Önceki bölüm ~
Genç kız bunu neden yaptığını bilmiyordu ama telefonu açarak bekledi. Diğer taraftan tok bir ses yükseldi.
- Jungkook?
Sessizlik...
- Ahh.. demek konuşmayacaksın. Tamam. Merak etme senden özür dilemeyeceğim. Yaptığım şeyden sonra bu yüzsüzlük olur.
Boğazını temizledikten sonra devam etti.
- Sadece seni korumaya çalışıyordum. Lütfen sende beni anla. Beraber çok uzaklara gidip orada yeni bir hayat kurabiliriz. Ve mutlu oluruz. Sana söz veriyorum Jk.
Sesi hüzünlü çıkmıştı. Genç kız yüzünü buruşturdu. Gerçekten iyi rol yapıyordu. Hatta genç kız bir an onun gerçekten iyi biri olduğuna inanacaktı. İçindeki kusma isteğini bastırarak dinlemeye devam etti.
- Jk? Orada olduğunu biliyorum. Lütfen bana bir cevap ver...
Genç kız daha fazla bu zırvalamayı dinleyemeyeceğine karar verip telefonu kapattı. Ve o gün tam o anda aklının köşesine, daha önce de yazdığı bir not düştü.
Jungkook un amcası ölmeliydi.
...
8. Bölüm
Genç adam evin içini bugün en az on kez yaptığı gibi turladı. Neredeydi şu telefon. Amcasının evinde kalmış olmalıydı. Ama o zaman amcası neden ona ulaşmaya çalışsın ki. Sonuçta kendi telefonunu binlerce kez çaldırmıştı. Ve açan olmamıştı. Amcası görseydi açardı diye düşünüyordu. Telefonunun amcasında olmadığına kanaat getirip kendini koltuğa attı.
- Jungkook?
En son cebindeydi. Ama montunun cebine baktığında da hiçbir şey bulamamıştı. Ah cidden. Birden aklına gelen şeyle dikleşti. Yoksa..
- Jungkook? Beni duyuyor musun?
Genç adam kafasını kaldırıp ona garip ve biraz endişeli bakan Jin hyung una baktı.
- Ah.. kusura bakma hyung. Dalmışım.
- Son günlerde bir garipsin Jk. Umarım zamanının geldiğini düşündüğünde bize de anlatırsın kafanı kurcalayan şeyi.Beklenti içinde ona baktığında genç adam yavaşça kafasını salladı.
- Önemli bir şey değil hyung.
Jin hyung u ne kadar inanmamış gözükse kafasını sallayıp uzaklaştı. Genç adam yanlız olduğundan emin olduktan sonra koşarak, evde küçük bir masanın üstünde duran ev telefonunu aldı. Ve yavaşça bir numara tuşladı.
...
- Efendim, biri sizinle görüşmek istiyor.
Jungkook un amcası yavaşça sandalyesinde geriye dönerek başını eğmiş cevap bekleyen adamına baktı. Sinirle cevap verdi.
- Gönder. Şu an kimseyle konuşmak istemiyorum.
- Ama efendi-
- Gönder dedim!
- Emredersiniz efendim.
Dedi ve odadan çıktı.
Jungkook un amcası sinirle ayağa kalktı. Yarın akşam yapılacak mal teslimi için gergindi. Herhangi bir çatışma yaşanırsa bu sefer cidden jungkook u tehlikenin içine gömerdi. Mal vereceği adamı tanıyordu çünkü. Aslında ona satmayacaktı bile ama tehdit ediliyor ve hiçbir şey yapamıyordu. Çünkü işin sonunda jungkook vardı...
Jungkook kaçtığından beri ona ulaşmaya çalışıyordu. Ama yanına gitmemişti. Çünkü kendini berbat hissediyordu. Yeğeni ne kadar gitmek istemese de onu götürmeye çalışmıştı. Ve şimdi jungkook ondan nefret ediyordu.
Hera denen kız her şeyi mahvediyordu.
Jungkook u tekrar götürmeye çalışmasına da engel oluyordu. Ah cidden. O kızı bir bulsaydı...
Tam odadan çıkmak için kapıya doğru hamle yaptığında bir kaç el silah sesi duyuldu. Ve ardından korumalardan biri içeri fırladı. Nefes nefesydi.
- E-efendim. Geldiler.
Jungkook un amcası kaşlarını çatmış hızla bahçeye doğru ilerledi. Ve gördüğü şey ile dondu kaldı.
...
- Abi nasıl bulamadın?!
- Ne biliyim ya. Tam bulucam, GPS sinyali kayboldu diyor.
- Navigasyon mu bu lan. Adamı deli etme.
Genç adam sinirle elindeki telefona baktı. Telefonunu Hera nın arabasında unuttuğu düşünüyordu. Ve eğer telefonunun sinyalini bulursa.. Ona ulaşabilirdi. Ama sorun şu ki (yani arkadaşı Tae - oh un dediğine göre) telefonun alıcısını biri çıkarmış ya da sinyal olmayan bir yerdeymiş. Arkadaşı Tae-oh bu tür şeylerden anlıyordu. Gerçi mafya dünyasını altüst eden Hera nın karşısında ne yapabileceği tartışılırdı.
Bir kaç dakika geçmişti ve hala bir şeyler bulmaya çalışıyorlardı. Genç adam ümidini kesmeye başlamıştı ki telefondan kulakları sağır eden bir zafer çığlığı yükseldi.- Buldum laaan!
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HACKER. JJK.
Fanfiction- Hala beni mi izliyorsun? - Hala mı? Ben hep seni izliyordum Jungkook...