12.Bölüm Final~

2.6K 232 70
                                    

Kapının sabırsızca çalan zili iki güzel adamı uyarmıştı. Öncelikle Soo'yu. Çikolatasının beline sarılan kollarını ve boynunda ki kafasını nazikce kendinden ayırdı.

Yatmadan önce temiz bir kaç kıyafet giymişlerdi iyiki. Değerlisinin üzerine örtüyü örtüp aşağı indi Soo.

Kapıyı kıracak gibi çalan kişiyi çok iyi tahmin edebiliyordu.Hatta emindi. Kapıyı açtı.

Luhannie!

Luhan elinde ki valizi sürükleyerek salona getirdi.Hey en azından bir selam verebilirdi! Ufak bir sarılma seansı da olamaz mıydı? Oh, tamam..

Luhan elbette minik pastasını özlemişti! Fakat şuan aşırı sinirliydi. Uçağı rotar yapmıştı ve de hostes bayanlardan biriyle kavga etmişti. Herşey bu kadınları bile kıskandıracak suratı yüzündendi!

Soo hyungunun rahatsız olduğunu anlayınca olayı büyütmedi ve oda onun yanında ki koltuğa kuruldu. Keyfini yerine getirmeliydi.

"Luhannie! Harika görünüyorsun!"

Luhan bugün bilerek simsiyah giyinmişti. Soo'nun bu renge tutkulu olduğunu en iyi o bilirdi.

Sinirini bir süre rafa kaldırarak minik pastasına baktı. Soo görmeyeli bir hayli olgunlaşmıştı. Şuan gerçek bir adam adam olmuştu.

O da ne?!

Soo'nun boynunda ki kırmızı izler gözüne çarptı. Onun masum meleğine kim ne yapabilirdi?!

"Boynuna ne oldu KyungSoo?!"

Soo Luhan'ın sinirlendiğinde kendisine tam ismiyle hitap ettiğini iyi biliyordu. Jongin'i ona bu şekilde tanıtmak tuhaf olacaktı.

"Sevgilimin izleri. Ehehe."

Aptaldı. Soo koca bir aptaldı! Luhan daha çok sinirlenerek gözlerini bilmem kaç defa kırptı. Bu onun tikiydi.

"Ne sevgilisi? Benim niye haberim yok?Neler dönüyor burada Soo?!"

Soo hemen sevinçle ciyakladı tüm olanları en ince ayrıntısına kadar anlattı..

###

"Sapığına aşık olman tamamiyle saçmalık!"

"Biliyorum, Luhan."

"Biliyorsan neden bundan vazgeçmiyorsun? Kendi kendini yemek hoşuna mı gidiyor? Soo, kendine zarar veriyorsun!"

"Sanırım mazoşistim.."

Soo herşeyi anlatmak konusunda biraz abartmıştı sanırım. Luhan'a göstermediği kişiliği gün yüzüne çıkınca herşeyi batırdı. Bu soğuk kişiliğini sevgilisinin yarattığını sanıyordu Luhan. Oysa ki Jongin, Soo'yu iğileştiren bir mucizeydi.

"Dalga mı geçiyorsun benimle Kyungsoo? Ne demek mazoşistim?"

"Tabii ki dalga geçiyorum. Öyle bir şey yok Hyung. Jongin'i seviyorum. Kim ne derse desin ona sırtımı dönemem. O benim nefesim."

Luhan ilk defa kuzeninin ağzından böyle laflar duyuyordu. Hele de bir erkek için..Soo fazlasıyla değişmişti.

"Pekala. Karışmayacağım. Biraz kafamı dağıtmalıyım. Bugün cidden korkunç geçiyor Tanrım!"

Diğerini dinlemeden evden hışımla çıktı. Soo ise birşey söylemek istemiyordu. O mutluydu. Hayatına anlam katan bir güzelliğe sahipti. Daha ne isteyebilirdi ki?

###

Jongin gözlerini açamamıştı çünkü yaramaz bir bebek gözlerine binlerce öpücük kondurmakla meşguldü. İçten bir kahkahayla bebeğini üzerine çekti ve gözlerine bir çok anlam barındıran çikolata kahvesi gözleriyle baktı. Birbirlerini nasılda güzel tamamlıyorlardı..(Y/N: Yazar burada gökkuşağı kusuyor *-*)

Jongin etkileyici sesiyle mırıldandı.

"Hani dudaklar birbirine değmek üzeredir.."

Dolgun dudaklarını kalp dudaklara yaklaştırırken devam etti.

"Ama değmez ya, bence dünyanın en güzel yeri tam o zaman dilimi."

Soo nefessiz bir halde dudaklarının milim ötesinde ki parlak hazineyi izliyordu. Bu adama sahip olduğuna göre gerçek bir melek olmalıydı.

Tam ağzını açmıştı ki onu susturarak sanki diyeceği şeyi biliyormuşcasına konuştu Jongin.

"Uzayda, boşlukta bu nefes ile bir sonra ki arasında, bir yer edindin içimde."

Soo akmaya hazır gözyaşlarıyla altında ki bedene baktı. Bu adamı sevmek için gecikmiş olmalıydı. Çünkü Jongin aşkla taşıyordu. Dili tutulmuştu.

Derin bir nefes alıp diğerinin yanaklarını avuçladı.

"Yaşlanınca aksi, huysuz,hasta bir adam olacağım. Ama ne zaman kafamı çevirsem yanımda elimden tuttuğu zaman beni ayağa kaldıran bir güç bulacağım. Seni."

Jongin'in aralık ağzını parmağıyla nazikce kapattı.

"Sus Jonginnie. Bu zamana kadar sana olan aşkımı belli etmedim biliyorum. Özür dilerim. Seni seviyorum. Bir düşün yarın öleceğim ve ölmeden önce son gördüğüm yüz senin yüzün, son duyduğum ses senin sesin ve son hissettiğim senin dokunuşların..İşte huzurlu ölüm diye ben buna derim.Ölümüm böyle olacaksa ben şimdi, tam da burada ölmek istiyorum."

Dediğinde gözünden bir damla yaş diğerinin güzel suratına düştü.

Jongin bebeğine sımsıkı sarılarak mırıldandı.

"Teşekkür ederim D.O KyungSoo. Sen...benim dünyada ki cennetimsin. Beni annem bile böyle sevmedi.."

heaven// kaisooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin