Biraz Heyecan Biraz Tutku

27 2 2
                                    

Tepsimi elime alıp yavaşça Yağmur'u takip etmeye başladım. 10 saniye sonra yukarıdaydık. Yağmur eliyle bir masayı işaret etti ve oraya oturduk. Otururken Elif'i süzdüm. Tanımıyordum ama hoş bir kıza benziyordu. Siyah saçlı ,biraz esmer ve zayıf bir kızdı.Güzel de sayılırdı ama benim aklım Yağmurdaydı.Sohbete başlamadan önce menülerimizi açtık ,ketçap ve mayonez ambalajlarımızı sıyırdık ve pipetlerimizi içeceklerimize taktık.İlk konuşan Elif oldu :

ELİF: Merhaba ben Elif.

ERAY : Ben de Eray memnun oldum.Yağmur'un okuldan arkadaşıymışsın ?

ELİF: Evet ,aynı sınıfta değiliz ama yakın sayılırız. - dedi ve gülümsedi. -

ELİF: Sen nerden tanıyorsun Yağmur'u ?

ERAY : Japonca kursuna gidiyoruz.

YAĞMUR : Aynen ,beraber Japonca öğreniyoruz.

ELİF: Şaka yapıyorsunuz ! - Elif inanmaz gözlerle bize baktı. -

ELİF:Bana Japonca kursuna gittiğini söylememiştin. Ciddi misin sen ?

YAĞMUR : Ne demek söylemedim kızım ya ? Söylemiştim sana bildiğini sanıyordum.

ELİF: Harbiden bilmiyordum. Ne zamandır gidiyordunuz ?

ERAY : Bu 2. senemiz.

ELİF : Bayağı bayağı konuşuyorsunuz yani ?

ERAY : O kadar basit değil. Daha temel konuşmaları anca beceriyoruz.

ELİF:Nereden geldi bu Japonca merakı ya ? Ben hayatta öğrenemezdim.

YAĞMUR: Ne yalan söyleyeyim ben j-pop ve j-drama hastasıyım. Çok hevesliyim bu konuda yani anlayacağın.

ELİF: İlginçmiş. Ya sen Eray ? Sen neden Japonca öğreniyorsun ?

ERAY : Neden olacak , anime merakımdan . - dedim ve bir kahkaha attım . -

ELİF: Harbiden bir garipsiniz .

Konuşmalar bu şekilde devam etti.Sonra birkaç film hakkında konuştuk ve birbirimiz hakkında merak ettiğimiz soruları birbirimize yönelttik.Yağmur'un küçük bir kız kardeşi olduğunu ,gezmekten hoşlandığını ve aşk romanlarına bayıldığını öğrendim. Elif ise annesiyle birlikte yaşıyormuş ve kendisinden 6 yaş büyük bir abisi varmış. Babası annesinden boşanmış bu da onu küçüklüğünde yıkmış falan ondan bahsetti.En sonunda yemeğimiz bitti ve toparlanmya başladık.

ERAY: Şey Yağmur senin bende numaran yok alabilir miyim ?

Yağmur sevinmişçesine gülümsedi ve bir çırpıda numarasını telefonumdaki rehbere kaydetti.Elif de geri kalmadı ve "Dur ben de vereyim." dedi gülümseyerek.Böykece ikisinin de numarasını almış oldum.Ama benim için önemli Yağmur'unkiydi tabiki.

Masadan ayrılıp aşağı indikten sonra vedalaştığımız sırada Cemle Tunç'un masasını gördüm ve sonra yanlarına oturdum.Meraklanmış gibiydiler ve beni soru yağmuruna tuttular. Ben de birşey olmadığını yalnızca sohbet ettiğimizi ve Yağmur'un numarasını aldığını söyledim.

Oradan ayrıldıktan sonra eve gittim.Saat 19.00'dı. normal şartlarda şu an kursta olmam gerekirdi ama bugün cuma günüydü. O yüzden ben de biraz Almanca ve fizik çalıştım.Sonra biraz müzik dinleyip facebook'ta takıldım.Facebook'ta Yağmur'un profilini arattım ve onu buldum.Fotoğraflarını incelemeye koyuldum.Genellikle selfie pozları vardı.Şimdi yüzünü detaylı bir şekilde inceleyebilirdim bu harika bir duyguydu.Gözleri bal rengiydi ,kahverengi uzun saçları vardı ,gözleri anlam yüklüydü ve baktıkça içime bir ağırlık çekiyordu.Gülümsediği fotoğraflarda yanaklarındaki gamzeleri görünce kendimi daha hafif hissediyordum.Ve bakışlaındaki anlamı çözmeye çalıştıkça kendimi daha büyük bir boşlukta hissediyordum.

Fotoğraflarından çıktım ve arkadaş ekle butonuna tıkladım.Artık bekleme zamanıydı.Youtube'a girdim ve sevdiğim parçalardan birini açtım.O zamanki müzik zevkimden bahsetmek istemiyorum çünkü tam bir ergendim ve tarzım harbiden şimdi bakınca güldürüyor beni.O sırada canımın içecek birşeyler çektiğini farkettim ve mutfağa gittim. buzdolabını açtım ve içecek var mı diye bir göz attım.Tam da tahmin ettiğim gibi hiçbir şey kalmamıştı.Odama gittim ,cebime birkaç bozukluk attım ve dışarı çıktım.

Dışarısı her zamanki gibi biraz serindi.Ellerimi ceplerime soktum ve yürümeye devam ettim.Rüzgarın yaprakların arasından geçerken çıkarttığı sesleri ve dalların birbirine çarparken çıkarttığı sesleri duyabiliyordum.Hoş bir histi.
Gideceğim markete 7 dk uzaklıktaydım.Bir süre yürüdüm ve sabahki kediyi gördüğüm yerin yakınındaki çöp konteynırında o kedinin bir benzerini daha gördüm.Boğuşmuş gibi tüyleri kabarmıştı ve gözleri ışıltıyla parlıyordu.Sırtını kamburlaştırıp yürüken ağzından çıkardığı hırıltıları duyduğum sırada bana doğru yaklaşmakta olduğunu görünce ilk başta adımlarımı sıklaştırdım ve sonra koşarcasına ordan uzaklaştım.

Markete girerken O garip kediyi düşünmeden duramadım.O da neydi öyle ? Belediye o kediyi bir kontrol etse iyi olacaktı.Kuduz muydu neydi anlamadım gitti.Neyse... markete girdim elime bir tane alışveriş sepetini yerleştirdikten sonra ilerlemeye başladım. 2 tane gofreti sepetime attım ve içecek reyonuna yöneldim. 1 tane çamlıca ve pepsi aldıktan sonra aldıklarımı kasada ödedim ve elimde poşetlerle oradan ayrıldım.

Dönerken başka bir sokağı kullandım.Tekrar o kediyi görmek istemiyordum. 10 dakika sonra eve vardım. içeceğimi doldurup masama oturdum ve Facebook'tan yeni bir ileti geldiğini farkettim.Evet ,Yağmur eklemişti beni.Ona ne yazsam diye düşünürken ilk mesajı o attı.

Y: naber :)
E: iyi senden naber napıyosun
Y: hiç ya canım sıkıldı
E: aynen ya boş boş oturuyorum ben de
Y: hmm birşeyler hakkında konuşalım o zaman
Y: ha ben şeyi sorcaktım geçen hafta kursta nerede kalmıştık ?
E: kanjide 345 ve 360 arasındaki karakterlerin çözümlemelerini yapıyorduk :)
Y: sağol valla ya unutmuştum
E: birşey değil
Y: hmm şey birşey daha var
E: evet ?
Y: haftaya Elif'le alsancağa gidiyoruz gelir misin sen de ? yanında bir arkadaşını daha getirirsin hem
E: olur tamam kurstan sonra mı
Y: evet biz kurstan çıkınca Elif de orada olacak
E: ha anladım
Y: anlaştık o zaman ?
E: anlaştık haftaya görüşürüz

Mesajlajma bittikten sonra gelecek buluşmayı düşündüm ve elime en son okuduğum kitabı aldım ve uyuyana kadar yarıladım.Uyurken Yağmur'a "iyi geceler" mesajı attım.1 dakika sonra cevap geldi: "iyi geceler :)". Huzurlu bir şekilde uykuya daldım.

Karanlığın Çöküşü Yeni DünyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin