Bölüm 4:" Koridorda Dans..."

55 8 2
                                    

Alex&Sierra- Little Do You Know

Bölüm 4: Benimle muzlu süt içer misin?..

Jongin, Baekhyun'u arkasında bırakıp koridor boyunca yürürken bencil arkadaşına kızdığı için dansı her zamankinden daha agresifti. Arkadaşının not için yapamayacağı şey olmadığını düşünüyordu ki haklılık payı vardı. Bir insan neden tüm hayatını not üzerine kurardı ki? Kendi dersleri kötüydü ama üzülmüyordu hatta umursadığı bile söylenemezdi. Hayatta nottan daha güzel bir ton şey varken hayatını sınırlandırman kendine yaptığın kötülüktü. Hepsi vizeler açıklandığı zaman garajda toplanırlar ve kritik yaparlardı. Hoş sonuçlar bahaneydi. Çünkü Baekhyun bir tek kitap ve not için garaja gelirdi vizelerden sonra. Garajda toplandıkları zaman hepsi bir köşeye yığılıp keyfine bakıyordu. Jongdae bağıra bağıra şarkı söylerken bir yandan da ucuz sigarasını içiyordu. Kyungsoo ilk Baekhyun'u dinlermiş gibi yapıyordu sonra ise internetten akşama yapacağı yemeklerin tariflerine bakıyordu. Jongin ise mor koltuğunda ayıcığına sarılıp çizgi roman okuyordu. Baekhyun...Tam bir ümitsiz vakaydı. Onlar kendi köşelerinde eğlenirken o ayakta bir oraya bir buraya gidip gelip söyleniyordu. Hocalara küfretmek başta geliyordu tabi.
Jongin dolu aklıyla köşeyi dönerken sert bir darbe almasıyla durup sızlayan başını ovuşturdu sinirle. Bugün niye güzel bir gün olmamak için inat ediyordu ki?

"Özür dilerim." Tanıdık sesi duymasıyla elini başından çekip sinirinin uçması bir oldu. Karşısında muzlu sütüyle duran Sehun ise mahçup bir ifadeyle Jongin'e bakıyordu. Kendi dalgınlığından fark edememişti karşıdan gelen Jongin'i. Gerçi Jongin'in de ondan aşağı kalır yanı yoktu. İkisinin de hem ruhu hem aklı çok meşguldü. "Önemli değil. Ben de fark etmedim." Diye cevapladı Jongin kısık sesle. Sesinin bir anda nereye kaçtığını bilmiyordu ama tuhaf bir biçimde hele ki Sehun ona elindeki sütüyle böyle güzel bakarken utandığını anlamamıştı. Evet Jongin gerçekten utanmıştı. "İkimiz de fazla dalgınız yürümek için." Sehun karşısında küçük, suç işlemiş bir çocuğa dönüşen Jongin ile konuşmak istiyordu. Sınıfta Chanyeol'e onlar için ezik demiş olsa da hiçbir zaman böyle düşünmemişti. Chanyeol'u Baekhyun üzerinden yaralamak için böyle söylemişti. Hiçbiri ezik değildi ki özellikle Jongin, Sehun için bambaşka biriydi. Neden bilmiyordu ama saygı ve hayranlık duyuyordu. Sürekli onun koridorda kendi kendine dans etmesini izliyordu. Dansı bazı günler son derece naif ve çekici olurken bazı günler de bir o kadar agresif ve isyankâr oluyordu. Bugün de o agresif olduğu günlerden biriydi. "Ben genelde yürümem zaten." Deyip hafifçe gülümsedi Jongin. Sehun da Jongin'in kastettiği şeyi anlayınca güldü gözleri kısılasıya kadar. O gülerken Jongin durgunlaştı. Niye bu kadar güzel gülmüştü ki şimdi? Gerek var mıydı böyle gülmesine? Niye o gülüşe dokunmak istemişti Jongin? Sehun Jongin'in durgunlaşan yüzünü görünce yüzündeki gülümsemeyi silip elinde bitmiş süt kutusunu atmak için çöp aradı. Jongin kendisinden rahatsız olduysa konuşmanın gereği de yoktu. Gülüşüm çirkin diye düşündü Sehun. Gülüşüm çirkin ve o yüzden bana öyle garip bakıyor diye ağlamak istedi Sehun. Bilmiyordu ki Jongin'in burukluğunun sebebinin güzel gülüşü olduğunu. "Benim derse yetişmem lazım." Kırgın çıkmıştı sesi ki zaten bunu saklamak istememişti Sehun. Jongin bilsin istemişti. Kırıldığımı bilsin. Jongin ise hafif kaşlarını çatmıştı Sehun'un sesinde oluşan kırgınlık ona ulaştığında. Niye kırılmıştı ki şimdi? Mor koltuğunu işte şimdi özlemişti Jongin. "Dersimiz bir saat sonra." Diye karşılık verdi o kırgın sese. Sehun biraz şaşırmıştı. Jongin ondan rahatsız olduğu hâlde neden onu burada tutmak istiyordu ki? "Evet ama." Jongin ellerini bol pantolonunun cebine sokup karşısında aklı karışmış duran Sehun'un gözlerine baktı. Sehun gözlerine değen gözlerle kaybolmuş hissetmişti. Aklı bomboştu çünkü. Devamını nasıl getirecekti cümlenin?
"Chanyeol delirmiş olmalı." Diye konuyu değiştirdi Jongin. Sehun'un bildiği yerlerden konuşursa rahatlayacağını biliyordu. Herkes ona tanıdık gelen ne varsa görünce, duyunca rahatlardı. Sehun minnettardı Jongin'e. Çünkü o cümlenin devamı gelmeyecekti.
"Evet delirdi ama onunki çocukluk. Baterilere hiçbir zaman ilgi duymadı." Jongin gülüp omuz silkti.
"Ben de hiçbir zaman ilgi duymadım." Sehun Jongin'e baktı anlamayarak. Niye o kadar uğraşmıştı o zaman? Chanyeol'e karşı bu konuda Jongin'in yanında olmuştu ama şimdi o da çıkmış ben de ilgili değilim diyordu. Sinirlenmeye başlamıştı. Öfkesi bateri için ya da Chanyeol için değildi. Jongin tarafından kandırıldığını düşünüyordu.
"O zaman neden uğraştın?" Jongin Sehun'un yüzünün neden kızardığını anlamamıştı ama fazla takılmadı. "Kardeşim için bateriler dünya demekti çünkü." Sehun'un öfkesi kendisine döndü. Nasıl da dinlemeden suçlamıştı Jongin'i? "Niye geçmişten bahsediyormuş gibisin?" Diline hâkim olamamak gibi bir huyu vardı Sehun'un. Patavatsızca bu soruyu sorduğu için kendine yumruk atmak istiyordu. Jongin neden ailesini ona anlatacaktı ki? Sadece koridorda karşılaşılıp selam verilen biriydi Sehun onun için. Aralarında büyüyen bu korkunç sessizlik de Sehun'un buradan defolup gitme isteğini artırıyordu. Tam gitmek için hareketlendiği sırada Jongin'in iç çekmesi bozdu bu sonsuza kadar sürebilecek olan sessizliği. Sehun o iç çekmeden hüzün tadı geldiğine yemin edebilirdi. Belki de onu durduran oydu.
"Kardeşim öldüğü için şimdiki zamanda değil artık." Jongin'in fısıltısı Sehun'un yüreğinde çığlıklara dönüşmüştü. Sarılmak istedi karşısındaki bereli, bol pantolonlu o çocuğa ama yapamadı. Kollarını ona sarmak yerine kendine doladı. Jongin içinde hiç kapanmayan o yara sürekli başka birileri tarafından deşilip tekrar kanatıldığı için öfkelense de kardeşi geri gelmiyordu işte. İnsanların öylesine üzülmelerine de alışmıştı. Kendi üzülmüyordu. Özlüyordu. Her gün bir önceki günden daha fazla özlüyordu ama gelmiyordu kardeşi. Zaten gelemezdi ki... Belki de olduğu yer çok rahattır diye düşündü Jongin. Belki de bu çirkin dünyadan çok daha rahattır.
"Özür dilerim." Diyebildi Sehun. Teselli vermek istememişti çünkü bunun bir tesellisi yoktu. Ölüm teselli verilince geçecek kadar basit miydi? Kırılan oyuncağına ağladığın zamanki acıyla bu bir miydi? Ne diyecekti ki? Jongin kardeşin seni izliyordur mu? Ya izlemiyorsa, o zaman yalan söylemiş olmayacak mıydı? Jongin başını kaldırıp güldü hafifçe. "Bugün fazla özür diliyorsun." Sehun onun bu karamsar ortamı dağıttığını görünce sevinmişti. İstemsizce dudaklarında bir tebessüm oluştu. "Bugün fazla hata yaptım da ondan." Jongin omuz silkti tekrar. İnsan hata yaptığı için insandı. Kendi de çok hata yapıyordu. İnsanlara karşı asıl kişiliğini değil de olmak istediği kişiyi göstermeye çalıştığı için hata yapıyordu.
"Hatalar telafi edilmek için vardır belki de." Dediğinde Sehun'dan parlak bir bakış kazanmıştı. Gözleri de güzeldi Sehun'un, aynı gülüşü gibi.
"O zaman benimle muzlu süt içer misin?" Beklentiyle ve çocuksu bir heyecanla Jongin'e bakıyordu Sehun. Jongin muzlu süt sevmez hatta nefret ederdi ama hayır diyemezdi. Sehun ona böyle sıcacık bakarken hayır diyip soğutamazdı o bakışları. Kafasını ağır ağır yukarı aşağı salladığında Sehun heyecanla ellerini çarptı. Annesi öldüğünden beri hep tek başına içtiği sütü şimdi dansa aşık, bol pantolonlu geçmişten gelen bu çocukla birlikte içecekti. Jongin bilmiyordu belki ama muzlu süt Sehun'un Jongin'e ilk kapı açışıydı.
"Muzlu sütü neden bu kadar seviyorsun?"

"Niye moru bu kadar çok seviyorsun?"

İkisi de aynı anda konuştuklarında birbirlerine garip bakışlarla bakıp gülmeye başlamışlardı. Merdivenlerden aşağı inerken yanlarından sessizce ağlayarak geçen Chanyeol'u görmemişlerdi bile.

.....

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ah benim kelebek yüreklilerim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Ah benim kelebek yüreklilerim...Çok naifler çok güzeller. Jongin'in yumuş yumuş olması beni mahvediyor her seferinde. Sehun'un çocuksu hâlleri..Ve Chanyeol'un gözyaşları. Artık mutlu olsun şu çocuk dimi. Olucak elbet. Herkes sonunda mutlu olur. Diğer bölüme kadar mutlu kalın.
Hoşça kalın.

Mavi Yıldızlar// ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin