Bu yoongi'ydi.
-bu saatte neden burdasın dedi ben de hemen başımı indirip göz yaşlarımı sildim ve
-bu seni ilgilendirmez diyerek kalktım tam gidecekken bileğimden tuttu ahh şimdi kesin neden ağladığımı soracak
-dur yurda yalnız gitme geç oldu
-t-tamam diyebilmiştim neden ağladığımı soracak sanıyordum şaşırdım her neyse 15 dakika sonra yurdun önüne gelmiştik bileğimi elinden çektim ve yurdun kapısını açtım içeri girecekken
-teşekkür etmeyecek misin diye şaşkınca sormuştu
-önemli değil diyerek göz kırptım ve içeri geçtim kahretsin yine çok swagtım derken önüme geçen 3'lüye gözlerimi devirdim
-nerdesin jennie bu saate kadar ve lisa hiçbir şey anlatmıyor ne oldu aranızda
-anlatıcak yüzü yok o yüzdendir neyse ben uyuyacağım kızlar size iyi geceler
-jennie unnie konuşabilir miyiz diyen rose'ye baktım fazla ciddi duruyordu
-odamda konuşalım diyerek odama çıktım ve yatağa oturdum arkamdan da rose gelerek kapıyı örttü,yanıma oturdu.
-unnie lisa ile aranızda ne oldu bilmiyorum ama sen gittiğinden beri ağlıyordu senin geldiğini duyunca bizi uyardı ağlamasını sana söylemeyeceğiz anlamında ancak ben dayanamadım diyerek başını eğdi
-rose ne zamandır dışardaydım hiçbir fikrim yok ancak birisine anlatmazsam daha çok üzüleceğim o yüzden beni sakince dinler misin ve bu konuştuklarımızı aramızda tutacağına söz verir misin
-tabiki unnie seve seve dinlerim ve söz veriyorum diyerek tebessüm etti ben de tebessümüne karşılık verdim ve bugün olanları anlatmaya başladım
-... İşte böyle Rose cidden hala inanamıyorum bana nasıl inanmadı nasıl beni sürtük yerine koyar diyerek ağlamaya devam ettim rose ise bana sarıldı ve
-unnie lisa çok büyük saygısızlık etmiş onunla konuşmamı ister misin
-hayır o hatasının farkına varıncaya kadar kimsenin karışmasını istemiyorum beni anla rose diyerek gözlerine baktım,o da güvenilir bir bakış atarak
-sen nasıl istersen unnie
-rose senden bir şey daha isteyebilir miyim?
-tabiki noldu?
-çok uykum var da yanımda yatar mısın diyerek şirince gülümsedim
-sormana gerek var mı unnie tabikide diyerek beni gıdıklamaya başladı
-ya-a r-ro-se nefes a-alamıyorum diye bağırınca odaya jisoo ve lisa dalmıştı lisaya bakmamaya çalışıyordum ancak gözlerim ona kayınca kırmızı gözlerle beni izlediğini farkettim bundan sonra ağlasa ne yazardı ki diye düşünerek göz devirdim
-ya jennie ne diye evi inletiyorsun
-hepsi rose'nin suçu diyerek şirince gülümsedim roseye o ise sahte bir sinirle bakarken çok tatlı olduğu için yanaklarını sıktım ve ikimiz kıkırdadık o sırada kapı çarpma sesi duyunca kapıya doğru baktık ve ikiside yoktu ahh kesin kıskanmışlardı eheuheuhe
-kıskandılar unnie bizi hadi yatalım
-olur minik kelebeğim iyi geceler
-iyi geceler canım unniem diyerek kendimizi uykuya teslim ettik...ㅇㅇㅇㅇㅇㅇㅇ
Sabah rosenin üstümde tepinmesiyle
-ananı sikim demiştim ve rosenin şaşkın ifadesiyle anırmıştım. Yani nasıl desem rose biraz fazla masumdu küfür çok etmez ki edince anlaşılır ki fazla kızgın, onun dışında ne hakaret ne de küfür ederdi ve şuan masum köylü gibi bakıyordu.
-hahahhaaa tipe bak amk ya
-gülme unnie şaşırdım bir anda küfür edince ayrıca anneme küfür etme
-tamam sorry baby
-öd hadi bakalım kahvaltıya gidicez ordan da şirkete geçicez YG çağırdı diyince göz devirmiştim
-ben de diyordum bu adam 3 gündür bizi aramıyor belli oldu şimdi bir şey yaptıracak kesin,diyince rosede beni onayladı
-ben üstümü değiştirmeye iniyorum unnie sen de hemen giyin gel kızlar giyindi bile aşağıda bekliyorlar
-tamam ciğerim biraz bekleseler ölmezler hadi çık giyineyim
-tamam unnie de kamyoncuya bağladın sen
-ne sandım yaprağıııım
-ben çıksam iyi olur sanırım diyerek ters yürüyerek odadan çıktı ve ben de dolabımdan giysi seçmeye başladım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANGTANPİNK
FanfictionHikaye hiçbir hikayeden kurgulanmamıştır. Yoonnie~ Jirose~ Jinsoo~ Lizkook~