Tekerlek sesleri ile uynlandım,uçak Fransa'ya gelmişti herkez kalkmıştı.Üstten çantamı ve bagaj bölümlerindende bavulu bulmamın ardından bir taksi çevirdim,adresi ona gösterdim ve oraya yönelmeye başladı.Ama durum şuki...üzerimdeki ürperti hala gitmemişti bir yandan ''izlenme hissi''.Yaklaşık 20 dakika sonra geldik ve çevredekilere o kütüphaneyi sordum.En sonunda kütüphanenin eski bir harabe olduğu ama hala gidebilceğimi söyledi.Gittiğimdeyse harabelerin üstünde deri bir defter duruyordu,Brown'un dediği gibi arka cepte hem dükkan adı hemde telefon vardı.Caddenin adını gördüğümdeyse bilmediğim halde tanıdık geliyordu,ama nasıl bilmiyordum...Birkaç dakikanın ardından dükkanıda buldum,eski bir eve benziyordu.İçeri girdiğimde ise kasadaki adama o numarayı söyledim ve bana oda numarası verdi.Odaya giderken içimdeki huzursuzluğun yerine merak geçti , neden ben burada neler oluyor diye.Tabi şu anda dinlenmek beni daha fazla ilgilendiriyor...
ERTESİ GÜNKalktımığım gibi direk telefonuma Brown aradımı diye baktım.Sonuç ise aramamıştı tabiki ,hazır burdayken biraz etrafa bakayım diye kapıya yöneldim ama kapı kitliydi. O sırada kapının ardından sesler gelmeye başladı :
???:Eee bunu ne yapacağız.
???:Akşam olunca hallederiz.O zamana kadar kilitli kalsın.Polisler yetmiyormuş gibi şimdide bu odada kapalı kalmıştım vr beni öldürmek isteyenlerin bulunduğu dükkanda.Etrafa iyice bakınıyordum.O sırada cam olduğunu hatırladım yavaşça camı açtım ve aşağı atladım.Atladıktan sonra oradan uzaklaştım ve onu aradaım.
Brown:Ah...Hey nasılsın?
Ben:Çok iyiyim,alt tarafı beni öldüremeye çalışan iki dangalağın dükkanından kaçtım.Senin dediğin dükkan.Bunu sen planladıysan bulduğum gibi seni...
Brown:Kendi elemanımı niye öldürmek istiyeyimki.Onlar sadece bana karşı olanlardan birkacı sende onlara denk geldin.Ama hala onların o dükkanda nasıl olduğunu anlayamamıştım.*Sight*Pekala ihtiyacın olanları aldıysan şimdi eski kütüphanelerden birinde kristallerimden biri olcak.Aramaya başlasan iyi olcak.Zamanımız kısıtlı...
Ben:...Peki kütüphaneye varınca seni haberdar ederimTelefon kapandıktan sonra tüm kütüphanelere bakamıcağım aklıma geldi vaktim kısıtlıydı.Bu yüzden ilk önce bir turistler için satılan haritalardan aldım ve ardından Venediğin en eski kütüphanelerine bakmaya karar verdim. (Kütüphaneleri vaktim olsaydı araştırıp eklerdim ama ne yazikki yok) Yürürken teker teker kütüphanelere baktım.Sıradaysa en sonuncusuna gelmiş."BornNew" pekala sadece bu kaldı,diyip içeri girdim ve karanlıktı...Ardından kapıdan aniden kilit sesleri gelmeye başladı.Açmaya çalışıncada açılmadı tabi.Kütüphanenin derinlerine giderkende çeşitli dialoglar duyuyordum.Birkaç dakikadan sonra ışıkları görmeye başlamıştım.Yaklaşıncada birkaç insan görmüştüm en azından o zaman öyle düşünüyordum.Biraz daha dikkatli bakınca orda bir ayin var gibiydi.Aklıma direk dalmak gelmişti...takii orda bir kız görene kadar.Bağlanmıştı...
???: Pekala bu kızı yakaladığımıza göre ne yapacağız şimdi ?
???: Aah evet,ritueli yapmamız için daha 1 gün var.Bunu yapıncada artık onun nerde olduğunu bileceğiz.Ele geçirincede öldürcez.Böyle devam etmemeli.Telefonu çıkartıp Brown'u aradım ama açmadı.Bende kendim hallederdim bu işi.
Ben: Hey görünüşe bakılırsa gizli olmayan gizli yerinizi buldum.
???: Anlaşılan anlamış nihayet.Bizi yenemeyince adam tutmuş.Ardından üstüme atılan oklarla birlikte yere serildim....
???: Düşündüğümden daha kolay oldu.Bunuda kızın yanına bağlayın.
Birkaç Dakikanın Ardından
Uyandığımda mahzende o kızla birlikteydik.
Ben: Hey sen...Neredeyiz böyle.
???: Zindandayız,sence ?BornNew'un elindeyiz.Ah bu arada ben Carrie,buraya senden birkaç hafta önce gelmiştim.Yani yakalanana kadar...
Ben: Ah bende Jack.Bunlar neden bizi burda tutuyor ?Fikrin varmı ?
Carrie: Evet,galiba şu ayinle ilgili bir çeşit ritüel yapacaklar galiba...
Ben: Hmm...Tabi biz burdan kurtulmassak başka...Gözüm o sıra tavandaki havalandırmaya ilişmişti.Anlaşılan gene bir kaçış süresine geçecektik...Belki dakikalar yada saatler sürecek bir kaçış süreci...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhsuz
Random"Hersey için gereken bir madde vardır.Yaşam için su,hava ve yiyecek.Karanlığın ise sadece tek birşeye ihtiyacı vardır,bir hataya..." _ChoiceYourLand