Yapamıyorum..

114 0 0
                                    

Şu an 17 yaşında hayatında önem verdiği çoğu şeyi kaybetmenin eşiğinde olan bir genç kızım. Bunları yazmaya bir Mayıs akşamı başlıyorum. Sokakta ağlayarak kendimi bulduğumda bunları yazmam gerektiğine inandım. Yoksa yine eskiye dönecektim. Herkesten uzaklaşmak,içimdeki o boşlukta kaybolmak istemiyordum. 

 

  Evden sadece telefonumu ve kulaklığımı alarak çıktım. En depresif şarkımı açarak boş düşüncelerle gezinmeye başladım. Kendimi o kadar kötü hissediyordum ki.. Gözlerim yaştan kızarmış iyice çirkin bir şey olmuştum. O kadar uzun zamandır ağlıyordum ki artık duygusuzlaşmıştım. Hiçbir şey hissetmiyordum. Ne yaptığım hakkında hiçbir düşüncem yoktu ya da nereye gittiğim hakkında. Tek bildiğim birazcık nefes almaya ihtiyacım olduğuydu. 

 

  Sahile indiğimde saat 1'e geliyordu. Bugün günlerden perşembeydi galiba. Ne kadar zamandır şarkı dinliyorsam şarjım çok az kalmıştı. Telefonumda onlarca cevapsız arama ve mesaj vardı. Hiçbirine bakabilecek halde değildim. Yarın lanet olsun ki okul vardı ve devamsızlığım sınırı aştığından okula gitmem lazımdı. Bir sikim de düzgün olsun be,çok mu şey istiyorum yani?

 

  Denize rastgele taşlar fırlatırken sahilimizin asi gece abazaları geçmeye başladı. Arkamdan bir ton şey söylüyordu ama kafamda kapşon kulağımda -çalmayan- kulaklığımla onları duymazdan geliyordum,duymamam gerekiyordu. Kendime uyumak için boş bir bank bulmalıydım. 

 

  Tam denizin karşısında boş bir bank buldum,kuruldum güzelce yatıyordum ki telefonum çalmaya başladı. Açmak istemedim ama ekrana baktım kim diye. "EGE Arıyor.." u görünce 'Bari Ege'yi açayım' düşüncesiyle telefonumu açtım. 

 

  "Nerdesin sen? Saatlerdir arıyorum." Sesi birden kulaklarımla yankılandı.

  "Ege ben hiç iyi değilim." Sesim zar zor çıkıyordu.

  "Yalnız mısın?" Ses tonu birden değişti.

  "Evet,hem de çok."

  "Bekle geliyorum." Telefonu kapar kapamaz ben de gözlerimi kapadım.

 

  Denizden gözlerimi ayıramıyordum. Gece boğaz daha güzel oluyordu. Şu 6 senede aşık oldum bu şehrin her şeyine,fazlasıyla. Belki de çok fazla,olması gerekenden çok...

 

  Hala denizi seyrederken Ege yavaş adımlarla yanıma geldi. Nerde olduğumu söylemediğim halde beni buldu. Beni her zaman bulan tek insandı zaten. Bankta başımın olduğu tarafa eğildi. 

 

  "Napıyorsun burda güzellik tek başına bu saatte?" Sinirli ama bir o kadar da belli etmemeye çalışıyordu.

  "Herkesten kaçıyorum,en önemlisi de kendimden kaçıyorum. Yapamıyorum Ege ben onu çok özlüyorum." Birden bir iki yaş damla aktı gözlerimden,canım çok yanıyordu.

  "Ya kızım ya.." Ellerimle yüzümü kapadım. Gözyaşlarıma engel olamıyordum.     

  "Olmuyor Ege denedim olmuyor."

  Bankta doğruldum Ege de yanıma oturdu. Ona sarıldım. Ege'yi o kadar çok seviyordum ki. Her anımda yanımdaydı. Omzunda ağlamayı en sevdiğim insandı. Kendimi şu anda bile onun yanında güvende hissediyordum. 

  "Gerçekten ben de çok üzülüyorum şu hallerine." Saçımı okşuyordu.

  "Elimde değil." Sümüklerim durunca yüzüne baktım.

  "Eve gitmeyecek misin?" Saatine baktı. "Saat de 3'e geliyor."

  "Hiç canım istemiyor,babam evde yok tekim gitmek istemiyorum. Sen gidecek misin?" Gitmesini istemiyordum,tekrar yalnız kalmak istemiyordum.

  "Seni burda bırakıp gideyim mi? Olmaz tabiki de. Ne günler için varım ben."

  "İyi ki varsın Ege." Gülümsemeye çalıştım ama esen rüzgarla anca üşüdüm.

  "Üstünde polar ama altında şort var o da iyiymiş. Kıçın donucak salak. Hadi kalk bize gidelim bari." Kolumdan beni kaldırmaya çalıştı.

  "Hayır Ege,bu gece burda kalalım,zaten bizim mekanımız. Sen de benimle kal." 

  "Hasta olucaksın,zaten tipin de çok kötü. Hadi kalk gidelim işte naz yapma Özgür."

  "Ege lütfen.."

  "Tamam." 

 

  Ege'nin dizine yattım ve rüyalarla bu dünyadan uzaklaşmayı denedim.

TrajikomikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin