdamadan durursa diğerleri onu arayıp bulduğunda zayıf olduğunu düşünecek ve ilk ona saldıracaklar.
Kaşlarımı çattım.
-Mantıklı. Ama onlar bunun bir tuzak olduğunu anlamayacaklar mı?
-Onlar muhtemelen kavgayı yapacağımız yerin yakınında bulunuyorlar. Bizde mahallelerindeki bir binanın duvarına sprey boyayla haber verip bir kişiyi onların tarafına geçirmek gibi yalandan bir kurban hazırlayacağız. Onlar da teslim olduğumuzu düşünüp kurbanı alacaklar. O sırada bizden biri mahallede bulunan binaların birinci katından (oradaki binaların birinci katı alçak ve atlasan hiçbirşey olmaz) en ufak bir durumda aşağı atlayıp olaya müdahale edecekler. Böylelikle birimize birşey olsa bile karşı taraf bizden daha çok zarar görecek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ FARK #WATTSY2018
Teen FictionBU ROMAN; "GERÇEK HAYATTAKİ BİR İNSANIN KURDUĞU HAYALLERİN DERLEMESİDİR." *** Neydi o İKİ FARK ??? İyi ve kötü arasında kalan? Bir gelinciğin yaprakları gibi dökülen , sapı gibi dik olan? Ve insanı hayatta tutan... Neydi? O sadece normal olmayan i...