Merhaba ben Zeynep. Çiçek pavyonda şarkı söylüyorum. Aslında böyle olmasını hiç istemiyorum. Ama yapıcak başka bir çözüm yolu yok. Eskiden ailem ile mutlu bir hayatımız vardı ama 3 sene önce ailemi kaybedince mecburen teyzeme bakmak için pavyonda şarkı söylüyorum. Ama konsomasyona çıkmıyorum. Ve çıkmamda. Şarkıyı söyleyip iniyorum saheden. Aslında hayalimde hep güzel bir pop şarkıcısı olmak vardı ama işte.
Gene giyindim ve sahneye çıkıyorum. Tam sahneye çıkıcakken görevli Can geliyor
Can;" Zeynep bak kızım ön masadaki Kerem bey hangi şarkıyı isterse söyle. İyi hizmet et. Hatta çağırırsa yan-" cümlesini tamamlamadan konuşmaya başladım.
" Can git başımdan öyle birşey olmuyacak"
Can;" Neyse ne adam mafyaların şahı. Burdan kötü ayrılmasın."
" Banane be git Melis'e söyle o çok sever böyle adamları."
Can;" Kızım para yetmiyor demiyor musun sen? Adama azcık yanaş işte"
" Sİktir git Can" dedim ve sahneye çıktım. Hemen karşımda Kerem bey dedikleri adam. Öküzün önde gideni diye düşünsem de bir yanım yakışıklı çocuk allah'ı var diyor.
Beni görünce yüzünde bir gülümseme oluşuyor öküzün. Kesin beni nasıl yatağa atıcağını düşünüyordur. Ama öyle birşey olmuyacağı için düşünmeye devam etsin hırdaboz.
Şarkımı söylemeye başlıyorum. Göz ucuylada Kerem beye bakıyorum. Sanki gözlerini kırpmadan beni izliyor gibi duruyor. Hiçbir tepki vermiyorum. SOnra kafamdan aşağı kırmızı güller düşüyor. Sadece Kerem beye bakıp gülümsüyorum.
Şarkım bittikten sonra
" Herkese teşekkür ederim. Özelliklede Kerem beye. Hoşgeldiniz" diyorum en yapmacık gülümsemem ile hiç sevmiyorum burayı ama ne yapalım mecburen.
Garson elime bir kağıt tutturuyor ve kulağıma eğilip
" Kerem beyin isteği söylemeye çalış" diyor ve gidiyor. Kağıdı açıyorum. " Yanarım" yazıyor. Ehhh şimdi görürsünüz siz Kerem bey.
" Evet Kerem beyin isteğiyle 'Yanarım' diyeceğiz. Ama önce Kerem beyden birşey rica etmek istiyorum. İnşallah kendisi bu ricamı beni kırmayıp kabul eder" diyorum ve ona bakıyorum. Onaylar gibi bir bakış attıktan sonra cümleme devam ediyorum. " Sizin ile beraber söylemek isterim bu şarkıyı. Sahneye gelip benimle söyler misiniz lütfen?" diyorum. Kerem bey şok olmuş bir şekilde bana bakıyor. Bende ona " Lütfeeen" bakışı atıyorum. Yavaş yavaş ayaklanıyor. Ve belindeki silah görünüyor. Büyük yutkunuyorum. Yo yo silah için değil siyah takım elbise bir insana bu kadar mı yakışır arkadaş? Onun için yutkunuyorum. Beyaz gömlek üzerine siyah ceket giymiş ama ceketinin önü açık ve gömlek vücuduna yaapışık yani tüm kaslar belli. Önünü ilikliyor ve sahneye geliyor.
" Hoşgeldiniz efendim." diyorum gülümsüyerek
Kerem;" Bunun acısı fena olucak" diyo oda bana gülümsüyerek. Gene yutkunuyorum. Sonra bir mikrafon veriyorlar.
( Burdan sonrasını şarkıyı açıp okuyun. Yaren'i, Zeynep. Carlos'u da Kerem olarak hayal edin. Sadece hareketler biraz daha farklı olucak )
Ve birbirmize bakarak şarkıyı söylemeye başlıyoruz ;
Sen bana aklımla, başım arasındaki mesafe kadar yakınsın
Sen bana aklımla, başım arasındaki mesafe kadar da uzaksın
Sen bana haramsın, tövbe tutmaz, iflah olmazsın sen asla
Sen benim kanayan yaramsın, kabuk bağlamazsın, kanarsın