【私を犯す】 bir fotoğraf paylaştı.
Ashei heyecanlı bir şekilde telefonunu çantasına atıp yerinde tepindi. Bir an önce evden çıkıp Hoseok'u görmek istiyordu.
Hoseok, Hoseok, Hoseok!
Ben çıkıyorum!
Hadi sen de çık~ :【私を犯す】°°J-Dope: Tamam yahu, acelen ne?
Buluşma saatine daha vardı?Hadi hadi~ Bir şey olmaz!
Çabucak buluşalım! :【私を犯す】°°J-Dope: Uf tamam tamam. Çıkıyorum şimdi.
Genç kız telefonu yeniden çantasına atıp hızlıca kapıya ilerledi. Ayakkabılarını giyindikten sonra kapıyı arkasından çarpıp sokağa çıktı. Kalabalık caddeye yürürken otobüs mü, taksi mi tercih etse karar vermeye çalışıyordu. Takside karar kılınca geri geri yürümeye devam ederken birine el etti. Taksiye bindiğinde adresi verip pencereyi araladı.
+++
Hoseok koluna saatini takıp saçlarını düzelttikten sonra ranzanın üst katında yatmış, dergi okuyan arkadaşına döndü. "Olmuş mu?"
Sarışın oğlan kafasını çevirip gelişi güzel Hoseok'u süzdü. "Çok mu önemli? Nasıl olsa noonayla buluşmayacaksın." Omuz silkti.
"İnsan içine çıkıyorum ama. Hem noonayla buluşsam böyle giyinmezdim." Parfümünü de sıktıktan sonra anahtarlarını cebine attı.
"Gidiyorum ben." Jimin kafasını salladı.
"Hı hı. Git. Selam da söyle."
"Oldu." Hoseok yüzünü buruşturduktan sonra evden ayrıldı.
+++
Ashei, boş bir masaya oturduğunda telefonundan saatini kontrol edişinin 15. seferi olmuştu. Her kapı çanında kafasını kaldırıp kontrol ediyordu gelen Hoseok mu diye?
16. kontrol edişini gerçekleştirirken çalan çanla yeniden kafasını kaldırmış ve gözleri kapıya takılı kalmıştı. Düz, koyu yeşil tişörtü, siyah boru paça pantolonu, siyah saati ve boynuna taktığı gümüş kolyesiyle etrafına bakınıyordu.
Ashei yutkunurken seslenip seslenmemek arasında gidip gidiyordu. Boğazını temizledikten sonra pembe renkli dudaklarını araladı.
"H-Hoseok!" Elini hafifçe yukarı kaldırdığında Hoseok başını kendisine doğru çevirip ona doğru ilerlemeye başladı. Masaya vardığında hafifçe kafasını eğip karşısındaki sandalyeye oturdu.
"Merhaba."
"M-merhaba." Utangaç bir şekilde gülümseyip saçını kulağının arkasına sıkıştırdı.
"Nasıl gidiyor?" Oğlan büyük bir rahatlıkla konuşurken kız parmaklarıyla oynuyordu.
"İyi... Senin? Yani nasıl gidiyor?"
"İyi benim de. Dans dersleri, okul falan." Hoseok gördüğü garsona el ederken konuştu ve sonra yine kıza dönüp gülümsedi.
"Yüzün vücudundan daha güzelmiş."
Kız, oğlanın söylediğine üzülse mi sevinse mi bilemezken tebessüm etti. "Teşekkür etmeli miyim?"
Oğlan omuz silkti. "Nasıl arzu edersen."
Garson yanlarına gelip önlerine mönüleri bıraktıktan sonra ikiside sezzizleştiler.
Acaba ne sipariş edecek? Acaba neyi seviyor? diye içinden geçirdi kız.
"Bir limonlu cheesecake." Hoseok konuştuktan sonra Ashei'ye döndü.
"Ben sütlü kahve istiyorum." Ashei de siparişini verdiğinde garson gitmişti.
"Limonlu seviyorsun demek. Ben çikolatalı severim."
"Çikolatayı başka şeylerle daha çok seviyorum." Hoseok yüzünü buruşturdu.
Benimle de sever mi ki? düşündü Ashei.
"Şu konuya gelelim. Etiket kaldırma konusuna." Genç oğlan masaya eğilerek kıza yaklaştı.
"O konu..."
"Seninle buluştuğuma göre artık bunu kesmemen için bir sebebin kalmadı, değil mi?"
Çok büyük bir sebebim var, içinden geçirdi.
"Aslında yüz yüze gelince çok utandım. Bunca zamandır o fotoğrafları benim attığımı bilen, gerçek kimliğimi bilen sadece iki kişi vardı." Derin bir nefes alıp verdi. "Bildiğin için, seni o tip fotoğraflara etiketleyenin ben olduğumu bildiğin için çok fena halde utanıyorum."
Hoseok gülümsedi. "Öyleyse durursun artık." Gelen siparişi önüne bırakılırken geriye çekildi.
Ashei kafasını aşağı yukarı salladı ve kahvesini dudaklarına götürdü. Kahve henüz geldiği için sıcaktan dudakları yanarken inledi.
"İyi misin? Dikkatli ol." Hoseok'un ani ilgisiyle kalbi hızlanırken onayladı.
"İyiyim iyiyim. Bir şeyim yok." Dudaklarımı öpersen daha iyi olabilirim.
+++
Hesaplarını ödedikten sonra kapının önüne çıktılar. Hoseok çalan telefonuyla Ashei'den izin istedi ve aramayı yanıtladı.
"Efendim Tae? Evet çıktım geliyorum şimdi? Baksana noona orda mı? Heh tamam güzel ona göre üzerimi değiştiricem de. Tamam kapatıyorum görüşürüz." Aramayı sonlandırıp Ashei'ye döndü. "Tanıştığımıza sevindim..." Gözlerini kıstı. Kızın adını hala bilmiyordu.
"Adım Ashei."
"Memnun oldum Ashei. Sen zaten beni tanıyorsun." Avuçlarını pantolonuna sürterken sırıttı. "Anlaştığımızı umuyorum?"
"Anlaştık." Kız hızlıca kafasını salladı.
"Güzel. Görüşürüz o zaman." Hoseok geri geri yürümeye başlarken hafifçe elini salladı ve arkasını dönerek hızlıca ilerledi.
"Görüşürüz..." Ashei elini yavaşça sallarken gözlerini Hoseok'un sırtına sabitledi. Görüşeceğiz.
Tarihin 27 Ağustos olması gerekiyordu ancak düzeltmeyi unutmuşum.