6. Bölüm

3 0 0
                                    

Vadinin en tepesine doğru yürüdükçe donacağını hissetmeye başladı. Gün bitmişti. Ay gökyüzünde parıltısını saçıyordu. Yola çıktığı gün aklına gelmişti yürürken. Ilk kahvaltısı, karların arasında bulduğu köy, o kaçıkla konuşması, köprüdeki savaşçıyla amansız dövüş, trol mağarası, şefin hikayesi ve son durak. Sonunda bütün arayışının sonunun belli olacağı yer burasıydı. Sonsuz bilgelik buradaydı. "O"ndaydı. Ve o en tepedeki sivri kuleli şatoda olmalıydı. Etrafta kimse görünmüyordu. Ölü topraklar gerçekten doğruydu. Ama yine de o kadar gelmişken ve yorgunken birisiyle daha karşılaşmamak için saklana saklana şatonun kapısına kadar gitti. İçeri girdikten sonra kapı kendiliğinden kapandı. Merdivenlerden üst kata çıktıkça vücudunu sanki birşey sıkıyor hatta parçalıyordu. Şatonun içinde değişik sesler, fısıltılar geliyordu. Korkmaya başlamıştı. Çünkü burası onun gücünün de iradesinin de yenemeyeceği bir lanetle çevrilmişti.

"BURAYA GEL! YANIMA GEL!" diye bir ses yankılandı odada.

Sesin geldiği yere doğru gitmeye başladı ve karşısına bir oda daha çıktı. Kapıyı aralayınca masada oturan uzun boylu, zayıf ve kemikli yüzü olan biri oturuyordu. Ve sadece Gregoryusa bakıyordu. Gözleri lanetli toprakların renginde simsiyahtı. Saçları ve sakalları ile bir bilgeden çok, genç yaşta ölmüş birini andırıyordu.

-Aylardır sana ulaşmaya çalışıyorum. Connorx. Ben Gregoryus.

"KİM OLDUĞUNU BİLİYORUM. VE BURAYA NEDEN GELDİĞİNİ... YILLARDIR BURAYA KİMSE GELMİYORDU. ÇÜNKÜ HERKES SONUNUN NE OLACAĞINI BİLİYORDU. AMA SENİN GELECEĞİNİ BİLİYORDUM. SEN ONUN KANINDANSIN. DEDEN DE HERKES GİBİ BİLGELİĞE ULAŞMAK İSTEDİ. AMA ULAŞAMADI. ÇÜNKÜ BU GÜCE ULAŞMAK İÇİN BİR BEDEL GEREK!

- Sen ne yaptın buna ulaşmak için? Ne bedel ödedin! Dedemi neden öldürdün!

"BEN BU GÜCE ULAŞMAK İÇİN GENÇLİĞİMİ HARCADIM. SAVAŞTIM. YORULDUM. VE SONUNDA ULAŞTIM. FAKAT HERSEYİN BIR BEDELI VARDIR. BENIMKI DE LANETLENMEK. HERKES BUNA CESARET EDEMEZ. DEDEN DE EDEMEDİ. KORKAKLARA ASLA ACIMAM."

Gregoryus artık herşeyi daha iyi alıyordu. Bütün yaşadıkları, geçmişi, dedesinin anıları ve bilgeliğin bedeli. Buna hazırdı. Gençliğinden beri maceracılığı ve merakı onu buraya itmişti ve geri adım atmaya niyeti yoktu.

- Bilgelik için ne bedel gerekiyorsa ödemeye hazırım!

"SİZ ÖLÜMLÜLER HERŞEYİ KOLAY ZANNEDERSİNİZ. AMA ACININ NE OLDUĞU HAKKINDA HİÇBİR FİKRİNİZ YOK."

Dedi ve elini Gregoryusa uzattı. Connorx'un elinden kırmızı bir ışık çıkıp Gregoryusun göğsüne ulaştı. Göğsünde dayanılmaz bir acı hisseden Gregoryus haykırdı. Göğsündeki tılsımı kendine çeken Connorx, tılsımı kendine taktıktan sonra iki eliyle uzaktan Gregoryusun göğsünü ikiye ayırdı ve kalbini çıkardı. Gencin kalbini avucuna alan Connorx, antik çağlardan bir dil ile bir ağıt okudu ve ellerini iki yana açıp gökyüzüne doğru haykırdı. Her taraf kör edercesine ışıkla ve sağır edercesine bir sesle kaplandıktan sonra her tarafa derin bir sessizlik hakim oldu.

Sonsuz ArayışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin