Ben Kaan'a o bana baktı. Gözlerini gözlerine odakladığımda utandığımı hissedip kafamı çevirdim.
Lanet ve olsun! Kesin anladı.
Kaan'ın bana anlamsızca baktığını fark ettiğimde yavaşça sırıttım. Herhalde içten içe "deli midir nedir" diye geçiriyordu. Barış abi bize bakıp kaşlarını kaldırdı.
-E hadi biraz geyik yapalım madem.
Bircan yineledi.
-Hiç konuşacak havamda değilim.
Bircan ve konuşmamak!? Bircan konuşmak mı istemiyor , yoksa ben mi yanlış anladım!? Gözlerimi kocaman açıp ona baktım. Elimi alnına götürdüm.
-Sen iyi misin? Ateşin de yok.
-Evet iyiyim niye sordun? Sadece bugün konuşmak istemiyorum.
O an Sevgi'nin güldüğünü fark ettim. Hemen hemen her hastenede görüp anlam veremediğim hemşire gibi yapıp elimle poz vererek "şşş" dedim. Çaktırma dermişçesine alaylı göz kırpışım , onun daha çok gülmesine sebeb oluyordu.
Ben gerçekten kafasızın tekiyim.
Bircan kaşlarını çattı.
-Bakıp bakıp neden gülüyorsunuz!
Sevginin sırıtırken ortaya çıkan dişlerini , çenesi ile üst dudağını birbirine yapıştıraraktan kapattım.
-Yok bişey Bircan kusura bakma biraz saçmaladık.
O sırada Sevgi'ye döndüm. Gözlerimi kocaman büyültüp alt dudağımı içeri doğru çektim. Ve herkesin kullandığı o klişeyi söyledim.
-Dimi canım arkadaşım?
Sevgi önce bana sonra Bircan'a bakıp uyuzlukla "Hıı" dedi.
Hıı ne yaa???
Ona pis pis baktım. Masadaki herkes sırıtıyordu.
-Hepinizin çeneleri ve üst dudağı arasında kalan dişlerinizi kapatmama gerek kalmadan sırıtmayı bırakın! Sinir bozucu oluyorsunuz!
Dediklerimden çoğu irkilmiş ve kendini toparlamıştı. Bu seferde ben sırıttım.
-Aferin işte böyle.
Sanırım benim gibi çıtı pıtı bi kızdan böyle sert cümleler beklemiyorlardı. Bu da beni isteksizce keyiflendirdi.
***
Nihayetinde zil çalmıştı. Barış abi masadan kalkarken bize bakıp seslendi:
-Yarın sinemaya gidelim mi millet!? Bir süredir çalışıyorum. Ve bir yerde fazladan birikimim var. O yüzden biletlerinizi ben alacağım.
Bedava sinema? Barış abi bir melek!
Hepimiz koşarak Barış abime sarıldık. "Teşekkürler" dedik hep bir ağızdan. "Seni seviyoruz"
"Ne demek" dedi. Ve kocaman gülümsedi.
Ben sinemaya gitmeyi çok severdim. Abim hayattayken beni birkaç kez sinemaya götürmüştü. İlk gidişte biraz korkmuştum. O zaman yaşım küçüktü tabi... Dev ekranı ve karanlık , şarap rengi akustik duvarları görünce irkilmiştim. Çok fazla insan... Çok fazla koltuk... Abim aklımdan bunları geçirdiğimi anlayıp kulağıma eğildi.
-Şimdi seninle bir oyun oynayacağız.
Gözlerimi büyültüp şirince sordum:
-Oyun mu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ FARK #WATTSY2018
Fiksi RemajaBU ROMAN; "GERÇEK HAYATTAKİ BİR İNSANIN KURDUĞU HAYALLERİN DERLEMESİDİR." *** Neydi o İKİ FARK ??? İyi ve kötü arasında kalan? Bir gelinciğin yaprakları gibi dökülen , sapı gibi dik olan? Ve insanı hayatta tutan... Neydi? O sadece normal olmayan i...