Part2

625 12 1
                                    

Saat gece 4 buçuk gibi telefonum çaldı. Lanet olsun! Uykumun en derin yerinde beni nasıl uyandırabiliyordu? Gece lambamı açtım, masanın sağ tarafındaki telefonu aldım. Arayan numara telefonumda kayıtlı değildi. Sinirli bir şekilde açtım. İlk başta onun konuşmasını bekledim. Açtığımda ince bir kadın sesi “Seni beğendim” dedi. “Sen de kimsin?” diye sordum. Cevap vermedi. Tekrar “Seni beğendim” dedi. “Eğer kim olduğunuzu söylemeyecekseniz telefonu kapatacağım!” diye bağırdım. Zaten iş stresinden dolayı bunalmıştım, bir de gecenin köründe beni uyandırarak eşek şakası yapan birini hiç çekemezdim. 10 saniye konuşmadı, ardından “Bunu beğenmedim.” Dedi ve telefonu kapattı. Küfür edecek halim bile yoktu. Lambamı kapatıp yattım. Aradan 10-15 dakika geçtikten sonra telefonum yine çaldı. “Rahat bırakmadınız lan” diye söylendim. Arayan yine oydu. Telefonu sessize alıp tekrar yattım. Ama o durmuyordu. Sürekli arıyordu ve uyuyamıyordum. Aradan yarım saat geçmesine rağmen durmadan arıyordu. Çok sinirlenmiş bir şekilde telefonu açtım. “Ne yapmaya çalışıyorsun lan!” diye bağırdım. Kadın ağlıyordu. “Beni seversin sanmıştım” dedi. Karşılık vermemi beklemeden haykırırcasına ağlıyordu. Evimin yakınından ağlama sesleri geliyordu. Ürkmeye başlamıştım. Ağlama sesi durduktan sonra sinirli bir şekilde “Evin içindeyim” dedi. Telefonu elimden düşürmüştüm. Hemen merdivenlerden aşağı indim. Ağlama sesinin geldiği yönü tam kestirememiştim ama o kadar korkmuştum ki direk kapıya koştum. Açılmıyordu. Lanet kapı açılmıyordu! Demir kilit eritilmişti. Evimin içinde deli bir kadınla kapalı kalmıştım. Hemen salondaki pencereye koştum. Işıklar kapalıydı ve tek duyduğum cırcır böceği sesleriydi. Uzun koridordan koşarak geçtikten sonra pencereyi açmaya çalıştım. Bu da açılmıyordu. Diğerlerini denedim, onlar da açılmadı. Arkamı döndüğümde salonun girişinde onu gördüm. Yüzünde maske yoktu. Beyaz dantelli bir gecelik vardı. Ama yüzü… Sanki alçıya batırılmıştı. Karanlıkta seçebildiğim tek şey o korkunç yüzüydü. Ama hareket etmiyordu. Sadece ağlıyordu. Hemen sağ taraftan mutfağa girdim ve kapıyı kitledim. Arka kapıdan çıktığımda koridorun sonundaydım. Tam karşımda duruyordu arkası dönük bir şekilde. Titriyordum. Ağladığı için beni duymamıştı ve parmak uçlarımla merdivenden çıkmaya başladım. Gözümün ucuyla da onu gözetliyordum. Aniden arkasını döndü. İğrenç bir şekilde beyaz olan yüzüyle bana bakıyordu ve yavaş yavaş ilerliyordu. Koşmaya başladım. Banyoya girebildim ve kapıyı kitledim. Kapıyı yumrukluyordu.O kadar korkuyordum ki kalbim yerinden çıkacakmışçasına atıyordu. Ellerim sabit kalamıyordu, delicesine titriyorlardı. Ağlaması durmuştu. 20 dakika kadar buna devam etti ve gitti. Anahtar deliğinden de görünmüyordu. Tüm cesaretimi toplayıp kapıyı sessiz bir şekilde açtım. Yoktu. Parmak uçlarımda ilerleyerek odama yöneldim çünkü telefonum oradaydı. Telefonu alacak, banyoya koşacak, kapıyı destekleyecek ve polis gelene kadar bekleyecektim. Evden çıt çıkmıyordu. Odamın kapısı az da olsa açıktı. Çok yavaş bir şekilde kapıyı ittirdim. O şey yatağımdaydı. Korkudan kalbim durmuştu. Ses çıkarmıyordu. Sadece bana bakıyordu. Hızlı bir şekilde yataktan sıçradı ve üstüme atladı. Elleriyle yüzümü çiziyordu. Dayanılmaz bir acı hissediyordum. O korkunç yüzüyle hiçbir tepki göstermeden sadece çiziyordu. Sağ tarafımda kalan yere düşmüş bibloyu gördüm. Elimle ulaşmaya çalıştım ve aldım. Kafasına sert bir şekilde vurduktan sonra sendeledi. Ayağa kalktı. Donakalmıştım. Bana baktı. 5-10 saniye bekledikten sonra kendini pencereden aşağı attı. Atlar atlamaz aşağıya baktım. Hiçbir şey olmamış gibi kendini düzeltti ve karanlığa karıştı. Ellerim titreye titreye telefonu aldım. Açık kalmıştı. Ekranda kendi fotoğrafı vardı. Yatağımda yatıyordu. Ama fotoğraf yatağın arkasından çekilmişti, kendisini çekmesi imkansızdı. Nefesimi tutarak arkama döndüm. Bana bakıyordu.

CreepyPasta Part1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin